8. Bölüm

4.5K 213 15
                                    

|Elizabeth'in Ağzından|

Heryer kapkaranlıktı. Hiç birşey göremiyordum. Sadece yüzüme vuran rüzgarı hissediyordum. Nereye adım atacağımı dahi bilmiyordum. O sırada birden bir ışık belirdi. Gittikçe bana yaklaşıyordu. Gözlerimi kısıp oraya doğru baktım. Bu bir kadındı. Beyaz elbisesinin içinde adeta bir melek gibiydi. Bana oldukça yaklaştığında onun annem olduğunu fark etmiştim. Ağzım şaşkınlıktan açılmıştı. Onu öylesine özlemiştim ki. Ona doğru koşmaya başladım. Bir an önce ona sarılmak istiyordum.
Olmuyordu. Ne kadar koşsamda ona yetişemiyordum. Aramızdaki mesafe azalmıyordu. Bana sıcacık bir gülümseme ile baktı.

"Elizabeth ... Senin yerin burası değil kızım ..." Sesi heryerde yankılanıyordu. Elimi ona uzattım. Onu istiyordum. Kısa bir an için de olsa bir sarılmak istiyordum ona.

"Seninle olmak istiyorum anne ... Seni çok özledim ..." Annem başını hüzünle hayır anlamında salladı. Gözlerim doluyordu.

"Seni bekleyen çok kişi var Elizabeth ... İyileşmeni ve yanlarına geri dönmeni bekleyen çok kişi var ... Onlara bunu yapamazsın ..." İşaret parmağıyla arkamı gösterdi. Birden babam belirdi karanlıkta. Sonra ise Colin ve arkadaşları, Everlyn, Rafaella. Neymar yoktu. "Zaten olmaması çok normal. O benden nefret ediyor" diye geçirdim içimden.

"Hayır ... Nefret etmiyor Eliza ..." Anneme döndüm merakla. Nasıl bilmişti bunu düşündüğümü? Ya da benden nefret etmediğini nerden biliyordu?

"O da şuan hastanede ve senin ona geri dönmeni bekliyor ... Çok üzgün ..." Şaşırmıştım. Arkama döndüğümde ise Neymar'ın da diğerlerinin yanında belirdiğini gördüm.

"Şimdi ... Bu kadar insan senin geri dönmeni bekliyorken ... sen onları üzmeyi mi istiyorsun?" Gözyaşlarımı tutamamıştım artık.

"Ama ... seni çok özledim anne ..." Buruk bir şekilde gülümsedi.

"Ben her zaman senin yanındayım Elizabeth ... Ve elbet birgün buluşacağız ... Ama o gün, bu gün değil kızım ..." deyip yavaşça kayboldu. Bense hemen koşmaya başladım. Gitmesini istemiyordum. Beni yine bu zifiri karanlıkta yanlız bırakmasını istemiyordum. Gözyaşlarım çok hızlı akıyordu ve hıçkırıklarım heryerde yankılanıyordu. Tam o sırada omzumda bir el hissettim. Durdum ve arkama baktım. Bu Neymar'dı ... Gözleri kıpkırmızıydı ve şişmişti. Ellerime uzandı ve tuttu. Ona doğru döndüm.

"Geri gel Eliza ... Seni çok özledim ..." Şaşkınlıkla gözlerine bakıyordum. Bu o olamazdı. Bana yalvarır gözlerle bakıyordu.

"Gerçekten özledim ..." dedi ve bana yaklaştı. Aramızda birkaç santim vardı ve alınlarımız birbirine dokunuyordu. Kalbim yerinden çıkacaktı. Burası neresiydi? Bu karşımdaki kimdi? Bana ne oluyordu?
"Neymar ..." diyebildim sadece sessizce. Sonra ise Neymar dudaklarını dudaklarıma yapıştırdı. Gözlerimi kapadım ve ona karşılık verdim. Ellerini belime koydu ve beni kendine bastırdı. Bende ellerimi yanaklarına koydum. Bu gerçekten de o olamazdı. Ben bu Neymar'ı sevmiştim.
O sırada dudaklarının arasından iniltiyle karışık bir cümle çıktı.

"Seni seviyorum"

...

"Tanrım! Gözlerini açıyor!" Gözlerimi hafifçe kıpraştırdım ve neler olduğunu anlamaya çalıştım. Heryerimde kablolar vardı ve sarhoş gibi hissediyordum. Başımı sola çevirdiğimde küçük cam gibi birşeyin ardından bana gülümseyerek bakan birçok kafa gördüm. Sanırım daha demin gözlerimi açtığımı çığlık gibi bir sesle söyleyen de Rafaella'ydı.

Babam'a kaydı gözüm. Çökmüş gibiydi. Hemen buradan çıkıp ona sıkıca sarılmak istiyordum. Annemle yaşadığım o ilginç anları da anlatırdım belki. Hemen yanında koluna sıkıca sarılan Everlyn'i gördüm. Onu seviyordum ama asla annemin yerine geçemezdi.

Da Silva's Sister [Written by; Neymarable] TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now