Bölüm 123

9.7K 413 66
                                    

Fırat ve Mert top oynarken Lale'de mutlu bir şekilde onları izlemeye başlamıştı. Hayat her zaman sürprizlerle doluydu. Bu kıyametin ortasında bile mutlu olacak bir şey bulunabiliyordu.

- Hadi Filiz yeter ısındığı getir artık şu yemekleri, ayrıca tüpleri de tasarruflu kullanmamız lazım.

- Tamam Selim, getirdim.

Filiz Selim'in yemeğini verdikten sonra kendisi de masaya Selim'in karşısına oturmuştu.

-   Anlat bakalım, çok mu zombi vardı?

- Açıkçası tahmin ettiğimizden daha fazlaydı. Ama artık herkesin tecrübesi arttı. O yüzden çok zorlanmadık.

- Adayı zombilerden temizlediğinize göre beraber güzel bir ada turuna çıkabiliriz sanırım?

- Daha yapılacak çok iş var ama çıkarız tabi, sen neler yaptın?

- Hep aynı şeyler Selim, ama bugün Esra ile konuşurken aklımıza geldi. Bir tiyatro oyunu hazırlayalım diyoruz. Sen ne dersin?

- Bence çok iyi düşünmüşsünüz, hem canınız sıkılmaz hem de herkese bir değişiklik olur.

Selim bu sırada yemeğini bitirmiş ve sandalyesine sırtını yaslamıştı.

- Ellerine sağlık Filiz, yemekler çok lezzetliydi. Sen tiyatro deyince aklıma geldi belki Nalan abla da mini bir konser verebilir?

-  Bunu nasıl akıl edemedik, harika bir fikir bu Selim, ama Nalan abla kabul eder mi?

-  Bence eder. Ama Cemal abi kıskanabilir. Neyse hadi gidip biraz yürüyelim.

-  Yorgun değil misin? Sonra da yürüyebiliriz.

- Çok yorgun değilim, seninle beraber güzel bir gezinti yapmak bana iyi gelecektir.

- Tamam o zaman çıkalım.

Selim ve Filiz mutfaktan çıkarken Fırat geliyordu. Mert'in elinden zar zor kurtulabilmişti.

-  Nereye böyle?

-  Biraz dolaşacağız, sizin oyununuz bitti mi?

-  Biraz izin aldım. Yemek yedikten sonra yine devam edeceğiz.

-  Neyse en azından yemek izni vermiş.

- Öyle, hadi görüşürüz.

- Görüşürüz Fırat, afiyet olsun.

Selim ve Filiz evden çıkmış iskele meydanına doğru yürüyorlardı. Filiz Selim'in koluna girmiş ve başını da omzuna dayamıştı. Güzel bir yürüyüşten sonra meydana gelmişlerdi. Filiz Selim'in huyunu bildiğinden kolundan çıkmış meydana yan yana yürüyerek girmişlerdi. Cemal ve Fuat oradan oraya koşturuyorlardı.

- Kolay gelsin. Ne yapıyorsunuz böyle?

- Döndünüz mü Selim? Bir sorun çıkmadı ya?

- Yok abi bir sorun çıkmadı. Artık adamız en ücra köşesine kadar güvenli.

-  Bu çok güzel bir haber ama biz de bugün bazı kötü haberler öğrendik.

- Hayırdır abi, ne kötü haberi?

- Bugün Burgaz'dan biz yaşlarda bir karı koca geldi.

- Duydum, Filiz söyledi.

- Hah işte, kötü haberi onlar getirdi.

- Söyle artık şu kötü haberi Cemal abi, meraklandım.

Arnavut Cemal öğrendiklerini en ince ayrıntısına kadar Selim'e anlatmaya başlamıştı. O anlattıkça Selim'in yüzü asılmıştı.

Zombiler İstanbul'daHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin