Bölüm 14

18.7K 700 26
                                    

Arnavut Cemal, Selim’in Nalan Hanım’ı istemeyeceğini biliyordu. Ama yüreği onu burada o vahşilerin eline bırakmaya el vermezdi. Selim’e “Ne olur ses etme” der gibi bakıyordu. Bu gergin bekleyiş sürerken Nalan Hanım konuşmaya başlamıştı.

- Selim Bey evladım, ben aslında evde saklanacaktım ama Cemal Bey sağ olsun öyle bir ısrar etti ki mecburen geldim. Umarım bir rahatsızlık vermiyorumdur.

Kadının ses tonu o kadar büyüleyici, konuşması o kadar kibar ve etkileyiciydi ki Selim istese de Nalan Hanım’a ters ve kırıcı bir cevap veremezdi.

-  Rahatsızlık ne demek Nalan Hanım, Cemal abi çok iyi yapmış. Böylesine bir durumda elbette sizi burada bırakamazdık. Fakat acele etmemiz lazım ortalık iyice karışmadan güvenli bir yere gitmeliyiz. Bu yüzden beş dakika içinde çıkmamız gerekiyor. Cemal abi bir dakika konuşabilir miyiz?

Cemal ve Selim konuşmak için içerideki odaya geçerken salonda kalan Nalan Hanım ve Filiz de kendi aralarında konuşmaya başlamışlardı.

- Selim kusura bakma sana sormadan Nalan Hanım’ı da getirdim. Ama zavallı kadını tek başına ölüme bırakmaya gönlüm razı olmadı. Bu arada sordum, aşı olmamış.

- Ahh, bak ben aşı olup olmadığını sormadım bile, neyse Cemal abi yapacak bir şey yok dediğin gibi kadını tek başına burada bırakmak canilik olurdu. Neyse sen silah bulabildin mi?

- Buldum buldum. Bak bu iki tanesi sen de bulunsun bu iki tanesi de bende, nasıl kullanılacağını biliyorsun değil mi?

- Biliyorum ama senin bu silahlar biraz antikaya benziyor, bilmem gereken bir şey var mı?

Cemal suratında hafif bir tebessümle Selim’e silahları nasıl kullanacağını gösterdi. Bu yaştan sonra yine silah kullanacak olmak onda değişik duygular yaratmıştı, üstelik bu sefer ateş edeceği şeyler insan bile değildi. Birilerine söylemeye çekinse de bu durum onu içten içe mutlu bile ediyordu.

- Bu silahlar şimdilik işimizi görür ama bize daha etkili silahlar ve bol cephane lazım Cemal abi, ben Karaköy’deki avcılık ve silah mağazalarından birine girelim diyorum, sen ne dersin?

- Doğru söylüyorsun, bu silahlar hem eski hem de elimizde çok az mermi var. Bulabildiğimiz kadar çok silah ve cephane bulmalıyız.

- O zaman bir an evvel çıkalım Cemal abi, aşağıya inince Filiz ve Nalan Hanım apartmanın girişinde bekler, biz arabanın üzerini açıp çalıştırdıktan sonra onlar biner.

-  Tamamdır, o zaman ufaktan çıkalım. Peki daha sonra nereye gideceğiz?

- Önce Caddebostan’a annemleri bulmaya gideceğiz. Daha sonra adaya geçebilmek için bir tekne lazım bize onu da Kalamış Marina’dan bulmayı düşünüyorum.

- Peki sen bu tekneleri kullanmayı biliyor musun?

- Bir arkadaşımın küçük bir teknesi vardı. Onunla gide gele kullanmayı biraz öğrenmiştim. Çok farklı olacağını sanmıyorum.

- Neyse onu da zamanı geldiğinde düşünürüz. Şimdi buradan kurtulmaya bakalım.

- Hadi o zaman çıkalım.

- Allah yardımcımız olsun.

Zombiler İstanbul'daHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin