ACI GERÇEKLER

139 40 10
                                    

"Bazı gerçekler vardır hiç bilinmemesi gereken..."

Düşünmek....

Ne garip bir eylem.

Bazen sadece düşünürsün...

Geçmişi, şuanı ve geleceği.  Ne yapman ya da nasıl davranman gerektiğini , her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünürsün. Ya telafisi olmayan bir hata yaptıysam diye beyninin içinde kurarsın. Daha da kötüsü suçun olmadığı halde onun gözünde suçlu durumuna düşersin. Galiba en acısı da budur.

Çalışma masamda oturmuş , bir yandan kahvemi yudumluyor bir yandan da önümdeki çizimi bitirmeye çalışıyordum. Fakat zihnim öyle düşüncelerle meşguldu ki bir türlü çalışamıyordum. Bundan bir hafta önce olanlar olmuştu yine ve ben o gün kendimi o kadar aciz hissetmiştim ki...

Geçmişim , o gün yine başıma bela olmuştu. Tam mutlu oldum dediğim anda yine her şey tepetaklak olmuş ve beni yerle yeksan etmişti. Hayat yine bana oyunlar oynamış ve beni işin içinden çıkılmaz bir hale sokmuştu. En kötüsü de o gün sevdiğim adam bana inanmayı seçmemiş , bir de üstüne üstlük gözlerimin içine bakarak o acımasız kelimeleri söylemişti. 

'Bitti' demişti. 

'Sen hiçbir güzelliği hak etmiyorsun ' demişti.

Ve en kötüsü de bunları gerçekten tüm hisleriyle söylemişti. Yani sadece beni kırmak değildi niyeti. Asıl istediği beni paramparça etmekti. Onun yandığı kadar yanmamı istiyordu belki de...

İnsanız bizler .Acıma duygusu kadar acıtma kabiliyetine de sahip varlıklarız. Hayatlarımız da her birimiz acı çektiğimiz kadar bize acı çektirenin de tümüyle acı çekmesini isteriz. Ki bu kincilik değildir bence. Adaletin vücuh bulmuş halidir. Eğer gerçekten bir hakkaniyet  varsa bu dünyada acı çekenin kadar ona acıyı yaşatanın da o acıyı çekmesi gerekir. İşte Ateş'in de istediği buydu. Canını yakmış olduğum için benim canımın yanmasını umursamıyordu şuan. Ama onun yanıldığı bir şey vardı:

Onun acısından daha fazla kanıyordu kalbim benim sırf onu hayal kırıklığına uğrattığım için. Sırf ona kendimi tüm gerçekliğiyle anlatamadığım için için için yanıyordum. Belki de zamanı geri alabilme şansım olsaydı ona çok önceden her şeyi anlatırdım.

Ama o gün , dinlememişti beni .Bakmamıştı suratıma. En büyük acıyı işte o an vermişti kalbime Ateş...

O an o şirketten nasıl çıktığımı , abimin kollarına kendimi nasıl attığımı şimdi hayal meyal hatırlıyordum. Abimin o sıcak kollarına sığınmıştım o akşam. Acımı bir nebze de olsa hafifletmek istemiş ve beni en iyi anlayan kitaplara kendimi bırakmıştım o gece.

O gecenin üzerinden tam tamına bir hafta geçmiş ve bu bir hafta da o şirketten ayrılmış ayrıca onunla olan tüm bağımı da koparmıştım. Aşka ve sevgiye inanmaya başlayan Su'yu yine kör bir bataklığa sürüklemişti Ateş... Belki sadece onun gibi acı çekmemi istiyordu fakat artık ona da inancım kalmamıştı bu saatten sonra.

Geçen bu bir haftalık süreçte yeni kararlar almıştım. Tabiki de ilk önceliğim o şirketten ayrılmak olmuştu. Daha sonraki günlerde yeni iş ilanları aramaya koyulmuş ve yaklaşık bir iki gün sonra başvurularıma geri dönüşler almıştım. Başvurduğum şirketler arasında beni en çok cezbeden bir şirket olmuştu. O da 'KAYA' şirket grubuydu. Bir aile şirketi olan ayrıca uluslararası alanda çok iyi projeler yapmış olan bu şirket beni kendisine hayran bırakmıştı. Daha fazla dayanamamış ve iki gün kadar önce görüşmeye gitmiştim ve o gün benim için yeni bir milat olmuştu. Çünkü şirketle görüşmem sonrası işe kabul edilmiş ve üstüne üstlük ilk projeme bile başlamıştım. Fakat ne yazık ki aklımda dönüp duran tilkilerden dolayı bir türlü çalışamıyordum. Projeyi teslim etmem için yalnızca iki günüm kalmıştı ve ben hala daha yarılayamamıştım bile projeyi. Şimdi şimdi anlıyordum Ateş'in bendeki yerini. Sadece kalbimi değil aklımı da kapladığını yeni yeni fark ediyordum. Ama artık bu bir son olacak . Bir daha kimsenin beni üzmesine , incitmesine ve paramparça etmesine izin vermeyecektim. Çünkü 'AŞK' sadece zarar veriyordu bana...

Aşk , güzel şeydir derler . 

Peki neden, ben bir türlü başımı yastığa koyduğumda huzurlu olamıyorum?

Ya da neden, kırılan taraf hep ben oluyorum?

Bunların tek bir cevabı var . O da aşk denen ve sevgiden bile daha üstün görülen o zırvalığın ta kendisi...

İşte 'Acı Gerçekler' bu olsa gerek...

"Bazı şeyleri anlamam için acı çekmem gerektiğini tüm gerçekliğiyle yaşatmış bir adamsın sen..."

"

Ουπς! Αυτή η εικόνα δεν ακολουθεί τους κανόνες περιεχομένου. Για να συνεχίσεις με την δημοσίευση, παρακαλώ αφαίρεσε την ή ανέβασε διαφορετική εικόνα.
Küllerinden Doğan Anka| Kitap Oldu🧡Όπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα