"Burada asiller ve halk arasında kaos yaşandı. Birçok kişi öldü Despina. Onu kaybettim."

Öylece donup kaldığımda Hedya ağlamamak için kendini zor tutuyordu.

"Kraliçe başa geçmişti Hedya.."

Cümlemi bitiremeden Hedya tekrar söze girdi.

"Kralın yandaşları bunu kabul etmedi. Kraliçe başa geçti ancak çok büyük bir isyan çıktı. İsyan bastırıldı ama kayıplar geri gelmedi."

Derin bir nefes aldığımda çok üzgün hissediyordum. 

"Çok üzgünüm Hedya."

Hedya başını salladığında ben gittikten sonra bu yaşanmıştı. Ben bunca olayı yaşarken Hedya burada annesini kaybetmişti. Üzerinden zaman geçmişti ancak Hedya'nın neşesi kaybolmuştu. Onu üzgün görmemin sebebini anlıyordum.

"Seni kesitlerimde gördüm. Burada tek mi yaşıyorsun?"

Hedya başını olumlu anlamda salladığında 'yaşamıyorum' dedi.

"Öylece akıp gidiyor sadece zaman. Burada yaşamak için bir nedenim yok artık. Zaman geçiyor sadece."

Boğazıma bir yumru oturduğunda Azrail bana çok kısa bir süre bakmış ve bakışlarını Hedyaya çevirmişti.

"Akraban ya da başka bir tanıdığın yok mu?"

Hedya gülümsediğinde 'hiç kimse yok' demişti.

"Varsa bile kim olduklarını bilmiyorum. Bilmek de istemiyorum."

Azrail aniden 'bizimle gel' dediğinde Hedya şaşırdı.

"Burada kalmak için bir nedenin yoksa bizimle gel. Despina'nın insan arkadaşı da geldi. Oraya alıştı, aile bile kurdu. Senin için yeni bir hayatın başlangıcı olur."

Heyecanla Hedyaya bakışlarımı çevirdiğimde Hedya 'hiç bilmediğim bir yer' demişti. 

Azrail gülümseyerek başını salladığında 'yeni başlangıçlar genelde hiç bilmediğimiz yerlerde yapılır' dedi. Heyacanlı bir şekilde Hedya'nın elini tutuğumda 'ister misin' diye sordum.

"Seni herkesle tanıştırırım. Hemen alışırsın. Tek kalmanı istemiyorum."

Hedya yerinde kıpırdandığında içinde bir savaş veriyor gibiydi. Derin bir nefes alarak eliyle yüzünü sıvazladığında Azrail rahatlaması için 'alışamazsan seni geri getirebilirim' dedi.

"İstediğin şekilde olur."

"Alışana kadar benim evimde kalırsın Hedya. Sonra sana ait bir ev kurdururuz."

Hedya bir süre beklediğinde 'tamam' dedi. 

"İstiyorum. Geleceğim."

Sesli bir şekilde güldüğümde 'tam senin gibi çatlak biri daha var' demiştim Hermiayı kast ederek. 

"Onunla tanışmanı çok istiyorum."

Hedya'ya almak istediği eşyaların var olup olmadığını sordum. Sadece annesinin onun için diktiği elbiseyi almak istediğini söylemişti. İçeri gittiğinde bakışlarımı Azrail'e çevirmiştim. Üzerinden zaman geçmiş olsa bile bu acıyı biliyordum. Çok fazla kayıp yaşamıştım bunların acısını hissetmiştim. Belki eskisi gibi hissedemeyecekti ama yalnız bırakılmamalıydı da ayrıca. 

Hedya yanımıza geldiğinde Azrail ve onu tutmuştum. Derin bir nefes alarak dönmek istediğimde aniden evimin önünde belirmiştik. Hedya şaşkınlıkla gözlerini açtığında bakışları bende takıldı. Kısa bir süre sonra görüntümün düzeldiğini hissettiğimde 'kisor alemine hoş geldin' demiştim. 

ATALANTE 3 [TAMAMLANDI] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin