25.Bölüm

982 133 62
                                    

Önceki bölüm

Hong Pinggao, yaptığı hapları hızla ortaya çıkarttı ve Qi'si ile herkese gönderdi. Lin Yong, Yan Jin ve Chun Lanji'ye üç tane ve diğerlerine birer tane hap göndermişti.

Doğru yolun öğrencileri bile istisna değildi!
.
.
.
.
.
Yaşlılar bir anda çağrıldığı için rahatsız olmuşlardı. Çok uzun bir zaman boyunca diz çökmüşlerdi. Aşağılanmış hissetmişlerdi.

Fakat buraya hap verilmek için çağrılmaları...

Herkesi şaşkına çevirmişti!

Yaşlılardan birisi hapı inceledikten sonra merakla konuştu.

-Hong Ping, bu hap tarikatımızda ki haplara benzemiyor. Nereden buldun? Bir de çok fazla hap var!

İşte bu herkesin merak ettiği ve sormak istediği bir şeydi.

Hong Pinggao, bir kahkaha attı ve kibirli bir şekilde konuştu.

-Ben Hong Ping, mükemmelim! Hapları ben yaptım. Minnattar olun! Hahahahha..

Bir şok daha yaşamışlardı. İyi de ne zaman hap yapmayı öğrenmişti ki?

Yaşlılardan birisi kaşlarını çatıp bağırdı.

-Hong Ping, bu kadar şaka yeter! Bize doğruları söyle!

Hong Pinggao, elini kaldırdı ve Qi'si ile kocaman bir el oluşturup bağıran yaşlıya kocaman bir tokat attı.

-Saygılı ol yaşlı! Bana yalancı mı diyorsun? Hem de günlerce uğraşmama rağmen! Senin hapını alıyorum aptal bunak!

Hong Pinggao, sert bir tavır takınması gerektiğini biliyordu. Sözleri çoğunlukla yalandan oluşsa da yalancı muamelesinden nefret ediyordu!

Yaşlı tokadın etkisi ile hızla duvara çarpmış ve içine gömülmüştü. Bu duvarda açılan ikinci koca delikti.

Herkes sessizce elinde ki hapa baktı. İlk başta inanmak istemeseler de şimdi inanmışlardı.

Chun Lanji, üç hapı da hızla cebine koymuştu. Değer verildiğini hissetmişti. Çok fazla görüşmeseler de bu da yeterliydi.

Aynı şekilde Lin Yong da gülümsüyordu. Kuyudan çıktığı ve babası geri döndüğü için mutluydu. Bu değerli haptan tam 3 tane almıştı. Hua dağında bu tür bir hapı asla bulamazdı.

Yan Jin de gülümsüyordu. Değer görmek onu mutlu etmişti. Bizzat ustasından eğitim alsa daha iyi hissederdi.

Şeytani tarikatın üyeleri hızla yere çöktüler ve bir ağızdan bağırdılar.

-Zahmetleriniz için teşekkürler lider! Sıkı çalışacağız!

Doğru yolun öğrencileri de duygulanmış hissediyorlardı. Burada geçirdikleri zamanda çok gelişmişlerdi. Ayrıca bu haplar, ayrılık hediyesi olmalıydı.

Keşke şeytani tarikatın gerçek öğrencileri olsalardı. O zaman daha güçlü olabilirler ve harika bir lidere sahip olabilirlerdi. Kendilerini kıskanmış hissettiler.

Hong Pinggao, derin bir nefes verdikten sonra konuştu.

-Misafir öğrenciler, bir yıllık zaman doldu sayılır. Hazırlığınızı yapın, yarın ayrılıyorsunuz.

Doğru yolun öğrencileri, başlarını eğdiler ve minnettar bir şekilde konuştular.

-Kıdemli Hong, bize gösterdiğiniz nezaket ve emekleriniz için teşekkürlerimizi sunarız.

Hong Pinggao, başını salladı ve onayladıktan sonra onları gönderdi. Şeytani öğrencilere ve zodyak şeytanlarına dönüp ciddi bir şekilde konuştu.

The devil's test[BL] {TAMAMLANDI}Donde viven las historias. Descúbrelo ahora