-Draco Malfoy-

757 57 41
                                    


***

Sen Hermione'nin kız kardeşiydin. Ondan bir yaş küçüktün. Üstelik babalarınız aynı değildi. Hermione'nin babası Jane'i affetmişti ancak seni göndermek şartıyla bu geçerliydi. Senin baban seni bir hata olarak görüyordu. Kendisi evlenmiş ve çocuklarıyla başka yerde yaşamaya başlamıştı. O zamanlar bilmiyordun ama baban bir büyücüydü.

Seni büyükannen sahiplenmiş ve büyütmüştü. Hermione'yi ve anneni biliyordun. Her yaz onları bir kere görmeye giderdin. Jane seni bıraktığı için çok pişman hissediyordu ancak yapabileceği birşey yoktu. Senin geldiğin günlerde John annesinin yanında kalıyordu çünkü ona ihaneti hatırlatıyordun.

Ancak seni bir kez gördüğünde kendi kızı olmanı dilemişti. Jane'e çok benziyordun. Beşinci sınıfa kadar Fransa'da büyük annen ile yaşamış olduğun için Beauxbattons'da eğitim görmüştün. Melez olduğunu büyük annen söylemişti. Düşüncelerine göre baban seni bu yüzden istememişti. Onun çocukları ve eşiyle hiç tanışmamıştın. Safkan olduklarından emindin.

Büyük annen öldüğünde gidecek tek yerin annenin yanı olmuştu. Sana babandan daha iyi bakardı. Hatta emindin ki John bile seni kabul ederdi. Öyle de olmuştu. Sana artık alışmıştı ve kendi kızı olarak görüyordu. Hermione hep seninle birlikte yaşamayı hayal etmişti ve bu sonunda gerçek olmuştu. Bu sene 6. sınıfını Hogwarts'ta okuyacaktın.

Onlara yük olmamak için büyükannenden kalan miras ile alışveriş yapacaktın. Zaten bir asan vardı ama Ollivender asasını da almayı çok istiyordun. Herşey çok güzel geçmişti. Birlikte mutluydunuz. Jane hala seni bıraktığı için pişmanlık çekse de bundan sonra onlarla olacağın için mutluydu. Üstelik John bile seni kabul edip sevmişti.

Tren istasyonuna vardığınızda bavulunu sıkı sıkı tuttun. Herkesin büyük bir övgüyle bahsettiği Hogwarts'ı merak ediyordun. Hermione oraya bayılıyor gibi duruyordu. John ve Jane son olarak gözlerinde yaşlarla seni uğurladığında çok mutluydun. Artık kendini bir yere ait hissettiğinden dolayı için kıpır kıpırdı.

Ancak bu okula gittiğinizde öyle devam etmedi. Draco Malfoy Hermione ile kardeş olduğunuzu öğrendiğinden beridir seninle uğraşmaya ant içmişti. Hatta o kadar ki Harry Potter'ı bile unuttuğu oluyordu. Dersler ve Hogwarts çok iyiydi. Malfoy ve çetesi sana orayı zindan etmeye kararlı olmasaydı daha mutlu olabilirdin.

Yine bir gün yemekhanede Slytherin ve Gryffindor'un başlattığı yemek savaşından gizlice kaçarken Draco seni farketmiş ve peşine takılmıştı.

"Hey Granger!" Sinirlerin hoplamaya başlamıştı, "Ah, pardon. Her seferinde unutuyorum Granger olmadığını. Drell. YN Drell. Kulağa daha havalı geliyor. En azından kanında bir büyücü kanı var. Aşağılık baban bunu bozmaya karar vermemiş olsaydı seninle arkadaş bile olabilirdik." Öfkeden parmak uçlarına kadar kızarmıştın. Gözlerin dolmuştu.

"Kapa çeneni! Senin merhametine de senin arkadaşlığına da ihtiyacım yok." Gözlerinin dolduğunu görünce gülmesi arttı. Üzerine yürüdüğünde korkuyla iki adım geri attın. Onun ölüm yiyen çocuğu olduğunu biliyordun. Küçüklüğünden beri eğitim gördüğü de barizdi. Yani ne kadar zeki olsanda onun daha fazlası olduğunu biliyordun.

"Üzüldüm. Keşke-" elini çenene koydu. Gözlerinde ki korku onu daha iyi hissettiriyordu.

"Keşke bana önyargıyla yaklaşmasaydın." Dudağını büzdü. Sana hafifçe yaklaştığında koridorda camları titreten bir dalga geçti.

"Kardeşimden uzak dur pislik!" Hermione asasını henüz çıkarmadan sihir aurası ile camları titretiyordu. Hızlıca kemerine bağlı asayı aldı ve Draco'yu fırlatacak bir büyü yaptı. Öfkeden gözleri dolmuştu. Senin ağladığını gördüğünde derin bir endişeyle yanına yaklaştı.

multifandom- sevilen karakterlerWhere stories live. Discover now