Bölüm 33

14.2K 516 30
                                    

Selim ve Savaş dikkatli bir şekilde arabadan indiler ve hemen arkalarında duran Fuat'ların arabasına yanaştılar.

-  Ne oldu Selim yoksa Rasim?

- Yok yok korkmayın Rasim abinin durumu şu anda iyi ama ilaca ihtiyacımız olduğu aklıma geldi. Savaş'la ben şuradaki eczaneye gideceğiz, sizin düzenli olarak kullandığınız bir ilaç var mı?

-  Benim yok Selim. Dilek senin var mı?

-  Selim ilaç işi iyi ki aklına geldi. Ben de astım var. Çantam da bir kutu ilaç olacaktı. Hah işte burada.

-   Tamam Dilek abla astım ilacı gerçekten önemli. Fuat abi biz çabucak döneriz siz dikkatli olun.

-   Hiç merak etme Selim ben tetikteyim ters bir durum olursa hemen gelirim.

-   Hadi Savaş gidelim.

Selim ve Savaş hızla yolun karşısına geçtiler, eczanenin vitrin camı kırıktı. Bu durum onların da işine yaramıştı. İçeri kolayca girmişlerdi eczanenin içi yine darmadağınıktı ama yine de epey ilaç vardı. Selim doktor olmanın verdiği rahatlıkla ihtiyacı olan ilaçları hızla toparlarken Savaş da dikkatle etrafı kontrol ediyordu.

Bu sırada minibüste oldukça acı çektiği belli olan Rasim'in acıya odaklanmasını engellemek için Arnavut Cemal bir hikaye anlatıyordu.

- Sene 76 olması gerekir. Benim o sıralar epey bir mekanım var. Bazısı tamamen benim bazısı da benim korumam altında olan yerler, kimisi büyük kimisi daha küçük, neyse işte karlı bir kış günü bizim bu mekanlardan birine İstanbul'a yeni düşen 4-5 zibidi baskın vermiş. Benim de tam deli zamanlarım, haberi alır almaz yanıma kimseyi almadan atladım benim Mercedes'e uçtum bizim mekana, garsonlardan biri akıllı çocuk dışarıda beni bekliyor. Hemen anlattı bana mevzuyu sonra ben yolladım çocuğu içeri dedim arkadaşlarını uyar siper alın şimdi çarşı karışacak. Bereket içerde müşteri kalmamış. Çektim silahları, o zaman iki silah taşıyorum. Daldım içeri bir nara patlattım, bizim garson bana reislerinin nerede oturduğunu söylemişti herifin bacağına bir tane sıktım. Tabi bunlar daha çoluk çocuk, bir şaşırdılar hepsi çil yavrusu gibi dağıldı bir yerlere, benim amacım başlarındaki herifin kafasına silahı dayayıp hepsini oradan sepetlemek. Ama işte içlerinden biri uyanık çıktı karışıklıktan faydalanıp dışarı kaçarken bir de beni kolumdan vurdu. Ben yine sonunda bunların hepsini mekandan defettim. Ama kolum perişan, oluk gibi kan akıyor. Daha önce bıçak yarası falan almıştım ama bu kurşun kolumdaki bir damarı parçalamış. Neyse işte ben baya bir kan kaybetmişim Allahtan bana haber veren garson çocuk yine uyanık davranıp beni acilen bizim bir doktor vardı -Allah rahmet etsin çok yaramızı sarmıştır- hemen ona yetiştirmiş. Şu kolum hele daha çok soğuk havalarda sızlar.


Zombiler İstanbul'daHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin