(3.SEZON) 41.BÖLÜM

402 125 62
                                    

Yalanlar Köprüsü

3.Sezon 

41.Bölüm...

"Karanlık çöktü ve karanlık çöktüğünde kendim olurum."

02:00 

 Ay'ın etrafında usulca dönüşen bulutlar, esrarlı bir gecenin kapılarını açıyordu.

 Sem topraklanmış eli ile avucuna aldığı feneri açık ıphone 5'i sol tarafına çevirdi.Afalladı.Gece soğuğu ile gelen titremeyle şaşkın şaşkın ışığın aydınlattığı bölgeye bakıyordu.Matt etrafta yoktu!

 Eşelenmiş görünen, toprağın üstündeki lacivert t-shirt ve mavi kumaş pantolona baktı.Bunlar bu gece Matt'in giydiği kıyafetlerdi.Sem korku dolu bakışlarını kıyafetlerin üzerinden çekerken, kaldırım taşına dayanarak, zorlukla ayağa kalktı.Arka tarafı çamurlanmış , avucundan kaymaması için sıkı sıkı tuttuğu Iphone 5'i nereye gideceğini bilemeyerek, asfaltın üzerine tutuyordu.Boğucu havanın Sem'in üzerine bıraktığı etkide vardı tabii...

  Işık hüzmeleri sokağı aydınlatırken, yerdeki düzinelerce farklı renkte ve şekildeki kıyafetlere bakıyordu.Ne olduğunu anlamak için beynini zorluyordu ki, başında hafif bir ağrı oluşmuştu.Sol elini saçlarına götürüp dağıttı. Tıpkı sınav sitresine girmiş liseli ergenler gibi görünüyordu...

Sem'in beynini 'Bu şehirde yalnız mıyım?' Şeklinde sorular meşgul ediyordu. Sakinliğe adımını atacakken kulağına gelen fısıltılar sayesinde daha da gerildi.Karanlığın içinden fısıltılar, ölüm kulağına fısıldıyordu sanki.. Anlaşılmaz fısıltılardı bunlar, tühleri diken diken ,deli gibi titrerken bağırdı. "Lanet olasıcalar ne istiyorsunuz?!" Gözlerinden gelen bir damla yaşla yere çöktü, telefonunu yere tuttuğunda bir işık dairesi oluşmuştu ve onun içinde bir damla yaştan sonra ki gelen istemsizlikten, sonra hıçkıra hıçkıra ağlayan Sem vardı.

 Lacivert pantolonu'nun diz bölümünde oluşan kırışıklıklara bakarak bacaklarını kendine doğru çekti.Işığın oluşturduğu ufak bir daire içinde , karanlık bir odaya hapis edilmiş.Yapayalnız kalmış akıl hastaları gibi ileri geri sallanıyor, hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.Gömleğinin marşet kısmının ıslandığını fark etti, aldırmayıp gözlerindeki yaşları elinin tersiyle sildikten sonra gözlerini kısarak asfaltın renginde küçük yuvarlak taşı sol elini alıp çevirmeye başladı.Kamufle olmuş bu taşı ışık sayesinde fark edebilmişti.Makyajı akmış gibi bir hali vardı. Taşı fırlattı.Kollarında bir halsizlik vardı.Bu halsizliğin baştan aşağı tüm vücuduna vurmasından korkuyordu.Taş ışık alanından çıkarak karanlığın içinde kayboldu.

 Sem kafasını yukarı doğru kaldırdı. İşitti.. hızla yaklaşan bir şeydi bu.. havanın keskin sesini işitti.. Kendine doğru çekmiş olduğunu dizinin üstünde havada usulca süzülüp konan, siyah karga tühsüne dehşet içinde baktı. Bir an ileri geri sallanmayı bıraktı.Tüh ardından yere aniden bir karga düştü..'GAK' sesi ile Sem'in çığlığı birbirini bastırdı. Işık halkasının içinden çıkmayacak bir şekilde gerilemeye çabalarken, dizinin sağ yüzünü asfalta çarptı. Dişlerini dar siyah pantolonu'nun diz kısmına geçirip acısının dinmesini bekledi.Yerde kıpırdama belirtisi göstermeyen kargaya bakakaldı. Gagasından dalgalanıp iç içe girmiş gri dumanlar gökyüzüne karışıyordu.Karganının etrafında siyah ve kırmızının birleşmesi sonucu oluşan kızıl tühlere bakıp, bir kez etrafından dolaşarak, kötü görüntüden uzaklaştı..

 Işık hüzmesi karanlığı delip geçerken Sem bir çok sokaktan geçtiğini ama bir tane bile yaşam belirtisi görmediğini, yani insan bulamadığını fark etti.Temkinli bir şekilde ilerlerken telefonu kendi yüzüne çevirdi.Suratına vuran göz kamaştırıcı ışığı sol eliyle kapatmaya çalışırken ekranın sol köşesinde bulunan , şarj yerine baktı.Aşağı yukarı elli dakikalık bir şarjı kalmıştı. Mücadele ruhuyla apartmanın kapısının açık olduğunu fark etti. Işık hızıyla solmuş yaprakların bulunduğu merdivenden hızlıca çıkıp apartmanın kapısını iyice iterek içeri girdi. Giriş katın sol tarafındaki daire kapısının üzerindeki anahtarı fark etti. Paspasın önünde bir takım elbise ve 

onun üzerinde bulunan anahtar.Uzanıp gri takım elbise üzerindeki anahtarı eline aldı.Kapını kilidine yönelterek içeri girdirdi ve sağa doğru döndürmeye başladı.Kapıyı kendine doğru çekti ve anahtarların şıngırdamasıyla kapı açılmıştı. İçeri adımını atar atmaz buradada bir terslik olduğunu anlamıştı.Giriş kapısını ifadesizce kapattı.

 Koridor duvarında duran ışık düğmesine bastı.Bir an için elektiriklerin hiçbir yerde olmadığını hatırladı. Telefonu odalara doğrulttuğunda birsinde duraksadı. Yıldız ve ayıcıklarla dolu olan deniz mavisi duvar kağıdına baktı.Suratında bir gülümseme belirdi.Odaya göz gezdirdiğinde rafların üzerinde duran kahverengi peluş ayıcıklardan birini eline aldı.Elinde yumuşaklığını hissederken siyah boncuktan gözlerine baktı.Ayıcığı rafa geri bırakırken, Pencereyi açarak yüzüne vuran rüzgar, saçlarını geriye savurdu.Ä°fadesizce, doğan kızıl güneşe göz gezdirdi.

 Yatak odası oldukça sade dizayn edilmişti. On beş dakkikalık bir şarjı kaldığını fark etti.Şarj edemeyeceğini biliyordu.Göz altı halkaları morarmış, suratından uyku akıyordu ve neredeyse hiç takati kalmamıştı. Komidinin üstüne feneri kapatmayarak telefonu  yanlamasına yatağa doğru çevirdi. Işık için perdeleri açtı ve bordo yatak örtüsünün üzerinde duran süslü yastıkları yere fırlattı. Bir tanesi sürmeli dolaba çarparak açılmasına neden oldu.Örtüyü çekti ve yatağın içine girerek gözlerini kapattı.

YALANLAR KÖPRÜSÜWhere stories live. Discover now