Ben artık o şekilde olacağını düşünmüyordum. Esya çoğu konuda gözünü açmış ve yaptığı hataları fark etmişti. Evet en başta Şaya'ya göre daha gaddar ve çekilmez biriydi ancak zamanla çoğu şey değişmişti. Üstelik Şaya ile daha sıkı bağ kuracağımı sanarken o bağı Esya ile kurmuştum. Kimseye planını anlatmadan peşimden gelmişti. Yaptığı iyiliği asla unutamazdım. Her ne yaşamış olursak olalım. 

Elka için aldığım duyuma göre ise gücü gayet yerindeydi. Yaşadığı bölge sadece kışı yaşarken bu hafta içerisinde bir kere burası için hava soğumuş ve hafif kar yağışı yaşanmıştı. Bu bölgeye gelmiş olmalıydı lakin onu hiç görmemiştim. Abel Azelyayı görmek için gelmişti. 

Rahatsız etmemek için bir süre gelmemeye çabalamış gibiydi ama dayanamadığı belliydi. Çok kısa bir süre Azelyayı görmüş ve herkesin iyi olup olmadığını sorduktan sonra ayrılmıştı. O Elka'ya zaten bu konuda haber vermiş olmalıydı. 

Egeria ise Dennis ile birlikte okyanusun ortasına kurdukları adada yaşamaya devam ediyordu. Javed vaktini tamamen okyanusta geçirirken her şey yolunda gibi de görünüyordu. Diğer haklarında pek bir şey bilmediğim özeller olan Declan ve Rory ise kendi evlerindeydiler. Declan için bir miktar bilgim vardı. Elka'nın yakın arkadaşıydı ancak Rory hakkında bildiğim bir şey yoktu. Onunla konuşmamıştım bile. Yardımcısını da kendisini de tanımıyordum. Ancak Moneta bizleri toplarsa orada görüşme fırsatı bulabilirdim. 

Şimdi tek önceliğim Azrail'in eski gücüne kavuşmasıydı.

Kesitler izlemeye devam ediyordum. Bu çoğu zaman özellerin geçmişiyle alakalı olsa da kendi yaşadığım şeyleri de görmeye devam ediyordum. Fısıltıların sahibi ile karşı karşıya olduğum o vakti neredeyse her gece görüyordum. Onun gücünü aldığım için ondan kalan şeyler de vardı. Onun anıları gibi...

Bazı kesitlerde haykırışlar ve acı verici duyguları hissediyordum. Fısıltıların sahibinin gözünden Azrail'i yaralıyordum. Bu kesitler beni huzursuz ediyor ve canımı yakıyor olsa da bazı şeylerin geride kalan etkileriydi ve devam da edecekti biliyordum. Bu güçle birlikte gelen değişimler vardı. Güçle birlikte gelen hisler vardı. 

Yemek masasını düşüncelere dalmış bir şekilde hazırladığımda herkesi masaya çağırmıştım. Azrail ve Lacey'in yeme ihtiyacı bulunmasa da sanki bu onlara iyi gelecekmiş gibi düzenli olarak yemelerine dikkat ediyordum. Azelya diğerlerinden önce masaya oturduğunda herkes masada yerini almıştı. Azrail gülümseyerek bana baktığında 'bu kadar uğraşma' demişti.

"Hatta ben hazırlarım. Neden her gün bu kadar uğraşıyorsun?"

Gülümsediğimde 'ye ve beğendiğini söyle yeter' demiştim. 

"Ben hazırlarım. Tabii eski gücünüze kavuşana kadar."

Azrail sesli bir şekilde güldüğünde 'sonra hep ben mi' diye sormuştu. Başımı olumlu anlamda sallarken 'arada bir yardım ederim' demiştim dalga geçercesine bir tonda. 

Azelya fazlasıyla acıkmış bir şekilde yemeğini yerken 'babam cidden güzel yapıyor ama' demişti.

"İyi olur."

Bakışlarım Azelyaya döndüğünde tek kaşımı kaldırarak güldüğümde Azelya lokmasını hızla yuttu.

"Yani babam biraz bu konularda iyi."

Azrail 'biraz mı' dediğinde sözlerine devam etti.

"Hayatında yiyebileceğin en lezzetli yemekleri benim elimden yiyebilirsin ancak."

ATALANTE 3 [TAMAMLANDI] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin