3. Bölüm

6.5K 262 55
                                    

Kafamı başka yöne çeviremiyordum. Nereye gideceğimi de bilmiyordum. Öylece salak gibi kalmıştım orada.

"Şey .. Neymar gidiyoruz." Birden sesim ormanın sessizliğini bozmuştu. Onlarda öpüşmeyi bırakmış bana bakıyorlardı. Neymar kıpkırmızı olmuştu. Sinirle masaya vurdu ve yanıma geldi.

Birkaç dakika sessizce yürüdük. Aklımda o kızın kim olduğu sorusu dönüyordu. Ayrıca nedensiz bir burukluk da vardı içimde.

"Bunu görmen gerekmiyordu." Gözlerimi yerden çektim ve ona baktım.

"Sorun değil." Sesim gayet iyi çıkmıştı. Hiç üzgün gibi değildi. Neymar merakla bana baktı. Sonra ise yeniden yere bakmaya devam etti.

...

"Gayet güzel bir gündü değil mi tatlım? Neredeyse hiç kavga etmediniz." Babam piknik sepetini boşaltıyordu. Bense sandalyeye oturmuş onu izliyordum.

"Hıı." dedim yorgun bir sesle. Aslında her zamanki gibiydik. Hatta o kolumu çektiği kavga ile kotamızı aşmış bile olabilirdik.

"Sevindim." Daha fazla bu saçmalıkları dinlemeye gücüm yoktu. Gayet hareketli bir gündü ve şuan istediğim tek şey biraz uykuydu. Sandalyeden kalktım ve odama çıktım hızla. Tam o sırada telefonuma mesaj geldi. Merakla ne olduğuna baktım. Kimden olduğu yazmıyordu.

"Selam Elizabeth. Ben Colin. Numaranı Rafaella'dan aldım. Lütfen bu mesajı gördüğünde -eğer meşgul değilsen- beni ararmısın?"

Gülümsedim ve numarayı kaydedip aradım. Beni unutmamış olması hoşuma gitmişti.

"Selam." dedi Colin. Sesi gayet iyi geliyordu.

"Merhaba Colin. İyi misin? Dudağın?"

"Ah, evet. Sorun yok. Sen nasılsın?"

"İyi gibi." Tanrım, sesim oldukça kötü çıkıyordu. Ne cevap vereceğini merak içinde bekliyordum.

"Neymar sana birşey yapmadı değil mi?"

"Ah, hayır hayır. Ben sadece... biraz yorgunum."

"Ah, tamam."

" ... "

" Ş..Şey Eliza, ben ..." dedi ve bekledi. Ne söyleyeceğini merak etmiştim.

"Evet, seni dinliyorum Col." Colin'e bu kısaltmayı bulmuştum. Çok aptalca evet.

"Col mu? Ahahaha." Gülüşü burdan bile gayet güzel gelmişti bana. Bunun üzerine bende güldüm.

"Kısaltma bulmada iyi değilim sanırım."

"Gayet güzel bence. Ve söyleyeceğim şeye gelirsek; ... birlikte kahvaltı yapmaya ne dersin?"

Tanrım! Demek birlikte bir kahvaltı ha? Kulağa hoş geliyordu. Hem birbirimizi yakından tanımak için de iyi bir ortam olur.

"Evet derim." Ardından da sıcacık bir gülüş ekledim. Ondan da bir gülme sesi gelmişti.

"Tamam o zaman. Sen bana evinin adresini mesaj at. Ben seni 10 gibi almaya gelirim."

"Tamam."

"Tamam." Her cümlesinin ardından gelen gülüşme sesi beni neşelendiriyordu. Ayrıca artık konuşacak bir konumuzda yoktu.

"Eh, yarın görüşürüz o zaman."

"E..Evet. Yarın görüşürüz. İyi akşamlar."

"Sanada."

Telefonu kapadım ve kendimi yatağıma attım. İçimde tuhaf bir his vardı. Onun benden hoşlandığını anlamıştım ama bende ona karşı birşeyler hissediyormuydum? Tam olarak karar verememiştim. Tanrım! o çok yakışıklı ve biraz da nazik. Ondan hoşlanmak zorundayım çünkü istediğim sevgili kriterlerine uyuyor.

Da Silva's Sister [Written by; Neymarable] TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now