Mike sırıttı, başını anlamlı bir şekilde eğdi.
Levi yutkundu, artık nefesini kontrol edemiyordu. Kendini çok çabuk ele vermişti.
"Bunu kanıtlayamazsın!"
Mike kıkırdadı ve tekrardan sigarasından bir nefes çekti.
"Onun kendisini sikmesini isteyen kişinin sen olmadığına emin misin?" dedi Levi gözlerini kısarak.
Mike kısa, ironik bir kıkırdama bıraktı. "Arkadaşımla yatmak isteyeceğimi sanmıyorum. Yoksa sen bunu da mı düşünüyorsun? Zavallı arkadaşların! Geldiklerinde benim evimde kalsınlar."
"Hayır." dedi Levi kaşlarını daha çok çatıp.
"Bak gördün mü? İsteyen ben değilim sensin." dedi Mike gözlerini devirip.
"Ben..."
Levi buna net bir cevap vermeye hazır değildi. Artık ne istediğinden o bile emin değildi. Geçtiğimiz aylarda her zamanki rutinlerinin rahatlığını yaşıyordu, her şey normal seyrinde devam ederken onlarla barışıktı ve bu konuyu tekrar konuşup bu huzuru bozma riskini göze almaya hazır değildi.
Mike, Levi'ın yüzünün kararsızlıkla değişmesini izledi ve onu cevaplardan çok sorularla baş başa bıraktı.
Levi, konuşmanın amacının ne olduğunu merak etti. Mike'ın onu cesaretlendirmeye mi yoksa caydırmaya mı çalıştığına karar veremiyordu. Çok uzun zamandır Erwin'in onunla -ya da erkeklerle- ilgilenip ilgilenmediğini merak ediyordu. Erwin'i Marie'nin yanında gördükten sonra kadınlardan hoşlandığından neredeyse emindi ama o gece dairesinde onu öpenin Erwin olduğunun da fazlasıyla farkındaydı. Dudaklarının dudaklarına karşı bastırdığının hayali hissi midesini kastı. Şimdi aklı kayıyordu, teni Erwin'in beline dokunan elini hatırlıyordu. İçindeki ısıyı hafifletmek için buz gibi birasından bir yudum aldı.
Mike bir süre sonra, "Yine de onunla bir kere yattım." dedi.
Levi, bira burnundan fışkırırken ardı ardına öksürdü.
Mike onun tepkisine histerik bir şekilde güldü, boğulmasını izlerken tekrar tekrar Levi'ın sırtına vurdu.
"Şaka yaptım lan ölme!"
"Komedyen olmayı sakın düşünme." dedi Levi yüzündeki birayı peçeteye silerken.
Gülmeyi bıraktığında, Mike tekrar konuşmadan önce sigarasından uzun bir nefes daha çekti.
"Nanaba ve ben." Dedi ve yüzü yumuşadı. "Beş yıldır beraberiz."
"Öyle mi?" Levi'ın gözleri şaşkınlıkla açıldı. "Hiç belli olmuyor."
"Sizinki kadar katı bir kural olmasa da aynı departmanda çalışan bir ast ve üstün birlikte olması yasak. Öğrenilirse departmanımız değişir ya da tayinimiz başka bir yere alınır." dedi ve ifadesi aniden yeniden sertleşerek Levi'ı parmağıyla tehdit etti. "Ama sizinki öğrenilirse hapse girersiniz, işinizden ve sevdiklerinizden olur her şeyinizi kaybedersiniz. Buna bir son ver."
"Ne demek istiyorsun? Ben hiç-”
"Lütfen, tüm bunlara bir son vermelisin..." Mike, yargılayıcı gözlerle onu tepeden tırnağa taramak için duraksadı, doğru kelimeleri buldu, "Bütün o bakışlar ve birbirinize dokunmalarınız... İnsanlar eninde sonunda fark edecek, anlamıyor musun?”
Levi yüzüne kanın hücum ettiğini, onu boğduğunu hissetti. Avucunu yüzüne bastırdı ve utancını gizlemek için başını eğdi.
"Siktir-" Gözlerini kapattı ve içini çekti. "O kadar mı belli?"
VOCÊ ESTÁ LENDO
1918 •Eruri•
Fanficİngiltere'de yıl 1918 ve savaş yeni bitmişti. Erwin bu savaşta bir kolunu kaybetmişti; Levi ise bundan biraz daha fazlasını kaybetmişti. Birbirlerini son görmelerinin üzerinden iki yıl geçmişti ancak Hange'nin onları tekrar bir araya getirmek için b...
