Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Uyarı: ağır gelebilir, çeviri
***
Gün ortasında James Potter'ın aletine binmenin zevkini çok az şey giderebilir, banyodan çıkıp onun beline ata biner gibi bindiğiniz andan itibaren çoktan unutulmuş olan planları umursamazsınız. Notu oldukça çabuk almıştı ve şimdi yıldızları görüyordun.
"Kahretsin, kendini çok iyi hissetmelisin James... Çok iyi." İnledin, ağzın açık kaldı ve o aşağıdan sana doğru itmeye devam ederken, vücuduna sıcak zevk şokları göndererek, sen onun güçlü omuzlarına tırnaklarını saplarken beyninin bulanıklaşmasına neden olarak, başın geriye doğru sarkıyordu.
"Sen de... Bana binerken çok güzel görünüyorsun." Homurdandı, öne doğru eğilip bir meme ucunu ağzına alırken parmaklarını kalçalarına bastırdı. Ellerini onun omuzlarından saçlarına dolaştırırken yüksek bir inilti çıkardın, ona bakarken kalın bukleleri çekiştirdin. Gözlüğünün üzerinden gözleriyle buluşturdu ve nefesini kesmene neden oldu.
"Sen... Yakışıklı görünüyorsun." Nefesin kesildi ve seni bıraktı, bir eline yaslanıp farklı bir açıdan hamlelerini zorlayarak, kaşlarını çatarak sana kocaman bir sırıtış verdi. Bu adam başkası için seni tek başına mahvediyordu ve başka türlü yapamazdın. "Oh, öyle mi? Benim için bir cümle bile çıkaramıyor musun, bebeğim?" O alay etti ve sen başını salladın, öne eğilirken dudağını çiğniyor, alınlarını birbirine bastırıyor, sert, düzensiz bir ritimle nefes alıyorsun.
"Çok iyi." Sen sızlandın ve James kıkırdadı, geri çekilip konuşmadan önce boynunu ısırmadan önce sıcak, dağınık bir öpücükle dudaklarını buluşturmak için eğildi. "Benimle konuşamayacak kadar iyi misin tatlım?" Diye sordu, sen de başını salladın ve bir inilti daha çıkardın. O çok iyiydi... Onun aleti senin için yapılmıştı.
"Evet." Sızlandın ve o hareket edip seni hızla karnının üzerine çevirirken gözleri parladı. Kalçalarınızı kabaca yukarı çekti, öne doğru eğilerek yüzünüzü şilteye bastırdı ve arkadan size vurmaya devam ederek yüzünüzü yaktı. Kendini çok açıkta hissettin... ama elinin kıçına tokat attığını, nefesinin kesilmesine ve sırıtmasına neden olduğunu hissettiğinde bu düşünce zihninden atıldı. Aylardır sana şaplak atması için yalvarıyordun...
"Siktir..." diye inledi, tekrar, daha sert yapabilmek için doğruldu. Kalçalarını tekrar ellerinin arasına oturttun, nefesin kesilene ve cildin sıcaklıkla ve hoş bir acıyla delinene kadar hareketi tekrar tekrar yapmasına neden oldun. Darbeleri artık daha sertti, her seferinde daha derin hissediyordu.
"Merlin, bunu böyle seviyorsun, değil mi? Sert olmamı seviyorsun." Homurdandı, klitorisini kabaca ovmak için elini beline dolayarak seni ürpertti. Elini uzaklaştırmaya çalıştın, çok hassas olduğun bahanesini uydurmaya çalıştın ama ağzından kelimeler çıkamadı ve gerçekten durmasını istemedin. Elinizi kolayca tutup başınızın üzerine sıkıştırdığında değil.
"Sevdim!" "Biliyorum sevgilim." Dedi ve sen sızlandın, kendini beğenmişliğinin ortaya çıkışına bayılıyordun... bu sadece seni uçurumun kenarına daha da yaklaştırıyordu. "Yakın... James... Yakın." Uyardın ve o karanlık bir şekilde kıkırdadı, bir anlığına yüzünü yataktan çekmek için saçını çekti, keskin acı nefesini kesmene neden oluyordu.
