36. Bölüm

2.2K 114 55
                                    

Neymar'ın Ağzından

Sinirimin doruklarında olduğumu hissediyordum.

Nedenleri ise şunlardı;

-Burada ne arıyordu?

-Nasıl bu kadar içebilmişti?

-Oraya çıkıp o seksi dansı nasıl yapabiliyordu?

-Neden Marc onun yanındaydı?

Sonuncusunun yanında diğerleri hiçbir şeydi. Tanrım, hala aklım almıyordu. Marc ona nasıl dokunabiliyordu, Elizabeth bunun olmasına nasıl izin veriyordu.

Ben Marc'ı öldürme planları kurarken, o beni öldürüyordu.

Elimde bardağı yere fırlattım ve bardan çıktım. Bu manzarayı daha fazla izleyemeyecektim. Elizabeth nasıl değişmişti böyle. İçiyordu, barlarda danslar ediyordu. Ona bu özgüveni kim veriyordu.

Kapıyı sertçe itip bardan çıktım. Derin bir nefes aldım ve merdivenlere oturdum. Başımı dizlerimin arasına koydum ve dişlerimi sıktım. Tanrım, o orada dans ediyordu ve tüm herifler onu izliyordu. Marc bile onun yanındaydı. Beni öldürmeye çalışan herif bile.

Güvenliklerden biri "İyi misin? Sen sinirlendiğinde iyi şeyler olmuyor, adamım" dedi ve güldü. "Bize olay çıkartmayacağın için söz vermiştin ama yine yapmışsın"

"Şuan konuşamayacak derece sinirliyim dostum" dedim. Gülmeyi bıraktı. Tam o sırada kapı açıldı. Karşımda baygın gözlerle bana bakan Elizabeth'i görünce birden ayağa kalktım. Dudakları şuan ihtiyacım olan tek şeydi.

"Bana bak, sana herşeyi anlatacağım. Yeter art.." derken elimi ağzına götürdüm ve "Bana hiçbir şey anlatma! Hiçbirşey! Sana, seni görmek istemediğimi söyledim!"

Dolan gözlerini yumdu ve ardından elimi ağzından çekti.

"Anlatmam gerekiyor Neymar! Herşey tamamen saçma ve yanlış bir yola girdi!" dedi. Güldüm. Yanlış yola giren oydu. Bebeğimizi aldırmıştı, yanlış kişilerle takılıyor, yanlış şeyler yapıyordu.

"Hiçbir şey duymak istemiyorum. Defol" dedim. İçim acıyordu. Ona çok fazla ihtiyacım olduğunu bildiğim halde, gitmesini söylemek zoruma gidiyordu. Gözlerini iyice beynime kazımak için dikkatle onlara baktım.

"Gerçekten istemiyor musun? Bitti mi? Bu kadar mıydı?" dedi. Gözyaşları yanağına doğru akıyordu. Kendimi ona sarılmamak için zor tutuyordum. Ağlaması beni darmadağın etmişti.

"İ..İstemiyorum Elizabeth. Bitti" dedim ve yutkundum. Kelimeler dudaklarımı adeta yakmıştı ağzımdan çıkarken. Artık gözlerine bakamıyordum. Sözlerimle onu bittiğine inandırabilirdim ama gözlerimle asla yalan söyleyemezdim.

"Buna kendin bile inanmıyorsun Neymar! Bitmediğini biliyorum!" diye bağırdı. Ağlıyordu.

"Bu son yaptıkların .. fazlaydı Elizabeth! Malesef artık seni görmek dahi istemiyorum!" diye bağırdım. Beni ittirdi ve "Yalan söylüyorsun! Beni hala sevdiğini biliyorum!" diye bağırdı.

Ona yaklaştım ve gözlerinin içine bakıp "Seni .."

Nasıl söyleyeceğimi bilmiyordum. O an sadece onu öpmeyi istemiştim. Ve buralardan sonsuza dek kaçmayı.

"Seni artık sevmiyorum Elizabeth" dedim.

Bana vurmaya başladı ve "Ben hala seviyorum! Lanet olsun! Tanrım! Seni hala seviyorum ben Neymar! Bu kadar kısa sürede beni unutmuş olamazsın!"

Arkadaki güvenliklere onu benden uzaklaştırmalarını işaret ettim. Ona dokunursam, birdaha bırakamayacağımı biliyordum. Güvenlikler onu kollarından tutup benden uzaklaştırdılar. Çılgınca bağırarak ellerinden kurtulmaya çalışıyordu. Aşık olduğum kadını, kendimden uzak tutmaya çalışıyordum. Dünyanın en salak adamlarından biriydim.

Da Silva's Sister [Written by; Neymarable] TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now