-Henry Creel-

447 27 0
                                    

Stranger things açılışı başlasın o zaman!

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Stranger things açılışı başlasın o zaman!

***

Your name:Lou Beth Wren

Your age:18

Your number:9

Bugün doğum günündü. Sadece baba kutlamıştı. Onun dışındakiler bilse tuhaf olurdu zaten. Gergindin. Baba 18 yaşına girenlerin yavaşça güçlerini kaybettiğini söylemişti. Ve işin tuhaf yanı sen daha da güçlenmiştin. Çocukluğun hakkında hiçbir şey hatırlamıyordun. Kendini bildin bileli laboratuvardaydın.

18 yaşına girmiş olan tüm denekler ortadan kaybolmuş oluyordu. Ancak onlar zayıfladıkları için gönderiliyordu. Elin ayağın titriyordu. Odanda ki hoparlörden duymuştun babanın doğum gününü kutladığını, yüz yüze değildi. Ancak yanına birilerini gönderdiğini hissediyordun.

Seni teste sokacaktı. Güçlerinin hala kaldığını bilmeliydi ki seni öldürmesin. Ama ona güçlendiğini söyleyemeye de niyetli değildin. Üzerine daha fazla çalışmasını istemiyordun. Daha fazla radyasyon ne senin için ne de diğerleri için iyi olmazdı. Kapının tıklatılması ile elini incelemeyi bıraktın.

Gerginlik ile kapıya baktın ve açılmasını sağladın. İki tane asker kapının önünde iki tane de arkalarında duruyordu. Her deneği almaya geldiklerinde bu olurdu. Ayağa kalktın ve sana seslenmelerine izin vermeden yürümeye başladın. Onlar da seninle muhabbet etmeye hevesli durmuyorlardı. Burada pek iyi bir şöhretin yoktu.

Koridor her zamankinden sessizdi. O an anladın diğer herkesin 18 olduğunu bildiğini. Hepsi senin götürülmeni bekliyordu sessizce. Bu onlar için iyi olurdu. Ancak sen gönderilmeyeceğeni biliyordun. Korktuğun tek şey babanın güçlerinin arttığını makinelerden anlamasıydı.

Makineyi kandırabilirdin ama baba gözünü bir saniye bile makineden ayırmazsa sorun olurdu. Hızlı yapamazsan illaki ani değişikliği farkederdi. Zihin kontrol yeteneğin vardı ancak baba bunlara göre önlem almıştı. Doktor Martin Brenner teknolojinin en nadide parçalarına erişebiliyordu.

Önden ilerleyen iki askeri takip ederken arkadakiler de korkup kaçma ihtimaline karşı silahlarını tetikte tutuyorlardı.

Bir odanın karşısında durduğunda buranın önceki 18 yaşına girenlerin girdiği oda olduğunu anladın. Buraya girip de mutlu çıkan olmamıştı. Yutkundun. Yukarıda ki kameraya göz attığında kırmızı nokta yanıp söndü.

Kapıyı elini uzatmadan açtın ki güçlerinin hala yerli yerinde olduğunu görsünler. Ancak güçlendiğin için daha fazla kullanmak istiyordun ve bu bir sorundu. Duygu patlamaları yaşadığın anda ifşa olurdun. İçeride sarı saçlı adamı gördün. Babanın hemen yanındaydı. Birkaç kabloyu değiştirirken sana bir bakış attı.

Gözlerinden geçen duyguyu anlamadın. Sanki seni gördüğü anda anlamıştı güçlendiğini. Seni tanımıyordu bile. O kadar mı güçlenmiştin? Babaya söyleyip seni yakalattırmasını bekledin. Yapmadı. Önüne döndü ve kimseye çaktırmadan bir kabloyu değiştirdi. Ne yapmaya çalıştığını anlamadın. Sana kameraya göstermeden göz kırptı.

Üzerinde ki bastırılmış enerjiyi o an farkettin. Boynundan yayılan küçük cızırtıyı hissedebiliyordun. Yüz ifadeni korudun.

"İyiki doğdun 9" Brenner konuştuğunda dikkatin sarışın adamdan ona çevrildi. Kesinlikle ilgini çekmişti ve ikinizinde birbirinizi araştıracağınızdan şüpheniz yoktu.

"Bu genç adam Henry. Bugün geldi. Sizinle tanıştırmak istiyordum." Gülmek istedin. Sanki güçlerini kaybedersen buradan gideceğini bilmiyormuşsun gibi davranıyordu. Senin zeki olduğunu biliyordu. Farkedeceğini elbet tahmin etmişti zamanında.

"Ne yapmam gerekiyor." Sesin beklediğinden soğuk ve otoriter çıkmıştı. Baba bir an şaşırdı ama sedye yatağını işaret etti, "Uzan. Değerlerini ölçeceğiz." Beyaz deri ceketini sıyırıp koluna ince hortumlar bağlamalarına izin verdin. Bir kadın tansiyon ve sıcaklığını ölçüp odadan çıktığında geriye Henry ve Baba kalmıştı.

"Korkmana gerek yok 9. Senin güçlü bir kız olduğunu biliyorum. Sonun diğerleri gibi olmayacak." Soğuk bir şekilde güldün, "Biliyorum." Adam tüylerinin diken diken olduğuna yemin edebilirdi. Kafana küçük yapışkanlar taktı ama saçlarından zor oldu.

"Sanırım senin saçlarını kesmemizin vakti geldi." Şaka yapmasına gülecek halin yoktu. Koluna takılan borular şimdiden morarma ve ağrı yapmaya başlamıştı. Yutkundun. Henry adamın arkasından sana nazikçe gülümsedi. Ne yapman gerektiğinden emin değildin.

Hafifçe kafanı salladın. Kafana küçük bir elektrik çarptığında vücudun kasıldı. Martin Brenner hızla göstergeye baktı ama ondan hızlı olmayı başarmıştın. Bir bakış atman yetmişti makineye. İstediğin sonuç iyiydi. Hiçbir şeyi değişmemiş olarak gösteriyordu.

Baba aklı sıra elektriği dikkatini dağıtmak için verdirmişti ama ise yaramamıştı. Henry hayran olmuş bir şekilde sana bakıyordu. Gücünü kullanış hızından etkilenmişti. Bunu ne kameralar ne de doktor farketmedi. Sakince gülümsedi.

"Odana gidebilirsin 9." Brenner bozulmuş görünse de gülümsemeye çalıştı. Kafanla selam verip odadan çıktın. Kapıyı arkandan telekinezi ile kapatırken son kez Henry'e baktın. Bu kesinlikle son görüşmeniz olmayacaktı.

***

Henry Creel ❤️

multifandom- sevilen karakterlerWhere stories live. Discover now