48.Bölüm - Part 2

2.3K 114 486
                                    

*

*

*

Geçiyordu.Her şey bilinmezliğin at sürdüğü bu yol üzerinde durmaksızın geçiyordu.Değişime dur diyemeyen,günleri günlerden ziyade saatleri kontrol edemiyordu.İnsanlar yarım bıraktıkları akşamlardan sabaha kaldıkları yerden devam ediyordu.Vahlanmak şöyle boynu bükük kalsın ahı alınmış her bir ferdin vaveylası duyuluyordu gök kubeye.Can çıkmadan kezzaplaşıyor gözyaşları bu geçen günler içinde.

Asırlar gibi gelen ama yine de geçen beş günün ardından yaşam aynı boyutta ilerlemişti.Bir haftaya tamamlanması beklenmeyen cezanın Serhat Ağanın yaralı hali göz ardı edilerek yerini bulmuştu.Bugün oğullarını aşiretin elinden teslim alan Seyithan Ağanın utanç kaygısı gördüğü gündü.

Sürgün edilecek ve Mardin'e ayak basmayacak bu perperişan insanın ahvalini tüm Midyat'a Mirhan Ağanın başına geldiği gibi gösterildi.Tüm her şey yalın ve gerçekliği ile halk içinde duyurulurken Bozarslan'lar için yüz kızartan bir an daha olmuştu.Hakeza Berzê Hanımın davranışı ve hareketlerinden de anlaşılmıştı.

Yaşlı kadın bu sefer etrafına saldırmak yerine dizlerine vuruyor,ağlıyor,bazı anlar da akıl sağlığından kuşkulandığım canlılıkta bedduası karşısında biri varmış gibi dile geliyordu.Karaman'lara uygun gördüğü her bir ölüm kendi soylu gördüğü soyismine denk geliyordu.Nerede hata yaptığını,kime ne yaptığını bağırıyor,Karan'ı istiyordu.Bozarslan'lar dağılacaktı,ettiği bu yemin kendi sonlarını getirecekti,Karan'dan buna izin vermemesini istiyordu.Kendi evlatları çığlıklarını dindiremeyip herkesi kovuyordu.Oyun oynamadığı ve derin bir iç savaşın muhakemesini hâlâ yaptığı belliydi.İyi değildi.Yaşının getirdiği bazı hastalıklar da nüksedip kadını hastaneye kaldırmaya kadar götürmüştü bugünler arasında.

Ağabeyimin şehir dışına çıktığı güne dönülmüş bir hava sezilse de herkes için bu sessizliğin manası apayrıydı.Rengin,Karan'ın izin vermediği ama yine de araya giren Aram Ağanın girişimiyle okula gidip gelmeye devam ediyordu fakat bu sefer gözetim altında bizzat tutan Karan'la.Behram ağabeyim cephesi aynıydı,sakin ve sessiz.Galiba sadece Serhat Ağaya vermiş olduğu cezaya yönelmişti ve bugün de son bulmuştu.

Hafta sonuydu ve saatler öğleyi bulmuştu.Rengin,aldığı destek çizim kursundan sebep bugünde evde yoktu ve toparlanmış diye görünse de bunun aslı annesinin yüreğine azap olmak istemediğinden dolayıydı.Konak ahalisi tepkisizliğini sunmuş,konuşulan her kötü dedikoduyu kulak ardı yapmıştı.Karan ise rast geldikçe esip gürlemiş yanında konuşulmaya gelinmemişti ve açıkça Rengin'in ondan çekinmesini sağlamıştı.Bu durum ikisi içinde zorken bir araya gelip iki kelam edememiştiler.

Büyük odada oturan biz dört kadın oğlunu almaya gitmiş Seyithan Ağanın sorunsuz dönüşünü bekliyorduk.Berzê Hanım rahatsızlığından dolayı odasında istirahat ederken yanı başından ayrılmayan büyük kızı yanımızda değildi ve oğlunu almaya giden Arjin Hanımda yoktu.

Gülnaz Hanım derin bir düşüncenin içinde kaybolmuş gibi gözleri bir yere takılmış hareketsiz duruyordu.Zozan Hanımın davranışları ise görümcesine zıtlık taşıyor,kapı pervazına diktiği çemberleri odanın duvarlarını da geziyordu.Yamacımda oturan Zeynep yenge sükunet içinde oturan kocasını incelemekte ara ara kalkarak mutfağa inmekteydi.Karan ise her zamanki gibi yine konakta değil nerede olduğunu kimsenin bilmediği işlerindeydi.

"Serhat'ı almışlardır şimdiye değil mi Aram?"

"Öyle,mesaj geldi hala.Birazdan burada olurlar."

"Sağ salim kaza bela çıkarmadan gelirler insaAllah.Ciwan ağabeyim mi haber verdi?"

"Evet,amcam yazmış.Yarın yola çıkacaklar."

GÜL İLE BÜLBÜL |Bir Doğu Masalı| -TAMAMLANDI-Where stories live. Discover now