Bölüm 46

8.7K 989 472
                                    

MEDYA AZELYA.
.........

Adımlarımı ormana yönlendirirken tüm yapraklarını dökmüş ağaçlara bakıyordum. Yeşilliğe dair bir şey kalmamış gibiydi. Bu çok can sıkıcıydı çünkü özeller benden ötürü bunun olduğunu düşünüyordu. Belki de öyleydi. Sebebi neydi bilmiyordum ama bu düzeltilmeliydi. Ormana girdiğimde sessiz ve yavaş adımlarla ilerlerken Denver'in yardımcısı Akantha ile göz göze gelmiştim. Savaş meydanında onu yakalayıp devirmişlerdi lakin iyi ki de öldürmemişlerdi. Eğer herkes Şaya'nın düellosunu izlemek için bekletilmeseydi şu an çoğu ölü olmuş olacaktı. Akantha ağır bir şekilde başka bir tarafa döndüğünde orayı işaret etmişti. Başımı olumlu anlamda sallayarak o yöne ilerlediğimde Denver'i yerde oturmuş bir şekilde bulmuştum. Avuçlarını bir bölgeye tutarken tuttuğu bölgede bitki canlanarak büyüyordu ancak kısa bir süre sonra tekrar kuruyarak kayboluyordu. 

Bastığım yerde ses çıkardığımda Denver'in bakışları olduğum yöne döndü. Telaşla ayaklandığında ellerini birbirine sürterek temizledi. bakışları bendeyken bir şey söylemeyerek bekledi. Konuşmadığımı fark ettiğinde sonunda söze girdi.

"Orman için mi geldin?"

Başımı olumlu anlamda salladığımda onda hissettiğim korku belirtisine karşılık söze girdim.

"Korkma ormanı almaya gelmedim. Her yer ölmüş durumda. Bunu düzeltmemiz gerekiyor."

Denver başını iki yana salladığında 'deniyorum ancak olmuyor' demişti. Bakışlarımı Akanthaya çevirdiğimde 'Holta haber ver' demiştim. Akantha başını salladığında Denver 'bölgesine giremeyiz' demişti.

"Anlaşmamız var."

Bakışlarım Denver'e döndüğünde derin bir nefes almıştım.

"Kimse bir bölgeye sahip değil ve artık olmayacak da. Evlerinizde kalmaya devam edin ancak orman herkese açık."

Akanthaya tekrar döndüğümde 'çağır onu' demiştim. Akantha hareketlenerek yanımızdan ayrıldığında Denver bakışlarını yere indirdi. Sessiz bir tonda 'bir daha dönemeyecekler mi' diye sorduğunda bakışlarım onda takılı kalmıştı. Bir şeyleri ne kadar gizlemeye çalışıyor olsa da Azrail'i değil Lacey'i soruyordu bunu biliyordum. Bir süre öylece düşüncelere daldığımda 'bilmiyorum' demiştim.

"Numaralılar alemi girişi olan ancak çıkışı olmayan bir alem. Bina ikisini yollamıştı. Zihinlerini silerek. Bilmiyorum Denver ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Önce burada her şeyi yoluna sokmalıyız. Böyle giderse halk açlıktan ölecek."

Denver başını olumlu anlamda salladığında Azelya'nın nasıl olduğunu sormuştu. Atlatacağını söyledikten sonra bir süre sessizce bekledik. Holt göründüğünde yardımcısı Vitalis ile birlikte yanımıza doğru ilerlemişti. Akantha daha ileride beklerken Holt yanımıza varmıştı. Meraklı bakışlarını bana çevirdiğinde önce beni selamlamış ardından tedirgin bir halde geride durmuştu. Denver bu hareketine karşılık kuruyan bitkiler ve toprak için bir şeyler yapmamız gerektiğini söylemişti. Holt başını salladığında 'ne yapılması gerektiğini bilmiyorum' demişti. Ben de bilmiyordum ama neden biliyormuş gibi ormana gelerek bunu düzeltmek için harekete geçmiştim ki? Yine tuhaf hislerdeydim. Yapmam gereken tek şey ikisinin de gücüne ortak olarak canlılığı dilememdi sanki.

İki elimi de onlara doğru uzattığımda 'tutun' demiştim. Holt endişeyle beklese de Denver düşünmeden elimi tutmuştu. Bakışlarım Holttayken tekrar 'tut' demiştim. Holt yavaş adımlarla yaklaşarak diğer elimi tuttuğunda derin bir nefes almıştım. İstemem yeterli olacaktı. Hissetmem yeterli olacaktı. Böyle hissediyordum. Hisler bu gücü aldığından beri yöneticilik yapıyordu vücuduma sanki. 

ATALANTE 3 [TAMAMLANDI] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin