25. Bölüm

3.8K 138 63
                                    

1 Hafta Sonra

"Elizabeth" Derinlerden gelen bir ses rüyamın sona ermesini sağlamıştı.

"Uyan Eliza, yeter artık" Gözlerimi açtım ve huzursuzca esnedim. Karşımda Neymar'ı görünce aniden doğruldum. Yüzüm sebepsizce mutlu bir surat ifadesi takındı. Onu görmek bile bana iyi geliyordu.

"Sonunda. Haydi kalk bakalım" Güldüm ve yeniden yatağıma attım kendimi. Koluna uzandım ve onu yanıma çektim. Gülümsedi.

"Yanına uzanıp uyumayı bende çok isterdim Elizabeth ama babanın kesin emri var. O kurs aksatılmayacak" Ah! Kurs! Doğru ya, babam beni şirketinde işe alabilmek için yabancı dil eğitimimi geliştirmem gerektiğini düşünmüş, derhal bir kurs ayarlamıştı. Burada, Neymar ile kalmayı herşeyden çok istiyordum ama Babamın kesin emirleri vardı. O kurs aksatılmayacak!

"Lanet olsun!" Diye bağırdım ve elimle yüzümü kapadım. Yanıma oturdu ve elimi yüzümden çekti.

"Sadece bir ay"

Cümlesinin ardından gülümsedi ve burnumun üzerine yumuşak bir öpücük kondurdu. Yüzümü ekşittim ve doğruldum.

"O da neydi öyle?" Tek kaşını kaldırdı ve omzunu silkti.

"Ne o? Burnunu öpmeye izin yok mu?" Gülümsedim ve saçlarını karıştırdım. Huzursuzca ellerimden yakaladı ve beni kendine çekti. Yüzlerimiz arasında birkaç santim vardı. Gözlerim gözlerinden başka birşeyi göremiyordu.

"Cevap bekliyorum" dedi sinsi gülüşüyle birlikte. Gülümseyerek dudağımı ısırdım.

"Senin öpme tarzın bu değildi. Yani demek istediğim, .. Sen tatlı öpmezsin"

Zorlukla cümlemi kurduktan sonra dişlerini göstererek güldü. Ne söyleyeceğini merak ediyordum.

"Doğru tespit Casteller" dedi ve kulağıma yaklaşıp fısıldadı. "Ama yinede emin olmak ister misin?"

Yeniden karşıma geçtiğinde sinsi gülüşü saniyeler geçtikçe büyüyordu. Günün yarısını o saçma kursta geçirecek olmam ve Neymar'ı fazlaca bir süre göremeyeceğim aklıma geldiğinde fazla düşünmeden dudaklarına yapıştım. Gülümsediğini hissediyordum.

Güçlü kolları belimi kavradığında beni kendine çekti ve ani bir hareketle altına aldı. Oldukça ağırdı ve bu hafiften inlememe sebep olmuştu. Gülümsedi ve iki yanıma açtığı kollarıyla yeniden belimi kavrayıp beni doğrulttu. Yatağımın başlığına yaslandım ve dudaklarını öpmeye devam ettim. Öylesine iyi hissettiriyordu ki.

Tam o sırada aniden dudaklarımızı ayırdı.

"Kurs .. Kursuna geç kalmaman gerek Elizabeth" Gözlerimi devirdim ve tişörtünden tutup onu kendime çektim. Kurs umrumda bile değildi.

Sertçe uzaklaşıp dudaklarını yeniden benden kurtarırken sıkıca tuttuğum tişörtü yırtılmıştı. Merakla üzerine bakındı. Ben ise ortaya çıkan muhteşem vücuduna bakıyordum.

Bana baktı ve güldü. "Biliyorum, çekici olmam seni de çok zorluyor ama bu yırtık tişörtün bedelini ödeyeceksin"

Yanıma yaklaştı ve sertçe dudaklarıma yapıştı. Tişörtümün ucunu yakaladı ve aniden beni kendine daha da fazla çekip tişörtümü parçaladı. Soğuk havayı göğsümde hissedince irkildim ve güldüm.

"Tamam, bu kadar yeter. Seni kursa ben bırakacağım. Birkaç dakika sonra hazırlanmış ol" Yanağıma bir öpücük kondurdu ve birşey söylememi beklemeden odamdan çıktı. Nefesimi huzursuzca verdim ve yatağımdan kalktım. Yerdeki yırtık tişörtümün parçalarını görünce gülümsedim.

Da Silva's Sister [Written by; Neymarable] TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now