XXIII- Sensitive

En başından başla
                                    

"Peki bu iş nasıl olacak? Ne düşünüyorsunuz? Nasıl indireceğiz onu?"

Sırıttı. "Nasıl olacak? Romalı bir prensle evlendiği aşikâr zaten. Güya sürgün edilmiş, bak sen! Halka ufak kıvılcımlar yaymak yeterlidir. Gücü zayıflar, koruyanı kalmaz... Kendisini koruması gereken bir asker bile zor bulur!"

Konrad keyifle güldü. "Gerçekten, dostum, zekâna hayran kaldım. Sizinle anlaşma yapmak en doğru karardı!"

İkisi ve Vizigot'un iki büyük devlet adamı daha gür bir sesle gülerken, Rona göğsündeki sıkıntı ile sessizce yeri izliyordu.

☆ ● ° • . ○ ● * ☆ ○ . ● • ° ○ ● * ☆

"Bir keresinde, bana en çok ne yapmaktan hoşlandığımı sormuştun."

Harry beline kuşağını dolarken anlamadan Louis'ye baktı. "Evet, hatırladım. Sen de söyleyecek bir şey bulamamıştın."

"Düşündüm ve neyden hoşlandığımı buldum."

Harry ilgiyle ona döndü. Louis'nin elinde orta boylu bir ahşap sandık vardı. Karşısına geçip ona uzattı. "Ben... Açayım mı?"

"Evet."

Harry dediğini yaptı. Sandığın içinde büyük, kalınca bir defter duruyordu. Kapağı kalın bir deridendi. Onu merakla eline alıp, bir tür mücevheri seyreder gibi inceledi. "Kitap okumayı mı seviyorsun?" diye sordu ona bakarak.

"Sayılır." Sandığı kapatıp kenara bıraktı. "Bu, bir buçuk sene boyunca başında bulunduğum İmparatorluğun tarihi. Yıllardır süren bu İmparatorluğu bu deftere sığdırmak elbette imkânsızdır. Ancak bir yerden başlamak lâzımdı."

Şaşkınca başını kaldırdı. "Senden önce kimse tarih günlüğü tutmadı mı?"

"Tuttu. Lâkin hep harap oldular, iyi korunamadılar. Gelecek nesillere sadece altın veya yapıt bırakmak istemedim. Ya da farklı imparatorlukların kaynaklarından bilinelim istemedim. Önceki tarihi günlüklerin korunamaması bana iyi ders oldu, ben de iyi bir şekilde tutmaya çaba gösteriyorum ve bununla ilgilenmeyi çok seviyorum. Yani en azından fark ettim bunu sevdiğimi."

Louis kitabı dikkatle onun elinden aldı. Sanki kırılgan bir kırağıymış gibi davranıyordu ona. Ne kadar değer verdiğini ve sevdiğini görebiliyordu Harry.

"İlgilenecek bir şeyler bulman beni çok mutlu etti." diye gülümsedi, Louis'nin ona bakmasına neden olarak. Yemyeşil gözleriyle sevginin temsilî gibiydi, Louis yüreğinde hissediyordu bunu. Anlaşıldığını hissetmek ve her zaman anlaşılacağını bilmek ne güzel bir şeydi! Bunu Harry'le yaşamıştı genç İmparator.

Sandığın içine defteri bırakıp, "Burada bekle beni," dedi ve sandıkla beraber odadan çıktı, taht odasında bekleyen muhafızlara doğru ilerledi. Sandığı onlara verip, "Götürün ve izlenmediğinizden emin olun," diye tembihledi, iki muhafız evden ayrılmadan önce.

Harry merakla ona bakıyordu. Simsiyah kedileri Anchin ise kuyruğunu ve bedenini Harry'ye sürterek ilgi beklercesine miyavlıyordu. Aç değildi, yemek ve su kabı başına kadar doluydu ama Harry yine de onunla ilgilenmedi, tüm dikkati eşindeydi.

Louis kapının büyük kilit odununu yerleştirdi ve tekrar tahtı geçip mor renkli perdeyi ardından kapattı. Harry ânında bunu anlamış, alt dudağını ısırarak elbisenin eteğini avuçlarına hapsetmişti. Kalbi âdeta gümbürdüyor ve vücudundaki kan hızlanıyordu. Heyecandan diz kapakları onu taşımayacak diye korkmuyor da değildi.

Louis ona dönüp, belinin iki yanından sararak kendine çekti. Harry dudaklarından nefesini bırakırken parmakları da eşinin omuzlarına tutunmuştu ister istemez.

Constantinople | Larry ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin