Bölüm 40

13.3K 485 10
                                    

Nezih Fuat’ın sesinden durumun çok ciddi olduğunu anlamış ve Fuat’la beraber eşyalarını toparlamak üzere odasına yollanmıştı. Selim’de bu sırada kendini koltuklardan birinin üzerine bırakmıştı. Yaşadıklarının heyecanından farkına varamamıştı ama rahat bir koltuğa oturduğunda ne kadar yorulduğunu anlamıştı. Ama daha yapmaları gereken çok şey vardı. Ailesine ulaşana kadar uyku ona haramdı. Biraz daha uzanırsa uykuya dalacağını fark ettiği için hemen kalkmış tekrar camın kenarına gelmişti. Ortalık o kadar karanlıktı ki evin hemen önünü bile zar zor seçebiliyordu. Buradan bir an evvel çıkmaları gerektiğini çok iyi biliyordu. Biraz daha hızlı olmaları için içerdekileri uyarmaya gitmişti.

-  Fuat abi hazır mısınız?

-  Hazırız, hazırız. Şu bavulun fermuarını da çektik mi tamamdır.

-  Tamam o zaman ben bir dışarıyı kontrol edeyim.

Selim kapıyı sessizce açtı ve önce  karşı daireye kulak kabarttı. Oradan ses yoktu. Yukarı kata doğru birkaç basamak çıktı ve yukarıda bir hareket olup olmadığını kontrol etti. Orası da temizdi. Asıl risk alt kattaydı. Dairenin içindeki zombiler tarafından fark edilmemeleri gerekiyordu. Selim aşağıya doğru birkaç basamak indi ve zombilerin bulunduğu daireyi inceledi. Sesler hala geliyordu ama görünürlerde kimse yoktu. Selim yatak odalarından birinde olduklarını düşünüyordu. Birden Selim’in gözü parlayan bir şeye takılmıştı. Bu bir anahtarlıktı ve içerden kapının üzerine takılı duruyordu. Selim hızlı davranabilirse anahtarları alıp kapıyı zombilerin üzerine kilitleyebileceğini düşündü. Böylece rahatça gidebilirlerdi. Ama bu riski almaya değer miydi? Selim bunu başarabileceğini düşünüyordu. Anahtarı aldıktan sonra gerisi kolaydı. Onlar gelene kadar kapıyı kapatıp daha sonra da kilitleyebilirdi. Selim yavaş yavaş merdivenleri indi. Kapının önüne gelmişti. Bu kadar yakınlaşınca sesler daha net duyuluyordu. İçerden hırıltılar ve homurdanmalar geliyordu. Selim bu seslerin arasında bir kemik kırılma sesi duyduğuna da emindi. İçeriye doğru bir adım attı. Elini kapının arkasına götürüp anahtarı tuttu ve hızla çekti tam bu sırada kapılardan birinden çıkan bir zombi ile göz göze gelmişti Zombi Selim’i görür görmez avına kilitlenen bir vahşi hayvan gibi Selim’e kilitlenmiş ve ona doğru en hızlı şekilde gelmeye başlamıştı. Ama Selim ondan daha hızlıydı ve çok daha önemlisi soğukkanlıydı. Hızla kapıyı çekti ve anahtarı yuvasına yerleştirerek hemen kilitledi. İçerdeki zombi ancak kapıya varabilmiş arkadan kapıya vuruyor ve homurdanıyordu. Selim bunu hesaba katmamıştı, içerdeki zombi veya zombileri oraya hapsetmişti ama çıkacak gürültüyü hesap etmemişti. Apartmanda başka zombilerin olmaması için dua ediyordu. Tam bu sırada Fuat Nezih’in koluna girmiş beraber aşağıya iniyorlardı. Bu iyi haberdi. Üst katlardan gelebilecek bir tehlikeden kaçabilecek vakitleri vardı. Karşı dairede hala sessizliğini koruyordu. Giriş katını da atlatırlarsa sorun kalmayacaktı.

-  Selim ne yaptın evlat?

-  Abi şu dairedeki zombileri içeri kilitledim ama gürültü edeceklerini hesaba katmamışım. Hadi hızlı olmamız lazım.

-   Neleri içeri kilitledim dedin?

 -  Şey, sonra anlatırım. Fuat abi siz ağır ağır inin ben bir aşağıyı kontrol edeyim.

Zombiler İstanbul'daHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin