4. Bölüm: "Tatlı Laden."

Start from the beginning
                                    

"Asıl sen ne yapıyorsun?" diye sordu.

Ne yapıyordum ki?

"Uyuyordum." Dedim kaşlarımı kaldırarak. Biraz uyku semesiydim ve ne dediğini anlayamıyordum.

"Okuldaki ikinci günün ve sen evdesin?" dedi. "Genelde bu saatler dışarı çıkardın ve kendi başına gezerdin." Dediğinde ne dediğini yeni anlamıştım. Ah, evet. Ankara'ya taşındığımızdan beri, genelde öğleden sonra akşama kadar oturduğumuz çevreyi gezer ve incelerdim. Evde oturup sıkıntıdan patlamaktan iyiydi. Ama bugün şaşırtıcı bir şekilde dışarı çıkmamıştım.

"Canım istemedi." Dedim omuz silkerek.

"Pekala." Yanıma oturup gözlerimin içine baktı. "Okul nasıl geçti?"

Okul bana çok güzel geçirdi.

"Ah, çok güzeldi diyemem ama iyiydi. Yani, Yağmur'la iyi vakit geçirdik." Dedim gözlerimi ondan kaçırmadan. Yalan söyleme konusunda giderek daha da ustalaşıyordum.

"Okula gitmedin, değil mi?" dedi tek kaşını kaldırıp. Anında afallarken okulun mesaj atmış olabileceğini düşündüm.

"Okuldan mesaj mı geldi?" dedim yalan söylemekten vazgeçerek.

"Hayır." Kafasını iki yana salladığında kaşlarımı çattım.

"O zaman nasıl anladın gitmediğimi?"

Güldü. Uzun zaman sonra bana güldüğüne şahit olmuştum. "Bir ebeveyn çocuğuna "Okul nasıldı?" diye sorduğunda aldığı cevap bir kelimeden uzunsa, şüpheli bir durum vardır."

Şaşkınlıkla ona baktım. Annelerin beyni nasıl da çalışıyordu öyle.

"Üzgünüm." Dedim rahatsızca.

Bana, boş ver dercesine ellerini salladı. "Daha 9 günün daha var, rahatla." Dedi alayla. "Hem Yağmur kim?" diye sordu gözleri parlarken.

"Arkadaşım." Dedim sanki arkadaşımın olması çok normal bir şeymiş gibi. Ama annem de ben de iyi biliyordum, bu normal bir şey değildi. Benden genelde çekinip korkarlardı ve arkadaşım olmazdı. "O da benim gibi. Sadece benden biraz daha normal gözüküyor."

"Senden daha normal ama senin gibi olan?"

"Yani siyah göz farı kullanıyor ama beyaz pudra kullanmıyor." Dedim.

Kafasını anladığını belirtircesine salladı. "Sende kullanmasan?" diye sordu.

"Korkunç olmak iyi hissettiriyor."

Bunu çok konuşmuştuk ve her seferinde kavgayla sonlanmıştı. Zaten babamla da aram kötüydü. Onun saçma disiplini beni sinir ediyordu ama uymuyordum yine de. Genelde bana sinirle bağırır ve korkmamı sağlardı, bir kez de vurmaya yeltenmişti ama onu bir şey durdurmuştu. Neyin durmasına sebep olduğunu bilmiyordum...

"Seninle tartışmak istemiyorum." Dedi. Sonra elini yanağıma koydu. "Sadece böyle daha güzelsin." Yanağımı öpüp ayağa kalktı. "Eski kızımı özledim." Dedi iç çekerken ve sonra odadan çıktı.

Eski Laden neredeydi, hangi cehenneme saklanmıştı bilmiyorum ama bir daha onu istemiyordum. O iğrenç, yapmacık ve tatlı Laden'i geri istemiyordum.

"Yapmacık." Diye fısıldadı yüzüme. "Bu şirin hallerin midemi bulandırıyor."

-

"Yemek hazır!" diye bağırdı annem. Oflayarak ve içimde birkaç dua okuyarak kendime ve koridora üfledim. Her yemek vakti olduğu gibi babamın bana sinirli bakışlarına şahit olacağımı biliyordum. Kavga etmekten sıkılmıştım. Her akşam yemeğimi erkenden bitirip odama kapanmaktan da sıkılmıştım. Babama sinirlenip içimden küfürler sıralamaktan ve çok sevdiğim babaanneme de küfürleri kondurmaktan...

Kayıp DudaklarWhere stories live. Discover now