Yerdeki bedenlere takılmamak için çabaladı. Silahını daha da sıkı kavrarken etrafa baktı. Erwin, Nanaba, Hange veya Gelgar'ı göremiyordu. Bir şeyler ters mi gitmişti? Hayır, Erwin tek bir plan yapacak kadar sığ bir lider değildi. Bu planın onların bilmediği başka bir plana bağlı olduğunu umdu.
Binanın kapısının önüne geldiğinde nefesini düzene soktu. Moblit'in iyi olduğuna emin olmak için yana döndü ama yanında Moblit yoktu.
Bir çığlık sesi duymasıyla arkasına döndü. Bir adam, Moblit'i karşı çeteden biriyle karıştırmış, silahını elinden alıp onun ensesine dayamıştı.
Levi düşünmeye gerek bile duymadan silahını kaldırıp adamı hedef aldı ve tetiğe bastı. Adam yediği kurşunun etkisiyle sendeleyince Moblit adamın elindeki silahını geri alıp adama sıktı ve Levi'a koştu.
"Siktir-" dedi Levi onlara doğru koşan üç adamı görünce. Moblit'i kolundan tutup en yakın ara sokağa sürükledi.
Levi'ın aklına burdan kurtulmak için bir şey gelene kadar koştular. Onlar önde adamlar arkada ara sokaklardan geçtiler, duvarlardan atladılar. Bir kanalizyon deliği görmesiyle Moblit'e döndü.
"Bu işi biraz daha pisleştirelim."
Moblit dediğine başını salladı, birilerinin gelip gelmediğinden emin olmak için etrafa bakındı. Levi, Moblit etrafın temiz olduğuna karar verince lağım kapağını kaldırdı ve nasıl ineceğini düşünmeden deliğe girdi. Ayak bileği yere çarpmanın hızı yüzünden sızladı, ancak yaşama isteğiyle kanına pompalanan adrenalin ile ağrı hafifledi. Hayatta kalma içgüdüleri devreye girerken her şeye rağmen kendi hayatına değer verdiğini farketmesiyle şaşırdı. Daha da şaşırtıcı bir şekilde, yanında duran hiç tanımadığı adamın da, Erwin'in de, Hange'nin de yaşamasını istiyordu. Hayatında Isabel ve Furlan dışında kendi hayatı da dahil kimsenin hayatını önemsememişti. Garip hissediyordu. Değişiyordu. İyi biri mi oluyordu?
"Atlasana mankafa!" Levi, Moblit'in atmasını beklerken bağırdı. "Ne bekliyorsun Moblit!"
Moblit'in Levi'ın atlamasına kıyasla daha kontrollü atlayışının sesi boş kanalizyonda yankılandı. Levi ayağa kalkmayı unuttuğu için kendine sövdü içinden. Aynı noktadan atladıkları için Moblit onun bacağının üstüne düşmüştü. Kumral, hemen üstünden kalkıp üstünü silkeledi Levi'a elini uzattı. Levi onun yardımıyla ayağa kalktı ve bileğindeki keskin hisle yüzünü buruşturdu.
"İyi misiniz?"
Levi başını salladı ve yukarıdaki delikten görünen gökyüzüne baktı. Sonra tekrardan Moblite baktı.
"Daha demin kanalizyona atlayan biri için fazla resmisin."
Moblit gülümsedi ve Levi'ın kolunu kendi omzuna atıp yürümesine yardım etti. Ellerinden gelen en hızlı şekilde yürüdüler ve bir yol ayrımına geldiklerinde durdular. Levi Moblit'in omzundan kolunu çekti.
"Yardımın için sağol. Şimdi beni dinle." dedi Levi nefes nefese, Bu tür tünellerde dört farklı çıkış yolu vardır. Güneye doğru yürümeye devam edersek, onlardan birini bulabiliriz."
"Plan dışı bir şey olmuş olmalı." dedi Moblit sesinin yüksekliğini alçaltarak. Tekrardan Levi'ın koluna girdi ve bu sefer daha yavaşça yürüdüler. "Galiba hayatta kalmak için yapacağımız en doğru şey kamyonun bizi bıraktığı yerde geri kalanlarla yeniden bir araya gelmeye çalışmak."
"Sanırım haklısın." diye onayladı Levi onu.
Birinin yere düşme sesiyle birbirlerine baktılar.
"Lanet olsun, bizi buldular..." dedi Levi bileğinin acısına rağmen Moblitle beraber koşmaya başlamadan önce.
"Levi, bence önemli birini yaraladık!" diye bağırdı Moblit nefes nefese, "Neden peşimizi bırakmıyorlar?"
YOU ARE READING
1918 •Eruri•
Fanfictionİngiltere'de yıl 1918 ve savaş yeni bitmişti. Erwin bu savaşta bir kolunu kaybetmişti; Levi ise bundan biraz daha fazlasını kaybetmişti. Birbirlerini son görmelerinin üzerinden iki yıl geçmişti ancak Hange'nin onları tekrar bir araya getirmek için b...