"Güzel. Sikime boşalmanı istiyorum bebeğim." diye mırıldandı, kulak memesini ısırarak, altında seni gerginleştirdi. Kahretsin, boşalacaktın. "Aman Tanrım... Aman Tanrım..." Lanet olası bir şey oldu ve sen nefesini tutmana izin vermeden vahşi adımlarına devam ederken kesik kesik bir çığlık atarak yatağın içinde titredin. "Siktir, James!"
"Al bebeğim, sadece benim için al." İnledi, hızı arttı. Tekrar kenara yaklaştığınızı hissettiğinizde gözleriniz geriye doğru yuvarlandı... Tanrım, az önce boşalırdın, bu nasıl mümkün olabilirdi? Bu adamın nesi vardı? "Yapabilirim... Ben... Oh..." Ne kadar hassas olduğunu umursamadan sana saplanmaya devam ederken mızmızlandın... bu iyiydi, bunu kabul etmesi biraz zaman aldı. . "Kahretsin, çok yaklaştım... senin içinde bitireceğim bebeğim." İnledi ve sen çılgınca başını salladın. Bunu yaptığında hoşuna gitti, bunu biliyordu.
"Lütfen!" Yalvardın ve seni şilteye daha sert bastırırken nefesi titredi, kabaca itti ve ikinci orgazmını kolaylıkla senden almaya zorladı. Amın onun etrafında sıkışıp onu kenara daha da yaklaştırırken alçak sesle inledi. "Lanet olsun..." diye inledi, senin içinde boşalarak duraksayana kadar özensizce içini itti.
Bir an orada kaldı, önü sırtınıza yaslandı, sonra gelip doğrulup sizi çevirirken sırıttı. "Tanrım, beni her zaman çok iyi hissettiriyorsun." İçini çekti, kalıcı bir kucaklama için seni kollarının arasına çekti. Memnuniyetle gülümsedin ve başka türlü hareket edemeyecek kadar yorgun olduğun için yüzünü onun boynuna gömdün.
"Bende aşkım." İçini çektin ve bir an sonra James, başını yastığa koymaya dikkat ederek seni tekrar yatağa bıraktı. "Burada bekle." James ısrar etti, banyoya gitmeden önce dudaklarınıza hızlı bir öpücük kondurdu ve bir dakika sonra elinde bir havlu ve yüzünde muzaffer bir sırıtışla ortaya çıktı. "James, bununla başa çıkabilirim..." Denedin ama başını iki yana salladı, bacaklarının arasına diz çöküp elinin üzerinde öne doğru eğilirken neredeyse sana biraz surat asacaktı.
"Seni temizlememe izin ver güvercin. İstiyorum." dedi James, sıcak havluyu bacağına atarken sana yumuşak bir gülümsemeyle. Elini pazısının üzerine koyarak sırıttın. "... Peki." Mırıldandın ve başını salladı, havluyla dikkatlice silerek havluyu bir kenara atıp seni kollarının arasına çekti, alnına sıcak bir öpücük kondururken içini çekti.
"Çok güzel... çok iyi..." diye mırıldandı ve sen onun göğsüne doğru sırıtıp bir bacağını onun üzerine atarken, sen ona kıvrılıp memnuniyetle iç çektin. Harika. "Seni seviyorum." Göz kapaklarının ağırlaşmaya başladığını hissederek mırıldandın. "Ben de seni seviyorum bebeğim. Her zaman." Fısıldadı ve sen de başını salladın. Onunlayken kulağa her zaman oldukça iyi geliyordu.
***
Okurken utandım jwjcjdkekekdj
Alın size smut. Benim yazdıklarım minnoş kalıyor çevirilerin yanında hshcjjcejw
