-Klaus Mikaelson-

913 42 17
                                    



Okulun zorba kızlarının lideriydin. İnsanlar senden kesinlikle hoşlanmazdı. Özellikle de Caroline Forbes. Onun sevilen enerjisi, insanlarda bıraktığı olumlu etkiyi küçükken çok kıskanırdın ve bu zamanla bir nefrete dönüşmüştü. İkinizin rakip olduğu en büyük konu ise modaydı.

Caroline'ın bunca zamandır aldığı Mystic Falls güzeli ödülü sana pek söz düşürmesede bu sene bu ödülü almıştın. Popüleriten artmıştı. Evet, ama o hala çok seviliyordu. Güzel olmaya ihtiyacı yoktu. İçinde ona duyduğun kıskançlık seni krize sokmuştu. Bunun sebebi popülerlik değildi.

Onun ailesini kıskanıyordun. Kasabanın koruyucusu ve meleği Şerif Forbes'un kızıydı. Aynı zamanda onu çok seven bir babası vardı. Kısacası mutluydu. Onun hayatını kıskanıyordun. Annen sen küçükken ölmüştü. Baban vampir avcısıydı ve seni de kendisi gibi yetiştirmişti.

Caroline'ın vampir olduğunu da biliyordun. Vampir olsaydın babanın seni acımasızca öldüreceğini de biliyordun. Gerçi onun ailesinin vampir olduğunu bilip bilmediğini bilmiyordun. İstediğin tek şey onun hayatını yaşamaktı. Ve hala üzüldüğü tek şey bir erkek için ilk seçenek olmamaktı. Seni sinirlendiren asıl neden buydu.

Büyük malikanenin mahzenine yol aldın. Burada büyü yapılması imkansızdı. Atalarınız burayı sizin için inşa etmişti. Hippen soyunun yüklü hazinesinden bir parçaydı. Mahzende rahat bir odanın içinde olan küçük çocuğun yanına gittin. Uyuyordu. Burayı onun için kendi ellerinle hazırlamıştın.

Yanına yaklaştın ve saçlarını okşadın. Babanın kullanmak için rehin aldığı cadının kızıydı. Onu tehdit edebilmek için küçük kızını burada tutuyordu. Baban doğa üstü herşeyden nefret ederdi. Yeri geldiğinde kullanmak için acımasız davranırdı. Küçük kızın rahat yaşamasına henüz cadılığı bilmediği için izin vermişti. Onun şimdilik masum olması kızı güvende tutması için tek nedendi.

Ama sen ona çok üzülüyordun. İnsanlar seni acımasız birisi olduğunu düşünüyordu. Belki öyleydin ama çocuklara geçerli değildi. Küçükken zincirlere asılmış bir vampir öldürmüştün. Babanın seni zorlaması yüzünden. Belki bu seni acımasız birisi yapmıştı.

Küçük kız gözlerini açtığında ona gülümsedin. Doğruldu ve büyük gözlerini ovup uykusunu dağıtmaya çalıştı. Çok zeki bir kız olduğunu biliyordun.

"Annene kavuşmaya hazır mısın? Tıpkı anlaştığımız gibi." Uykusu birden dağıldı ve güldü, "Evet! Hazırım. Ama ya baban bizi yakalar ve sana zarar verirse?" Korkuyla sordu. Ona güven vermek için gülümsedin. Babanın anlayamayacağını biliyordun. Sana haddinden fazla güveniyordu. İçeriye başkalarının girdiğini düşünecekti.

"Merak etme. Ben güçlü bir kızım, unuttun mu?" Onu kollarına çektin ve sarıldın. Annesinin haberi yoktu. Ellerini tutup kapıdan çıkardın. Mahzen malikane kadar genişti ve Dora'nın kaldığı hücreyi bulmak için dolanmanız gerekti. Baban ve diğer avcılar, dolunay gecesi yüzünden ormandaydı. Bu bir fırsattı. Dora'nın hücresine geldiğinizde cebinden anahtarları çıkardın ve kilidi açtın.

Çelik ve büyüyle korunan kapı açıldığında üzgün kadını gördünüz. Küçük kız annesine koştu, "Anne!" Kadın sesle kafasını kaldırdı ve küçük kızını gördü, "Cassie!" Ayağa fırladı ve küçük kızını kucağına aldı. Kokusunu içine çekerken onun oldukça sağlıklı olduğunu gördüğü için çok mutluydu.

"Bebeğim...sen, burada olmaman gerekiyordu-" Sözü seni görmesiyle kesildi. Senin yardım ettiğini anladı. Minnettarlıkla baktı ama konuşmadı. Omuz silktin, "Bana çok yardımın dokundu Dora. Babam diğer mahzende şerefsizin birini tutuyor. Onunla idare edebiliriz diye düşündüm. Bunu bir teşekkür olarak gör." Dora kızını indirdi ve sana sarıldı. Gözleri dolmuştu.

multifandom- sevilen karakterlerWhere stories live. Discover now