29. Bölüm

2.7K 124 44
                                    

"Gitme vakti gençler! Devamını evde getirin, Marc!"

Tren durmuştu. Onu kontrol eden kaslı, dövmeli adam gülüyordu ve bize inmemizi söylemişti. Tanrım, ben Marc'ı öpüyordum!

Kendime geldim ve ondan uzaklaştım. Bana endişe ile baktı. Huzursuzca yerinde kıpırdandı. Yüzüm alev topuna dönmüş gibiydi. Az önce ne yapmıştım? Bunu nasıl yapabilmiştim?

Aklımda bu sorularla yerimden kalktım ve hızla trenden indim. Lunaparkın çıkışına doğru koştum. Böyle olmamalıydı. Bunu yapmamam gerekiyordu. Kendimi Neymar'a karşı olağanüstü suçlu hissediyordum. Marc'ı öptüğümü ona söyleyemezdim ama saklamak da doğru gelmiyordu. Ah!

Birden kolumda bir el hissettim. Marc beni durdurdu ve karşısına getirdi. Derin bir nefes aldı ve konuşmaya hazırlandı. Açıkçası ne diyeceğini merak ediyordum. Beni ilk o öpmüştü ve bunun bir açıklaması olmalıydı.

"B..Ben çok üzgünüm. Amacım seni buraya getirip öpmek falan değildi,yemin ederim. Herşey bir anda gelişti ve ben kendimi kaptırdım. Özür dilerim"

Gözlerimi ondan kaçırıyordum. Çünkü bende ona karşılık vermiştim. Hareketsizce orada durmak varken, ona eşlik etmiştim! Tanrım! Ben tam bir salağım!

"Bana bakacak mısın artık?" Gözlerim ilk başta kolumdaki eline, sonra ise onun gözlerine kaydı. Tuhaftı.

"Şey ben .. gitmeliyim" deyip hızla yanından ayrıldım. Sanki ondan ne kadar çabuk uzaklaşırsam o kadar iyi hissedebilecekmişim gibi geliyordu. O ardımdan bakarken ben bir taksiye atladım ve eve doğru hareket etmeye başladım.

Başımı cama yasladım ve düşünmeye başladım. Yaptığım yada yaptığımız şey o kadar aptalcaydı ki. Zamanı geri alıp o saniyeleri -dakika da olabilir- birdaha yaşamamayı isterdim.

Neymar'a anlatmalı mıydım?

Koskocaman bir çarpı!
Tabiki H-A-Y-I-R!

Kendimi kötü hissediyordum, ona ihanet etmiş gibi.

Tüm yolculuk boyunca bunları düşündüm ve taksi evin kapısına geldiğinde parayı ödeyip indim. Kapıyı çaldım ve açılmasını bekledim. Tam o sırada saate baktım. Öğleden sonra altıydı.

Everlyn güleryüzle kapıyı açtı ve "Hoşgeldin tatlım. Bende tam çikolatalı keki fırından çıkartıyordum. Hep birlikte yiyeceğiz"

Yorgun adımlarla içeriye girdim ve "Şuan birşey yiyebilecek gibi hissetmiyorum ama yinede teşekkürler"

Merdivenlerden odama çıktım ve çantam ile montumu yatağımın üzerine atıp dolabımın kapaklarını açtım. Yüzüm asıktı ve aklımda hep o an vardı. Acaba Neymar neredeydi? Yoksa bizi takip edip, görmüş olabilir miydi?

Tam o sırada odamın kapısı açıldı ve kapanıp kilitlendi. Neymar olduğunu anlamam zor olmamıştı. Dolabımın kapaklarını kapattım ve tam karşımda dikilmiş Neymar'a baktım. Harika görünüyordu.

"Bugün neler yapt.." derken birden dudaklarına yapıştım. Büyük bir tutkuyla bana karşılık verdi. Birkaç saniye sonra durdu ve gülümsedi. Ben yeniden onu öpmeye uzanırken beni durdurdu.

"Buda neydi? Yoksa yaşayacak birkaç ayım kaldı da ben mi bilmiyorum?"

Kollarımı boynuna sardım ve başımı göğsüne yasladım. Kokusunu içime çektim ve ona hayran olmaya devam ettim.

"Saçmalama Neymar. Bunun düşüncesi bile kötü" Güldü ve saçlarımla oynamaya başladı. "Peki nedir o zaman?"

"Seni özlemiş olamaz mıyım?" Güldü.

Da Silva's Sister [Written by; Neymarable] TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now