2.Sezon 4.Bölüm

674 98 28
                                    

Önceki bölüm

Hong Pinggao, göz ucuyla Gui Tao'ya baktı.

-Bu adamı biraz daha zorlarsam kesinlikle istediğim kıvama gelecek.

-Neden kendimi, bir sürtük gibi hissediyorum acaba?
.
.
.
.
.
Sahne ışıkları Hong Pinggao'nun üzerine düşer..

Hong Pinggao, biraz daha üzgün göründü. Başını yere eğmişti. Sanki ağlamak istiyor ama bunu yapamıyordu. Sinirlendiği için de ellerini sıkıca sıkmıştı. Üşümüş gibi titremeyi de ihmal etmedi.

Bazen beden dili, sözlerden daha çok etki gösterirdi. Haliyle de Hong Pinggao'nun Gui Tao'ya uyguladığı tarife de buydu.

Daha sonra bacaklarını sallamaya ve huzursuz gibi kıpranmaya başladı. Ellerini bir açıyor bir kapıyordu. Dudakları bir şeyler söylemek istiyor gibi hafif aralanıyor ve daha sonra dişlerini sıkıp birbirine sürtüyordu.

Gui Tao, Hong Pinggao'yu bir süre sessizce gözlemledikten sonra konuştu.

-Hadi ağzında ki baklayı çıkart. Kıvranıp durma karşımda!

Hong Pinggao, hızla yere çöktü ve derin bir iç çekti. Oyunculuğunu sonuna kadar kullanıyor hatta suyunu bile sıkıyordu. Hayali sahne ışıkları ve dramatik müzikleri eşliğinde devam etti.

Bu adamı kendi tarafına çekmesi gerekiyordu! Ne olursa olsun...

-Belki...sana söyleyeceklerime... inanmayabilirsin ama yemin ederim doğruyu söylüyorum!

-Bedenime korkunç şeyler yapıldı ve hamile kalacak duruma geldim. Rezil bir durumun içindeyim... bana...yardım...

-Her neyse boşver.

Hong Pinggao, bir an her şeyi söyleyecek gibi davrandı. Daha sonra anında vaz geçmiş gibiydi. Tabi aslında gergin bir şekilde Gui Tao'yu gözetlemeyi ihmal etmiyordu.

Oyunculuğuna güvense de yaşlı bir adamı ne kadar iyi kandırabileceğini bilmiyordu. Sadece en iyisini yapıyordu.

Zihninde dramatik müzik çaldığı için kendisini daha iyi hissediyordu. Aslında kendisi tutmasa kahkaha atacaktı.

Gui Tao, Hong Pinggao'nun zihninde kimseden tamamen habersizdi. Bir süre sessizce dinledi ve izledi. En sonunda düşüncelere daldı. Hayatı boyunca pek çok insanla karşılaşmıştı. Fakat ilk defa bu kadar çaresiz ve utanmış davranan birisini görüyordu.

Fakat hayat tecrübesi ona, karşısındakine fazla güvenmemeyi öğretmişti.

Bazen gördüğün şey seni yanıltabilirdi.

Gui Tao, Hong Pinggao'nun yardım istediğini de anlamıştı. Fakat bu konuda çekinceleri vardı. Sadece bir aptal birisine kolayca inanır ve etkisine kapılırdı.

Onlarla aynı yerden gelmiş olsa da daha yeni tanışmışlardı. Hem yardım edecek olsa bile bedavaya yardım edecek birisi değildi. Cebinde ki sikkeyi havaya atıp tuttu.

-Yazı gelirse yardım edeceğim, resim gelirse de kendi hallerine bırakacağım.

Kapattığı elini açtığında üstünde yazı çıkmıştı. Yani onlara yardım edecekti.

-Anlıyorum. Size yardım edeceğim ama bedavaya hiçbir şey yapmam. Bana ne verebilirsiniz?

Gui Tao, Hong Pinggao'nun oyunculuğuna az çok kanmıştı. Fakat içinde acıma duygusu yoktu. Ayrıca zerre üzülmüyordu.

Öyle bir dünya da yaşıyorlardı ki...kimse, kimse için üzülecek ve acıyacak durumda değildi. Bunu sadece aptallar yapardı.

Eh, Gui Tao da aptal bir adam değildi. Öyle olsaydı, bu kadar uzun yaşaması mümkün değildi.

The devil's test[BL] {TAMAMLANDI}Where stories live. Discover now