Bölüm 47

13.1K 493 32
                                    

Cesetleri hızlıca odaya taşıdılar ve kırık olduğu için kilitlenmeyen kapısını çekip güverteye çıktılar. Nalan Hanım Sevil  Hanım ile oturmuş bir şeyler konuşuyordu. Mehmet Bey ise güvertenin ucuna gelmiş şehri gözlüyor ne yapacağına karar vermeye çalışıyordu. Selim Mehmet beyin yanına geldi.

-  Ne yapacağınıza karar verdiniz mi Mehmet Bey?

-  Düşünüyorum, pardon adınızı unuttum.

-  Benim adım Selim efendim, size durumu az çok anlattılar sanırım?

- Evet evet Fuat Bey genel olarak anlattı. Nasıl olabilir böyle bir şey aklım almıyor. Esasen biliyorsunuz devletin bu gibi felaket durumlarında uyguladığı prosedürler vardır. Ama bütün askerlere aşı yaptırılmış olması bütün planları bozmuş olmalı, ama yinede rütbeli askerlerin ve MİT görevlilerinin bir kısmı bu iğneden olmamıştır ve bir süre sonra durumu kontrol altına almak için gerekli girişimleri yaparlar.

- Tabi siz daha iyi bilirsiniz ama kısa vadede durumun kontrol altına alınabileceğini pek zannetmiyorum.

-  Peki sizin planınız nedir?

- Biz öncelikle Anadolu yakasına geçip Caddebostan'da oturan ailemi alacağız. Daha sonra ise kendisiyle tanıştınız mı bilmiyorum ama Filiz'in Büyükada'da oturan ailesinin yanına gideceğiz ve olaylar durulana kadar orada saklanacağız.

- İyi bir plana benziyor. Sonuçta Ada daha küçük bir alan ve güvenliği bir kere sağladıktan sonra dışarıdan gelebilecek tehlikelere kapalı, esasen ne benim ne de eşimin İstanbul'da bir yakını bulunmuyor. Çocuklarımızın biri Amerika'da diğeri ise İngiltere'de, diğer birkaç akrabamız ise başka şehirlerde yaşıyorlar. İzin verirseniz bizde sizinle gelelim.

Selim böyle bir şeyi beklemiyordu. Mehmet Bey gibi birinin gideceği bir yer olduğunu düşünmüştü. Yapacak bir şey yoktu ekiplerine 2 kişi daha katılmıştı.

- Elbette efendim, ama başka bir düşünceniz varsa dışarıdaki araçlardan birini alabilirsiniz ve size silah da verebilirim.

- Artık yaşım ilerledi, eşimi böylesine tehlikeli bir maceraya sürüklemeyi göze alamam. İzin verirseniz sizinle gelmemiz bizim için en hayırlı yol olacaktır.

- O zaman bir an evvel yola çıkalım.

Selim hızla eşyaların taşınmasına yardım etmeye başladı. Arnavut Cemal minibüsün yanında geldiğinde Selim'in kolunu tutarak sordu.

- Evlat Mehmet Bey küçük arabayı alır sanırım. Onlar için 1-2 günlük yiyecek ve birkaç parça da silah ayırdım.

- Cemal abi boşuna zahmet etmişsin. Mehmet Bey ve eşi de ekibimize katıldı.

- Deme be, yahu koskoca Mehmet Bey gidecek yer bulamadı da bizim peşimize mi takıldı?

- Öyle oldu abi, gidecekleri kimse yokmuş. Bizim plan da aklına yatınca, biz de sizinle gelebilir miyiz dedi. Ben de mecbur kabul ettim.

-  Ne yapalım? Yardım isteyene arkamızı dönemeyiz elbette, iyi yapmışsın.

-  Hayırlısı abi, fazla bir şey kaldı mı taşınacak?

-  Bitmek üzere, bak şu çantaları sen al, şunları da ben alayım. Kalanları da Savaş geliyor zaten o alır.


Zombiler İstanbul'daHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin