35. Bölüm

2.4K 119 66
                                    

Merhaba sevgili okuyucularıım. Yeni bölüm ile karşınızdayım. İnşallah istediğiniz gibi olmuştur. Öpüyoruum:3

Yaklaşık yarım saattir, nereye gittiğimi bilmeden sokaklarda dolaşıyordum. İnsanlar sanki ilk defa ağlayan bir kız görüyormuş gibi bakıp, tekrardan bakıyorlardı.

Kalbim paramparça olmuştu. Neymar'ın da öyle olmalıydı. Ona bu yalanı söylemek işi ne kadar iyileştirdi diye düşünürsek, HİÇ. Aksine daha kötü olmuştu. Neymar artık beni görmek istemiyordu. Hayatından çıkarmıştı. Bir bebeğinin olacağına bu kadar sevinip, ölümünü öğrenmesine bu kadar üzüleceğini hiç düşünmemiştim. Sonuçta o .. tuhaf bir adamdı. Duygularını tahmin etmem imkansızlaşıyordu bazen.

Saat daha erken olmasına rağmen hava kararmıştı. Kara bulutlar gökyüzünü kaplamıştı. Yağmurun yaklaştığını hissediyordum. Sanırım artık o eve dönemezdim. Eski evimize gidecektim. Babamdan anahtarını almam gerekiyordu. Ama bunu nasıl yapacağımı bilmiyordum.

Tam o sırada birinin koluma tuttuğunu hissettim. Hızla başımı döndürdüm. Bu Marc'tı. Kendimi ondan uzaklaştırdım.

"Neden ağladığını sormayacağım. Sadece senden tekrar özür dilemeye geldim. Neymar'dan da dileyeceğim ama vereceği tepkiyi tahmin edebildiğimden biraz kararsızım" dedi.

"Marc .." dedim bıkkın bir tavırla fakat Marc sözümü kesti ve "Sahilde konuşalım. Lütfen .."

"Seninle hiçbir yere gelmeyeceğim. Ne konuşacaksak burada konuşacağız" dedim. O ise güldü ve kolumdan çekip deniz kenarına doğru yürüdü. Ona karşı fazla direnmemiştim. Etki etmeyeceğini biliyordum.

Denize yakın bir yerde durdu ve gözlerini gözlerime sabitledi.

"Herşeyi anlatacağım" dedi.

Gözlerimi kırptım ve "Lütfen" dedim.

Nefesini verdi ve esmeye başlayan rüzgara karşı uçuşan saçlarını düzeltti.

"Birincisi, ben ona zarar vermeyi asla düşünmüyordum. Sinirliydim Elizabeth. Bana tahrik edici cümleler söylemişti. Joanna'nın beni onunla aldattığını öğrendiğimde kendimden geçmiştim zaten" Durdu ve boğazını temizledi. "Sizi de öyle kapıda görünce, telaşlandım ve birden .. yapıverdim işte. Sana yemin ederim, ben bunu amaçlamamıştım"

Rüzgarla uçuşan saçlarımı ellerimle topladım ve yan tarafıma aldım.

"Bunu yapmayı istememiş olman, yapmış olduğun gerçeğini değiştirmez Marc. Benim o ameliyathane kapısında neler çektiğimi kimse bilemez. Sevdiğin kişinin ellerinin arasından kaydığını fakat senin hiçbir şey yapamadığını düşün .. Tanrım, çok kötü günlerdi. Birdaha asla yaşamak istemiyorum" dedim ve konuşmanın bittiğini düşünerek yürümeye başladım.

Yeniden kolumdan yakaladı ve beni kendine döndürdü.

"Lütfen gitme. Beni affettiğini bilmeden seni bırakmayacağım" dedi.

"Seni bu kadar kolay affedemem Marc" dedim ve kolumu çekip koşarak oradan uzaklaştım.

"Elizabeth! Bekle!" diye bağırdı arkadan. Peşimden geliyordu. Daha da hızlandım. Onu daha fazla dinlemek istemiyordum. Kafam oldukça karışıktı zaten. Ruhen çökmüştüm. Hamileydim, Neymar beni terk etmişti, Babam ile aramız berbattı, kalacak evim yoktu, Marc peşimdeydi.

Ana yola varmıştım. Karşıdan karşıya geçmek için daha hızlı koştum. Birden bana doğru hızla yaklaşan bir araba gördüm. Nedensizce tüm vücut işlevlerim durmuştu. Orada, öylece, yolun ortasında, bana hızla yaklaşan arabanın önünde kalakalmıştım. Beynim Flashback yapıp, beni annemin öldüğü güne sürüklemişti. Ona araba çarpmıştı. Acaba o da, arabanın yaklaştığını görüp, öylece kalmışmıydı benim gibi?

Da Silva's Sister [Written by; Neymarable] TAMAMLANDIजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें