Bölüm 22

15.7K 615 36
                                    

Herkes kendi aracına bindikten sonra yola çıkmışlardı. Ortalıkta pek kimse görünmüyordu. Selim bu arada Anadolu yakasına nasıl geçebileceklerini düşünüyordu. Köprünün kullanılamıyor oluşu bütün planlarını bozmuştu.

- Ne yapacağız evlat, ne düşünüyorsun?

- Valla Cemal abi yapılacak tek şey bir tekne bulup onunla karşı tarafa geçmek sanırım. Kuruçeşme'de demirli teknelerden birini alabiliriz sanırım.

- Eh zaten adaya geçmek için de bir tekne bulmamız gerekiyordu.

- Belki de böylesi bizim için daha güvenli olur karayolunda karşımıza ne çıkacağı belli olmuyor. Şimdi bir an evvel şu silah işini halledelim.

- Selim, ben bu silah işini biraz düşündüm de bizim işimiz düşündüğümüzden daha zor olacak sanırım.

- Neden abi?

- Evlat bu tip dükkanların kapıları bacaları sağlamdır, kepenk falan vardır. Üstelik alarm falan da vardır. Hadi diyelim bir şekilde kapıyı açtık, alarm ötmeye başladı mı etrafta ne kadar zombi varsa başımıza üşüşür.

- Haklısın galiba Cemal abi, peki ne yapabiliriz?

- Aslında benim aklıma bir şey geliyor ama bilmem ki olur mu?

-  Söyle abi, denemekten başka çaremiz yok.

- Benim bu dükkanlardan birinin sahibi bir ahbabım var. Fındıklı'da oturuyor. Önce ona uğrayıp onu da yanımıza alabiliriz.

-  Yapacak başka bir şey yok sanırım. Nerede oturuyor?

-   Kolay, sen devam et ben tarif edeceğim.

Bir aksilik yaşamadan kısa süre içinde Arnavut Cemal'in ahbabının evine gelmişlerdi. Selim ve Cemal hızla minibüsten indikten sonra diğer arabadakilere arabada kalmalarını ve dikkatli olmalarını söyleyip hızla apartmana girmişlerdi. Apartmanın girişi sessizdi ama tehlikenin nereden geleceği belli olmadığından her an tetikte olmaları gerekiyordu. Adamın birinci katta oturuyor olması şanslarınaydı. Merdivenleri çıkıp girecekleri dairenin önüne gelmişlerdi. Girecekleri dairenin kapısı eski ve ahşap bir kapıydı. Kapıyı birkaç kez çalmışlar ama cevap veren olmamıştı.

-  Galiba evde yoklar Cemal abi?

- Öyle görünüyor, kaçıp başka bir yere gittiler sanırım. Ama dükkanın anahtarları içerde olabilir.

- Kapı çok sağlam değil Cemal abi, sanırım kırabilirim.

Selim biraz gerilip hızla kapıya yüklenince biraz gürültü olmuş ama nihayetinde kapı da kırılmıştı. Dikkatli bir şekilde içeri girip salona doğru ilerlediklerinde korkunç bir manzara ile karşılaşmışlardı. Bir kadın salonun ortasında başından vurulmuş şekilde yerde yatıyordu. Başından vurulmadan önce kadının zombiye dönüştüğü görülebiliyordu. Anlaşılan adam önce zombiye dönüşmüş olan karısını vurmuş daha sonra da bu acıya dayanamayarak kendisini vurmuştu. Adamın cansız bedeni de salondaki koltukta duruyordu. Bu akşam bir arkadaşının daha cesediyle karşılaşan Arnavut Cemal'in gözleri dolmuştu.


Zombiler İstanbul'daHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin