Hiç Bitmeyecek Umutlar

102 35 6
                                    



"Umut denizdi. Umut maviydi. Umut içinde yaşam barındıran bir şeydi..."

Hayat...

Beş harf, iki hece...

Fakat hayatlarımız öyle derin ki aslında. Kelimenin söylenmesi zor fakat manası ne yazık ki boğazımız da düğümler oluşturacak kadar güç...

Sahilde oturmuş ve bana hayatın getirdiği şeylere bakıyorum aslında bunları düşünürken. Su diyorum kendi kendime:

"Bu hayatta ne çok şey başardın..."

Belki en dibi de gördün ancak hiçbir koşulda yılmadın, pes etmedin ve yoluna ne kadar darbe alırsan al devam edebilmeyi başardın. Umudunu yitirmeden, savaşarak mutlu günleri yakalayabildin sonunda diyorum kendime. Masmavi göğün altında ve ucu bucağı görünmeyen o mavi suların yanında bir kez daha şükrediyorum Allah'a. Çünkü biliyorum ki; bu hayattan darbe almasaydım veyahut da en dibe çakılmasaydım şuan geldiğim noktadaki Su olamayacaktım .

Yaşamlarımız öylesine zor ve karmaşık ki aslında. Onları çözmeye çalışırkan bitap düşüyoruz çoğu zaman. İşte o anlarda yoruluyor ve işin içinden nasıl çıkacağımızı bilemiyoruz ne yazık ki... Aslında sadece kendimize inanabilsek ve o zorluğun altından kalkabileceğimizi kendimize kanıtlayabilsek belki de her şeye daha da umut dolu gözlerle bakabiliriz.

Umut , küçücük bir çocuğun gülümsemesinde saklı olabilir veyahut da sonsuz bir mavi de can bulabilir umut. Aslında umut , bizim görmek istediğimiz her yerdedir. Sadece farketmeliyiz onu. Ondan kaçmak yerine onunla birlikte yürümeliyiz bu sonsuz yolu...

Günün ilk ışıklarında kendimi sonsuz maviliğin boy gösterdiği o derin sularda buldum. Hayatın bana getirdiği olayları, insanları ve en çok da umudu düşündüm saatlerce. Mesela; bundan birkaç yıl önce darbe aldığım için dibe çakıldığım o dönemlerde küsmüştüm hayata. Şuan farkediyorum ki; aslında küstüğüm hayat değil kendimmişim . Ben sadece kendime kızmışım bunca yıl boş yere. Kendime o yıllarda o kadar çok haksızlık etmişim ki... Bunu zaman geçtikçe daha iyi anlayabiliyorum.

Yıllar geçiyor ve ben büyüyor, birçok şeyi aslında kendi kafamda kurduğumu , kendime eziyet ettiğimi çok daha iyi anlıyorum. Geçmişteki yaralarımın üzeri kapanıyor ve ben bir kez daha yara almamak için önüme surlar çekiyorum. Aslında bu karşımdakilere çektiğim duvarlar değil, kendimi dış dünyaya kapatmamın eseriymiş bunu bugün daha da iyi anlıyorum.

Ve umut...

Beni hiçbir koşulda bırakmayan, ben ne kadar düşersem düşeyim ellerimden tutup kaldıran ve içimde yaşamın kırıntılarını taşıyan o şey... İyiki hep varsın hayatımda "umut".

Ben uzaklara dalmış bunları kafamda sorguladığım sırada arkamdan bana doğru gelen o kokuyu duyumsadım bir an. Belki arkamdaki farketmedi fakat ben anladım o olduğunu. 'Nasıl? ' diye sormayın çünkü bana bile bazen hayalmiş gibi geliyor. Sanki onunla hiç karşılaşmamış , onu hiç tanımamışım gibi.

Ateş...

Benim güzel seven adamım... İyiki girdin hayatıma, iyiki bu dünyada bana bir kez daha ikinci bir şansın olabileceğini hatırlattın. İyiki umut oldun bana...

Ben ona bunları içimden söylerken o da tam o sırada arkamdan kıskıvrak yakalamış ve beni kendine hapsetmişti. Kokusunu kaç metre öteden duyduğum bu adam, beni kendisine bir kez daha aşık etmişti.

"Benim güzel Su'yum. Sabahın erken saatlerinde evden adeta kaçıyorsun ve beni de yanına çağırmıyorsun öyle mi? Ya seni bulamasaydım o zaman ne olacaktı? Bence biz en iyisi evlenince deniz kenarındaki evlerde yaşayalım yoksa senin peşinden her gün çocuklarımızla gelmek zorunda kalacağım."

"Sevgilim sence de biraz abartmıyor musun? Sadece evde bunaldım biraz bu yüzden attım kendimi yine sahil kenarına."

Ona bunu dedikten sonra tam karşısına geçmiş ve bir anda boynuna sarılmıştım adeta. Kokusunu her bir zerreme iliştirmek istiyordum ve onun kokusu benden hiçbir zaman çıkmasın istiyordum. Sadece onunla olmak ve hayallerimi onunla birlikte gerçekleştirmek istiyordum. İşte, şimdi tam fırsatı dedim kendi kendime. Dün akşam saatlerinde benim ayaklarımı yerden kesecek o mesajı onunla da paylaşıcak ve onunla en büyük hayalimi gerçekleştirecektim.

"Birileri beni çok özlemiş gibi :))) "

"Ateş sana bir haberim var. Bilmiyorum ne diyeceksin ama ben dün akşamdan beri yerimde duramıyorum sevgilim. Ve sana da söylemem gerekiyor çünkü bunu seninle başarabilirim ancak."

"Su, çatlatma da adamı söyle artık be kadın."

"Sevgilim , ben dün bir yayınevinden geri dönüt aldım. Sende biliyorsun ki, yazıyorum uzunca bir süredir ve elimde bir kurgu vardı ve bende onu geçen haftalarda bir yayınevine gönderdim . Yayınevi de yazdığım hikayeyi beğenmiş ve bana dün akşam geri dönüş yaptılar. Sadece şöyle bir sorun var ki; kitabın editörle çalışma süreleri olduğundan ve bunlar da yoğun işler olacağından düğün tarihimizi biraz ileriye çekmemiz gerekebilir. Biliyorum bu evlilik için çok uğraştık , her şeyin farkındayım ama bu işi de ne kadar çok istediğimi en iyi sen biliyorsun sevgilim. Hem biz her şeyin üstesi-"

Cümlemi tamamlayamadan onun ani öpücüğüyle ne söyleyeceğimi şaşırmıştım adeta.

"Sevgilim, bu habere en az senin kadar sevindim öncelikle. Ve ben inanıyorum ki; hayallerini bir bir gerçekleştirecek bir kadınsın sen. Yanında ister ben olayım ister olmayayım. Önemli olan sadece sensin Su. Kendine hiçbir zaman kızma ve hayallerini hiçbir şey için sakın erteleme. Unutma sevgilim, ben senin arkanda veyahut da önünde değilim . Ben senin her zaman için ne koşulda olursa olsun yanındayım. Şimdi napıyorsun biliyor musun, o yayıneviyle iletişime geçiyor hayallerinin gerçekleşmesine izin veriyorsun."

"Ateş, ben seni hakedecek ne yaptım bilmiyorum? İyiki çıktın karşıma be adam iyi çıktın da bu dünyada iyi insanlarda var dedirttin bana. Seni çok seviyorum Ateş. Ve bu sevgi hiçbir koşulda azalmayacak bunu hiç unutma olur mu ?"

Bunları söylerken gözlerimden de yaşlar akıyordu aynı zamanda. Ateş o akan her bir yaşı sildi ve gözlerimden öptü önce.Sonra ağlamamdan mütevellit sızlayan burun ucumdan ve en son da onsuz kurumuş olan olan o dudaklarıma bir buse kondurdu. Tam geri çekileceği sırada onu bırakmadım ve onu şaşırtarak ademelmasından öptüm önce onu. Daha sonra ise ona kaçma fırsatı sunmadan dudaklarını kendime esir ettim. Sanki çölde susuz kalmışçasına kana kana içtim o dudaklarından o buz gibi suyu. Nefes almak için geri çekileceğim sırada öyle bir şekilde sarıldı ki dudaklarıma kendime kaçacak bir yer bulamadım ve bende onun dudaklarında nefes buldum kendime. Bir süre sonra ellerim istemsiz bir şekilde onun saçlarına gitmiş ve onunda elleri sıkıca bel boşluğuma gitmişti. Sanki bu dünyada değildik şuan için. Kendimize ait bir gezegende hüküm sürüyorduk şu anda.  Dalgaların kıyıya vuran o sesi ve gökteki o sonsuz mavilik şahitlik ediyordu bize şuanda.

Gelecek ne getirir bilinmez ama şuan için elimde o kadar büyük bir hazine var ki...

Elimde olana sahip çıkacağım ve hayallerimi bir bir gerçekleştireceğim yanı başımdaki bu adamla birlikte. Biz en olmaz denilen anda karşılaştık birbirimizle ve şuan geldiğimiz noktadan bakıyorum da öyle bir yol katetmişiz ki...

Binlerce kez şükrediyorum. Beni onunla karşılaştırdığı ve umudumdan hiçbir zaman için vazgeçirmediği için Allah'a...

Umut hep var..

Umudu aramakla uğraşmayın çünkü o sizin yanınızda çoğu zaman. Sadece farkedin bazı şeyleri. En önemlisi de inanın kendinize ve bu hayatın sadece kayıplardan ibaret olmadığını kazançlarınızın da olabileceğini sakın çıkarmayın aklınızdan...




Küllerinden Doğan Anka| Kitap Oldu🧡Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin