"Beni istediğini söyle," dedi Erwin sesi hayal kırıklığından çatlamıştı. "Benim seni istediğim kadar beni istediğini söyle. Ayrı kaldığımız her gün seni özlediğim gibi beni özlediğini söyle."

Levi'ın gözleri endişeyle tekrar açıldı. Erwin'in gözleri kapalı, kaşları çatık ve dudakları ince bir çizgi halindeydi.

"Erwin..."

"Söyle...Lütfen yalan da olsa."

"Erwin, sen bir andavalsın." diye içini çekti ve sonra Erwin'in yanağını okşadı. "Seni istediğimi biliyorsun. Ben her zaman her zaman seni seveceğim, ne olursa olsun..."

Erwin'in boğazındaki düğüm daha da büyüdü, göğsü duygularla kabardı. Levi yanaklarının yandığını hissetti.

(liseli aşıklar cosplay yapan koca yürekli Kaptan Levi Ackerman ve Komutan Erwin Smith)

"Bana vereceğin her şeyi de." diye fısıldadı Levi elini Erwin'in bacaklarının arasına kaydırırken.

Erwin derin bir nefes alarak kendi kemerini çözdü ve çıkardı. Levi, Erwin'in gömleğinin düğmelerini açtı, onu göğsünden öptü.

Erwin onu tekrardan öpmek için eğildi
Levi'ın bacaklarını göğsüne bastırdı. Erwin ondan boğuk bir inilti çalmak için Levi'ın dudaklarını ısırıp emdi.

"Erwin..." diye yalvardı.

Erwin penisinin başını Levi'ın deliğine bastırdı; gerginlik acı verici ama ikisi için de tatmin ediciydi. Levi boğuk bir çığlık attı ve daha da derine inmesi için bacaklarını Erwin'in omuzlarına attı. Erwin yüzünü Levi'ın omzuna koydu.

"Siktir-" diye inledi Erwin şaşırtıcı bir şekilde yüksek sesle. Dirseklerini Levi'ın kafasının iki yanına, masanın üzerine, bastırdı.

Erwin'in bacakları titriyordu, nefesi düzensizdi. Elleri tahta yüzeyin kenarını sıkıca tutuyordu, hareket etmeye başlar başlamaz geleceğinden korkuyordu.

"Kendini toparla." diye fısıldadı daha çok kendi kendine.

Levi titrediğini hissetti. Bir elini Erwin'in çenesinin altına koydu ve onu öpmesi için yukarı bakmasını sağladı. Önce yumuşak ve nazikti, dudaklarına zar zor dokunuyordu sonra sertleşti.

Ancak o zaman Erwin yavaşça hareket etmeye başladı.

"Tanrım, Levi çok mükemmelsin." diye homurdandı.

Levi'ın yanaklarındaki yumuşak pembe şimdi kırmızı bir renge büründü.

Erwin, iş performansı için geçmişte onu birçok kez övmüştü ancak kendisi olduğu için ona en son ne zaman iltifat ettiğini hatırlamıyordu. Erwin'in sözleriyle içinde bir şeyler değiştiğini hissetti. Hoşuna gitmişti. Sevmişti. Belki de kendi iyiliği için biraz fazla zevk almıştı bu iltifattan.

Sana ihtiyacım var...

Bu Levi'ın günün sonunda Erwin'den duymayı özlediği sözdü. Erwin'in orduya katıldığında ona söylediği söz. Gücüne, cesaretine, sadakatine ihtiyacı vardı. Ama bunlar komutanının sözleriydi şimdi önündeki Erwin Smith değil. Levi kendini açgözlü hissediyordu. "Sana ihtiyacım var" birdenbire yeterli olmadı.

Seni istiyorum...

Ondan duymak istediği sözler bunlardı. Bu ani kavrayış bir şekilde tren çarpması etkisi yarattı benliğinde. Düşüncelerinden uzaklaşmak için gözlerini kapadı.

"Kapa çeneni ve bitir artık..." dedi Levi, yarı gururlu yarı sinirli, siniri daha çok kendine.

Ama Erwin, Levi'ın tepkisinden hiç de memnun olmuş gibi görünmüyordu. Levi'ın çenesini parmaklarının arasına sıkıştırdı ve onu gözlerinin içine bakmaya zorladı.

1918 •Eruri•Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt