"Ne kadar zamandır ordudasın?" diye sordu Oluo.
"Eğitimimi bir aydan biraz daha uzun bir süre önce bitirdim."
"Yok canım?" iç geçirdi, şaşırmış görünüyordu. "Bayağıdır buradasın sanıyordum. Hep Kaptan Smith'le takılmıyor musun?"
Levi'ın çatalı ağzına götüren eli durdu. Birden o zamana kadar yaptığı tek şeyin gölgesi gibi Erwin'i her yerde takip etmek olduğunu fark etti. Molalarda, boş zamanlarında bile.
"Hayır, sadece onun için çalışıyorum."
Masaya iki adam daha oturdu.
"Levi Ackerman. Ben bir askerim, stajyer değil."
"Ah, şaşmamalı..." diye gözlemledi diğer adam. "Bu arada ben Eld Gin. Tanıştığıma memnun oldum."
Üç adam eğitim hakkında konuşmaya ve yemek yemeye devam etti. Levi onları sessizce dinledi.
"Hey Levi," dedi Gunther. "Bu gece bir şeyler içmeye gideceğiz, neden bizimle gelmiyorsun?"
Levi'ın bakışları istemsizce Erwin'in masasına kaydı.
"Üzgünüm." dedi "Yapacak başka bir işim var. Belki bir dahakine gelebilirim."
-
Levi bara geldiğinde herkes oradaydı. Ekibe yeni katılmış olanlar başka bir masa otururken; Erwin, Hange ve diğerleri beraber oturuyordu.
"Ah! İşte burada!" Hange onu görünce elini havaya kaldırdı. "Levi! Buraya gel sana yer tuttum!"
Hange, Moblit ve Erwin'in arasındaki boş sandalyeyi eliyle işaret etti. Levi sandalyesini kendine çekti ve üstündeki paltoyu çıkarıp sandalyenin arkasına astı. Herkesi başıyla selamladı.
"Kendime bir şeyler alıp geliyorum."
"Lütfen." dedi Erwin, ayağa kalkıp "Bu gece içkiler benden."
Erwin giderken Levi sandalyesine oturdu. Sessizce konuşulanları dinledi. Nanaba ve Gelgar hararetli bir şekilde tartışıyorlardı ama neyi tartıştıkları anlaşılmıyordu. Hange arka masadan biriyle konuşuyordu. Levi gibi yanında oturan Moblit'te sessizdi. Eliyle masaya hayali yuvarlaklar çiziyordu. Levi'ın ona baktığını hissetmesiyle başını kaldırdı.
Moblit gülümsedi "İyi olmana sevindim. Görevde benim için kendini tehlikeye attın... Teşekkür ederim. Bu çok cesurcaydı ya da çok aptalca, emin değilim."
"Bence ikisi de" dedi Levi Moblit'i güldürerek
Onlar konuşurken Erwin geldi ve yanına oturdu. Elindeki içinde kahverengi sıvı bulunan kısa bardağı Levi'ın önüne koydu.
"Sağol." dedi Levi.
"Buralarda bulabileceğin en iyi viskidir." dedi Erwin gururla.
Levi bardağı üstünden tuttu, kahverengi sıvıya son kez baktıktan sonra küçük bir yudum aldı. Cevizli ve kuru tadı hissetmesiyle yüzünü buruşturdu. "Fena değil ama birayı tercih ederim."
"Hadi herkes bardağını kaldırsın! Şerefe!" diye bağırdı Hange bardağını kaldırırken.
Hepsi kadehlerini kaldırdı ve bir sonraki görevlerinin de bu kadar iyi sonuçlanmasını dilediler.
Yeni üyeler kendilerini tanıtarak diğerleriyle kaynaşmaya başlamıştı. Levi birkaçının ismini hatırlıyordu ama kim olduklarını görünüş olarak bilmiyordu. Hange'nin yanındaki sarışının adı Ian Dietrichti. Aynı onun gibi sarı, gerçi kızın saçları daha çok beyaza çalıyordu, kısa saçlı, gözlük takan Rico Brzenska ile uzak kuzey kışlasından gelmişti.
YOU ARE READING
1918 •Eruri•
Fanfictionİngiltere'de yıl 1918 ve savaş yeni bitmişti. Erwin bu savaşta bir kolunu kaybetmişti; Levi ise bundan biraz daha fazlasını kaybetmişti. Birbirlerini son görmelerinin üzerinden iki yıl geçmişti ancak Hange'nin onları tekrar bir araya getirmek için b...
