Bölüm 56

12K 434 23
                                    

Fırat mutfağa giderek dolabı açmış, gerekli gördüğü yiyecekleri çantasına dolduruyordu. Bu sırada diğerleri de dairenin kapısında Fırat’ı bekliyorlardı. Aralarında konuşurken karşı dairenin kapısı yavaşça açılmaya başlamıştı. Hepsi silahlarını kapıya doğru çevirmişlerdi. Fakat kapı biraz daha açılıp arkasından 6-7 yaşlarında bir erkek çocuğu çıktığında hepsi şaşırıp kalmıştı. Canan hanım çocuğu tanıdığı için pek şaşırmamış ama çocuğa hemen annesinin nerede olduğunu sormuştu. Çocuğun cevap vermesine fırsat kalmadan dairenin içinden annesinin sesi duyulmuştu.

-  Mert neredesin oğlum?

-  Buradayım anne.

Mert’in annesi telaşlı bir şekilde kapıya gelmişti. 30’lu yaşlarının ortasında olan Mert’in annesi Lale gerçekten çok güzel bir kadındı ve ister istemez herkesin gözü onun üzerine kilitlenmişti.

-  Mert ben sana kapıyı açmak yok demedi mi?

- Ama anne sesleri duyunca açtım. Bak onlar buradan kaçıyorlar, biz de onlarla gidelim mi?

- Mert, sen içeri gir ben geliyorum.

-  Ama anne!

- Mert, içeri dedim.

Çocuk hiç istemese de kös kös içeri girmişti. Lale şimdi karşısındakilere dönmüş onlarla konuşmaya başlamıştı.

- Merhaba Canan abla, Kemal Bey, herkese merhaba ben Lale.

Hepsi Lale’nin selamına karşılık vermişlerdi. Canan hanım telaşla sordu.

- Lale kızım, bir şeyiniz yok ya?

- Yok, Mert’e kışın aşıyı yaptırmak istedim, ama aşıdan o kadar çok korkar ki bir türlü yaptıramamıştım. Şimdi şükrediyorum. Siz nereye gidiyorsunuz? Dışarısı tehlikeli değil mi?

Lale apartmana yeni taşındığından Selim’de onu pekiyi tanımıyordu, sadece 1 kere kapının önünde karşılaşıp selam vermişti. Ama durumu açıklamak elbette Selim’e kalmıştı.

- Ben anlatayım durumu, evler şu an için daha güvenli olabilir. Ama elektrikler olmayacak, sular büyük ihtimalle kesilecek. Yiyecek sıkıntısı başlayacak. O zaman dışarıda durum daha da kötüleşebilir. O yüzden biz şimdiden daha güvenli bir yere gitmeye karar verdik.

- Nereye gideceksiniz peki?

- Büyükada’ya gideceğiz. Orada bir arkadaşımızın ailesinin evi var. En azından ada daha kısıtlı bir yer ve kontrolü ele geçirilebilir.

- Gerçekten mantıklıymış, aslında ben de hep zombi filmlerini izlerken bu insanlar niye bir adaya falan kaçmazlar diye düşünürdüm. Peki neyle gideceksiniz?

- Kıyının biraz açığında teknemiz bizi bekliyor.

-  Lale kızım sen de bizimle gelsene, burada bir başınıza ne yaparsınız? Bildiğim kadarıyla İstanbul’da gidebileceğin bir yakının da yok.

- Yok ama, nasıl olur ki? Hem size yük olmayalım.

Zombiler İstanbul'daHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin