Bir ince sızı örtülür soluma,kalbime.Bir nefeslik ömür sığdırır dışına,içine.Bir zarif zincir bağlanır ortasına,çevresine.Bir çocuk heyecanı esir alır duygularımı,beni.Bir ağırlık çöker bağrıma,kafesime...Sıra sıra beri beri dizilir gönül bağıma,yerime.Hüznünü bağla bir bir iğne iplikle geçir sevdamdan,yüreğimden.Bir nakış izi de olsun soluma örtülen sızıda.Bir iğne izi de olsun içe sığan ömürde.Bir ip izi de olsun zincirle bağlanmış ortasında.Bir dikiş izi de olsun...Olsun ağırlık çökmüş bağırda,esir alınmış çocuk duygularda...
...
1 Hafta Sonra
Acıyan tarafı bertaraf olmuş gibi suskun,biçare ve yalnız başına geçirdiği günleri anımsayıp duran ve sadece geceleri konağa gelip odadan dahi çıkmayan Karan eski haline bürünmüş,herkese sessiz ve tepkisiz kalışıyla tefekkür eden mazinin çalkantılı hayal meyalliğinde buzdan kalbe,kayadan sertliğe yeniden geçiş yapmıştı.
Bu denli sarsılacağını kimse ön görememiş çarşıda,kuytu köşede hakkında söylenen bir bir doğrular bir mızrak misali göğsüne göğsüne batıyordu anlaşılan.Midyat için zalim bir ağa olan Karan'ın çocukluğu ve Berzê Hanımın yaptıkları dilden dile dolanıp lanetler iki dudak arasındaki yuvaya yapışıp dökülürken Karan bir tek kendisine acınıldığını fikredinip öfkeleniyordu.Kimseyle muhabbeti olmayan bu adamın hali tavrı iyiye gitmiyor bilakis geçmişe biat eder gibi ilk tanıdığım adama dönüşüyordu.Korkuyordum açık seçik...
Annesinin yakarışlarına dahi dönüp birkaç dakika sert mizacıyla izlerken derin bir nefesle umursamadan çekip gidiyordu.Babasına kestiği ceza kaldığı yerden devam ediyor, sabahın köründe çıkıp akşamın bir vaktinde havanın iyice kararmasıyla geliyordu Mirhan Ağa.Konağı terk edip gittiği ve her şeyin açığa çıktığı o günün ertesi babasının başında dikilip iyileşmesini beklemeden göndermiş ve ateşli ateşli konağa dönmesine baş sallayıp Berzê Hanımı hâlâ sınadığı evlat acısıyla gözü yaşlı bırakıyordu.
Kadının canı çekilmiş kurtulduğu sandalyeye nazaran hâlâ kırık ayağı varmış gibi davranıp sessiz soluksuz beddua ederek haftasını bitirmişti.Gücü kuvveti itimat edilen, saygı duyulan babası ve onun kızı oluşuyla gerçekleşirken ellerin kolların tek tek üzerinden çekilip güçsüz düşmesiyle yapacak bir şeyi kalmamamıştı.Bir bana nefretle bakıp soyuma lanet eder bi bana çemkinirdi lakin tek hatasında da kellesine düşen hükme boyun eğeceğini ondan iyi bilen de yoktu.
Öğleye gelen saatlerin meçhullüğünde odadan çıkmış,erkek evlat vereceğimi öğrenenler tebriklerini konağa gelmeden gönderip iyi dileklerini bu bir hafta içinde sunmuştu.Benim ailemden de aynı tepkiler gelirken annemin yanıma dahi uğramayaşı ukte kalmıştı içimde...
Zozan Hanımın doktor görüşmeleri aksamamış keza artmıştı lakin sürekli Karan'a yoğunlaştığından faydalı geçmiyor gibiydi zira odadan çıkmaması Karan'a bağlanmıştı.Oğlu evde olsa yanına gider izlerdi sessizce yoksa da odasına çekilir,ne yaptığı belirsiz zaman öldürürdü.
Aram Ağa daha sık kardeşinin yanında olmakla beraber konağı idare etmek içinde çoğunlukla evdeydi.Berzê Hanıma henüz teminat etmiyordu kendisi babası evde olmazsa dahi annesini bırakmıyordu.Rengin'in şu iki-üç haftada öğrendikleri kendisini baya yıpratmıştı.Sessiz sakin okuluna gidip geliyor,tek kelam etmeden odasına inzivaya çekiliyordu o da.Behram abimle olan durumlarını ise abimden öğrenmiştim.Rengin durgunlaşmış,hayata küsmüştü...
Portakal suyu için çıktığım odadan gözüme değen Zozan Hanımın odasıyla yönümü anlık değiştirmiş bu kapanıklığa içim burkulmuştu.Rengin bir şekil okulda sosyalleşebiliyordu ama annesi odasına kapanarak sessizce ağlıyordu.Çıkmış karnımla adımlarımı seri bir şekilde odasına doğru attım.Mirhan Ağanın kaldığı oda da hayatına devam etmiyordu artık ve bunu kesin bir dille açıklayan Karan'dı,babası o haliyle itiraz etmek istese de nafile.
YOU ARE READING
GÜL İLE BÜLBÜL |Bir Doğu Masalı| -TAMAMLANDI-
RomanceTam da karşımda avlunun ortasında durdu.Gözlerindeki nefret kaybolmuş,yerine minnet ve sevgiye aç hareler oturmuştu.Morarmış göz altaları,kan canağına dönmüş yeşilleriyle ihtiraslı bir gülüş kapladı içimi. Parmaklarım demir korkulukları bulup yerler...