İngiltere'de yıl 1918 ve savaş yeni bitmişti. Erwin bu savaşta bir kolunu kaybetmişti; Levi ise bundan biraz daha fazlasını kaybetmişti. Birbirlerini son görmelerinin üzerinden iki yıl geçmişti ancak Hange'nin onları tekrar bir araya getirmek için b...
Mike'ın gözleri kısıldı. "Ondan hoşlanıyorsun." Bu bir soru değildi.
"O iyi." Erwin omuz silkti. "Onun çok fazla potansiyeli var."
Mike derin bir nefes aldı, ceketinin içindeki bir şeye uzanmadan önce bir an tereddüt etti.
"Eh, korkarım ondan artık pek hoşlanmayacaksın."
Mike masanın üzerine bir sürü kağıt koydu, tüm zarflar bir iplikle birbirine bağlıydı. Erwin gönderi bilgilerini okumak için başını eğdi. Levi'a yönelik mektuplardı. Mike'ın bir zarfı açıp kağıdı ona vermesini izledi.
Erwin Mike'a dönüp kaşlarını çattı. Okumak istemiyordu. Ama kimden geldiğini merak ettiği için gözleri çabucak kağıdın üzerinde gezindi ve "Isabel" adında durdu. Bakışlarını Mike'a çevirdi.
"Gerçekten neden buradasın Mike?"
"Çünkü bir şey buldum," dedi, sesi artık ciddiydi, "ve bundan hoşlanmayacaksın."
- Sevgili Isabel,
Daha önce yazamadığım için üzgünüm. Umarım Furlan onsuz ayrıldığım için bana çok kızgın değildir. Ben giderken oldukça üzgün görünüyordu.
Sana yeni odamda masamdan yazıyorum. Bana ait bir oda, büyük bir oda. Bazen sen ve Furlan'ın burada olup görmenizi diliyorum.
Bu gece Erwin'in ekibiyle dışarı çıktım. Garip hissettim. İyi tür garip. Sanırım artık bu yere alışmaya başlıyorum. Burada daha ne kadar kalmam gerekeceğinden emin değilim ve bu konuyu fazla düşünmemeyi tercih ediyorum
Levi arkasına yaslandı ve tüy kalemini bıraktı, biraz önce kağıda koyduğu düşüncelerini düşünmek için durakladı. Dördüncü müsveddesinden sonra doğru hecelemeyi başarmıştı. Artık her zaman masasının üzerinde tuttuğu sözlüğe uzandı ve yazmaya devam etmek için tüy kalemi tekrar mürekkebe batırdı.
Uzun zamandır bu konuyu konuşmadığımızı biliyorum ama ben orduda kalmaya karar verdim. Biliyorum, Furlan ve sen de bunu istiyorsunuz.
Levi'ın eli durdu, kendi düşüncelerinde tereddüt etti.
Bir dakika sonra, son iki cümlenin üstünü karaladı ve bu konuyu yüz yüze konuşmalarının daha iyi olacağına karar verdi.
Kağıdı elinde buruşturdu ve yeni bir boş kağıt bulmak için çekmeceyi açtı. Herhangi bir kağıt göremeyince eliyle aradı, sadece çekmecenin köşesinde bir kağıt parçası buldu. Açtı, Londra'ya ilk geldiğinde yarım bıraktığı bir mektubun dağınık girişimini okudu. Bu kadar az çalışmayla ne kadar geliştiğini fark ederken yüzüne hafif bir gülümseme yayıldı.
Birinin kapısını çaldığını duyduğunda bunu düşünüyordu.
Ayağa kalktı, bıçağını komodinin üzerinden aldı ve yavaşça kapıya yürüdü. Sonra diğer elini dikkatlice kapı koluna dayadı. "Evet?"
"Benim, Erwin."
"Erwin?" Levi yavaşça kapıyı açtı.
Kapısının önünde duruyordu, üzgün görünüyordu.
"Merhaba..." dedi, "yarın için bir son dakika görevimiz olduğunu söylemek için geldim."
Levi yarı açık kapıya yaslandı, dirseğini kapının kenarına başının üzerine dayadı. "Ama yarın cumartesi?"
"Bu bir özel görev." Konuşurken Erwin ona bakmıyor yere bakıyordu.
Levi susarken onun yüzünü gözlemleyerek başını salladı.
"Her şey yolunda mı?" Levi bir süre sonra sordu, kaşları endişeyle çatılmıştı.
"Evet." Erwin aceleyle cevap verdi, dikkati dağıldı, elini saçlarından geçirdi. “Ben, uh… Detayları yarın vereceğim. Benimle saat onda karargahın girişinde buluş."
"Elbette." Başını salladı gözlerini kısarak Erwin'e baktı. "Erwin, her şeyin yolunda olduğundan emin misin?"
"Evet, iyi geceler."
Erwin uzaklaşmaya başlamadan önce Levi ona son bir bakış attı. "İyi geceler."
Oups ! Cette image n'est pas conforme à nos directives de contenu. Afin de continuer la publication, veuillez la retirer ou mettre en ligne une autre image.
Levi'ın cv BİÖVİKVİKVİKF
Neyse nasılsınız umarım iyisinizdir. Bölümü yine kontrol etmedim, Ne zaman kontrol ettin ha? Ne zaman!?, ama gözünüze çarpan bir yazım yanlışı olursa bana söyleyin düzeltirim
Ayrıca sınav haftam yaklaşıyor... Bu yüzden pek aktif olamayacağım üzgünüm.