Erwin ona dönene kadar el sıkışıp kendilerini tanıtmalarını izledi.
"Bu, asistanım Rivaille Smith."
Levi'ın onun hakkında konuştuğunu anlaması biraz zaman aldı.
"Sizinle tanışmak bir onur." diye adama elini uzatmak için acele etti. Erwin'e seçtiği takma ad için kısa bir bakış attı.
"Senden bunu istediğim için çok utanıyorum ama," dedi adam. "Kızım bir süredir dans etmeyi dört gözle bekliyordu. Onun böyle korkunç bir can sıkıntısı içinde oturmasını izlemek beni kötü hissettiriyor."
Erwin adamın işaret ettiği köşeye yaşlı bayanlarla oturan kıza bakmak için döndü ve adamın ne ima ettiğini hemen anladı.
Erwin mahçup bir gülümsemeyle "Çok üzgünüm, ama korkarım babamın hastalığı bana da geçmiş." dedi. Sonra Levi'ın omzuna kolunu sardı. Levi bu ani dokunuşla başını kaldırıp şaşkınca Erwin'e baktı "Ama asistanım harika dans eder. Onu dansa kaldırmaktan çok memnun olacaktır."
Derin bir nefes alırken Levi'ın omuzları kalktı, dişlerini sıktı ve Erwin'in yüzüne yumruk atmak arzusunu içinde tuttu.
"Di mi, Rivaille ?"
"Elbette efendim." İnandırıcı görünmek için hiçbir çaba göstermeden sıktığı dişlerinin arkasından mırıldandı. Döndü ve ayrılmadan önce Erwin'e bir şeyler fısıldamak için durdu.
"Senden nefret ediyorum..."
Erwin kıkırdadı. "Biliyorum."
Levi, kıza yaklaşmak için gücünü topladı. Genç görünüyordu, ondan biraz daha gençti. Daha önce hiç dans etmemişti. En azından bu tür müzikler eşliğinde değil. Isabel'in hanfendicilik oyunlarından kaçmasaydı bir şeyler bilirdi.
Isabel ne zaman çaldıklarını bile hatırlamadığı büyük yeşil elbiseyi giymiş kendi etrafında dönüyordu. Levi oturduğu pencere pervazından ona kaçamak bakışlar atıp hafifçe gülümserken pencereden Furlan'ı gelmesini bekliyordu.
"Hey abi! Şimdi güzel bir hanımefendi olduğum için benimle dans etmen gerekiyor."
Levi Isabel'in sesini duyunca başını kaldırdı. Isabel'i baştan aşağı süzdü.
"Güzel hanfendilerin kendine en az iki beden büyük elbise giydiğini sanmıyorum."
Isabel kollarını önünde kavuşturdu ve gülümsedi. "Tamam tam olarak güzel bir hanfendi değilim ama olacağım. O zamana kadar bazı şeyleri öğrenmem gerek. Dans etmek, kibar olmak gibi. Bu yüzden bir beyefendi gibi davranıp benimle dans eder misin?"
Kapıdan içeri giren Furlan'ın ıslık sesiyle Isabel ve Levi, Furlan'a döndü. Furlan elindeki iki torbayı masaya bırakıp Isabel'in yanına gitti ve elini tutup onu etrafında döndürdü. Levi onlara gülümseyip hafifçe kaşlarını çattı.
"Furlan sana bu konuda yardım eder. Beraber hanfendi ve beyefendi olursunuz. Beni buna katmayın." Eliyle Furlan'ı işaret etti. " Ayrıca git ellerini yıka öyle gel."
Furlan dil çıkarıp odadan ayrılırken Isabel kendi kendine güldü.
Aklına dolan eski anılardan uzaklaşıp şimdiye odaklandı. Kızı dansa davet etmeden önce derin bir nefes daha aldı, kız da tereddüt etmeden kabul etti.
YOU ARE READING
1918 •Eruri•
Fanfictionİngiltere'de yıl 1918 ve savaş yeni bitmişti. Erwin bu savaşta bir kolunu kaybetmişti; Levi ise bundan biraz daha fazlasını kaybetmişti. Birbirlerini son görmelerinin üzerinden iki yıl geçmişti ancak Hange'nin onları tekrar bir araya getirmek için b...
