Behram & Rengin

1.6K 92 284
                                    

*

*

*

Zemherinin ortasında filizlenip yeşermiş fakat kara kışa boyun eğerek solmuş bir kardelenin hayatını anımsatıyordu bakışları; öylesine soğuk ve titrek.Tam önünde duran reklam panosunun uç kısımlarına dalıp gitmiş,varlığından bihaber olduğu benliğinin iç sıkıntısına girmişti.Gün geçtikçe daha durgunlaşmış,bu yaşında en güzel duyguyu tadacağına korkuya tutsak olmuştu.Aklının kendisine sorguladığı anlarla ne yapacağını bilmez bir halde kapana sıkışmıştı.Kötü bir rastlantı,kötü bir çıkmaz sokağa düşmüştü ve bununla beraber gelecek kaygısı.Her ne kadar olmaz dese de içindeki sesi susturamamıştı.

Rengin gözleriyle delip geçtiği panodan oflayarak bakış alanını değiştirdi.Birkaç dakikadan fazladır bulunduğu okulunun önündeki reklam panosunda gördüğü sevgililer gününe özel kapmanyadan ziyade birbirine sarmaş dolaş çifti incelemişti.Birkaç hafta vardı daha bugüne ama hazırlıklar rakip firmaların birbirleriyle kıyasıya yarışıyla şimdiden başlamıştı.

Rengin kendini bildi bilesi bugüne özel durumu anlamak istemiş ama anlayamamıştı ve bugüne özel hassasiyeti oldu olası sevememişti.Sevgiyi göstermek bir güne sığmamalı veya herkes tarafından normalleştirilmemeliydi,düşünceleri hep böyle olacak gibiydi ona göre Behram olsun veya olmasın.

Ölüyü andıran bembeyaz kesilmiş çehresiyle donuk harelerini sağa sola saptırmadan fakültenin içine doğru adımlamaya başladı.Uzuvları hiçbir hayatsal faaliyet göstermezken yürümese canlı olabileceğine kimseyi inandıramayacak gibiydi hareketleri.Kendisine bomboş görünmeye başlamıştı yaşam,ilk defa bunu tatmıştı bugün giden Behram'la.Mana vermek şöyle dursun zihni bulanıklaşmış ve algıları ona işkence eder bir tavır kazanmışcasına kapalıydı.Ne düşüneceğini bilmemek ona azaptı fakat kendisi şu anlık bunu umursamayıp yalnızca dün gece gönderilen kısa mesaja takmıştı.

Behram'dan aldığı hoşça kal,kendine iyi bak ve iyi geceler üçlemesi sıradan gibi gelmiş gideceğine özel son kez görme isteği de elinden alınmış misali gücenmişti.Ona kısa bir cevapla dönerek,gece boyu dün yengesine bahsettiği kitabı eline alarak kitabın sonuna kadar -Behram'ı düşleyerek- ağlamıştı.Kavuşmak bu kadar zor olmamalıydı,diyordu kendi kendine ama nerede olursa olsun kader de yoksa elden çare gelmiyordu işte,kitapta olduğu gibi; diyordu.  

Düşüncelerine esaret bıraktığı düşlerden kurtulması yanına adımlayan arkadaşlarından sebebiyetken durgunluğunu bir kenara bırakmayı hedefledi.İç mimar olarak ders aldıkları aynı amfiden yan yana oturduğu iki kıza bu durumu sezdirmeden Artuklu Üniversitesi içinde dolanmaya başladılar.

"İlk ders ne?"dedi Rengin'in sol tarafında bulunan kumral tenli,kahveye çalan saçlarıyla orantılı fiziğe sahip olan Dila.

"Tasarım Geometri."dedi Rengin sesine ahenk katmadan düz bir biçimde.

"Sabah sabah bu dersi çekmek zorunda mıyız?"diye isyanda bulundu Dila.

"Maalesef evet.Üniversite de rahatlık vardı,hani nerede?Bizi daha ilk senemizden süründürüyorlar."

Rengin konuşan iki arkadaşını dinlemezcesine amfiye girebilmek adına hızlıca yürüyor,bugünün ve bugünlerin çabucak bitmesini dilemekten başka hiçbir şey düşünmüyordu.Bu gidişe şaşıran iki kız anlam vermeden hızla Rengin'in arkasından amfiye girerken dolmak üzere olan amfide Rengin'i bir anlık seçemediler ama hemen sonra hızla arkadaşının yanını bulan iki kız şimdiden sorgular gözlerle bakıyordu.

"İyi misin Rengin?"

"İyiyim."

"Buradan bakınca hiç öyle görünmüyorsun?"

GÜL İLE BÜLBÜL |Bir Doğu Masalı| -TAMAMLANDI-Where stories live. Discover now