6. Bölüm

5.3K 218 49
                                    

~ 1 Hafta Sonra ~

Gözlerimi açtım yavaşça. Sanırım sabah olmuştu. Hızlı bir hareketle yatağımdan kalktım ve perdemi açtım. Odam güneş ışıklarının içerisine girmesiyle aydınlanmıştı. O büyük dağınıklığı da bu sayede görmüştüm. Kahretsin.

Pencereyi açtım ve derin bir nefes aldım. Rüzgar vardı. Hafifçe gülümsedim.

Tam o sırada kapımın çalındığını duydum. Etraf bayağı dağılmıştı, birinin girmesi pek uygun olmazdı belki ama bu benim doğal halimdi. Bu yüzden takmadım. Yatağıma oturdum ve yorganımı üstüme çekip "Gir!?" dedim merakla.

Kapı usulca açıldı. Gelen Colin'di. Gülen gözlerle ve kocaman bir açılmış bir ağızla bana bakıyordu. Gülümsedim ve yanıma geldiğinde boynuna atladım. Güzel bir güne başlamanın yollarından biri, ilk gördüğün kişinin sevgilin olmasıdır, bence. Haa, bu arada. Biz Colin ile gerçekten de çıkıyoruz. Kalbim ikiye bölünmüştü sanki. Hem Neymar pisliği hemde Colin vardı kalbimde. Sanırım bende Colin'i seçmiştim.

Zaten Neymar salağı ile Colin ile beni öpüşürken gördüğü o akşamdan beri konuşmuyorum. Sokakta bile rastlamadım. 1 hafta geçmişti tam olarak. Onu biraz özlemiş olduğum hissine kapılıyordum.

"Günaydın uyuyan güzelim benim."

Güzel bir güne başlamanın diğer yollarından biri de sevgiliden gelen bu güzel sözlerdir. Gülümsedim ve yanağına bir öpücük kondurdum.

"Sanada günaydın yakışıklım benim."

Gülümsedi. Ardından etrafına bakıp gözlerini kocaman açtı. Sanırım, bu dağınıklığıma bir laf da o edecekti babamdan sonra.

"Olağanüstü dağınık bir uyuyan güzel." dedi sessizce. Bunu duydum ve hafifçe gülümseyip yatağımdan kalktım. Babam neredeydi acaba?

"Ne dediğini duydum fakat buna bir tepki göstermeyeceğim. Babam aşağıda mı?" O da yataktan kalktı ve karşıma geçip ellerimi tuttu. Bana iyice yaklaştı.

"Hayır. Sanırım çıkmış. Ben senin anahtarın ile girdim." dedi cebinden anahtarlarımı çıkartıp bana doğru sallayarak. Doğru, anahtarlarım onda kalmıştı.

"İ..İyi." diyebildim kekeleyerek. Duruma bak ya. Evde kimse yok. Yatak odamdayız. Üzerimde pembe kelebekli geceliğim var. Tamam, pembe kelebekli gecelik çok fazla çekici olmayabilir.

Gözlerini gözlerimden bir saniye bile ayırmıyordu. Bense uzun bir süre odamın her köşesini, en ince detayına kadar incelemiştim. Sonunda bakacak hiçbir şey kalmayınca gözlerine bakmayı tercih ettim. Tanrım, mükemmeller.

"Seni seviyorum."

Bu cümlesini beni hep etkiler. Hep de etkileyecek sanırım. Söylerken ki mimikleri, gözlerinin ışıltısı, teninin kırmızısı, bana dokunuşu...

Bende onu seviyordum.

"Seni seviyorum." diye cevap verdim bende ona. Yere bakıp gülümsedi ve ani bir hareketle dudaklarımızı birleştirdi. Öyle hızlı öpüyordu ki, nefes almadığını felan sanıyordum bazen.

Tam o sırada telefonum çalmaya başladı. Colin usulca öpmeyi bıraktı ve gülümsedi. Bende gülümseyip telefonumu yorganımın içerisinde aramaya başladım. Dikkatli bir arayıştan sonra telefonumu buldum. Arayan Rafaella'ydı. Evet onunla küsüşmüştük bir ara. Ama artık barıştık. Biz küs kalamayız ki zaten. Hızla açtım telefonu. Ne diyeceğini merak etmiştim.

"Alo? Rafa?"

"Günaydın Eliza!" Sesi çok neşeli çıkıyordu.

"Günaydın sanada." dedim bende gülen bir sesle.

Da Silva's Sister [Written by; Neymarable] TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now