9.BÖLÜM

1.6K 172 31
                                    

                              

 Bir lamba yandı.

 O ana kadar, yani lambanın önce mavi renkte parlayan alevi sonra sarıda karar kılıp süslü fanusu aydınlattığı ana kadar, gece'nin bir yarısı Gellert'ın evinde camdan bakarken koyu karanlıktan çok etkilenmiştim.Gellert benim telefonum zırlama başlamadan önce yastığına sarılmış bir şekilde uyuyordu.

 Telefona baktığımda zır zır öttüren kişinin matt olduğunu gördüm telefonu açtım ve kulağıma götürdüm.Gellert tatlı tatlı sırıtıyordu bana...

"Alo?"

"Sem biliyorum geç oldu ama simon'ın yaptıklarından dolayı senden özür dilerim."

"Özür dilemesi gereken sen değilsin matt.Seni aldatan kocan."

"Ne?! nasıl böyle konuşabiliyorsun? kanıtın var mı?"

"Gerçekten bana o lanet olasıca kocanı korumaya devam edeceğini söyleme.Bana şantaj yaptı!"

"Bunlar yalanlar ama..."

"Matt 'ama' kelimesinden önce söylediğine gerçekten inanıyormusun? Şimdi beni iyi dinle oraya geliyorum ve sana söylemek istediğim şeyler var!"

 Duvarda hareket eden bir gölge fark ettim.Daha sonra yan yatık bir gölge olduğu için benim gölgem olduğunu anladım.Bozulmuş gibiydi gölgesi.Omuzlarından aşağıya, sırtı boyunca geniş bir kamburu vardı.Ama bu gölgelerin oyunuydu işte.Gellert suratıma ciddi bir şekilde baktı.

"Gerçekten söyleyecekmisin?"

 Cevap vermedim.Fortmantodan montumu alıp sokağa çıktım.Çok ıssızdı.Korkmaya başlamıştım.Telefonum yine zır zır ötmeye başlamıştı.Cebimden çıkarıp baktım chris arıyordu.Bu arada yere düştüğü için telefonun ekranı çizikler içindeydi.Telefonu açıp kulağıma götürdüm.

"Efendim."

"Ne yapıyorsun?"

"Matt'e gidiyorum."

"Neredeydin ki?"

"Artık Gellert'da kalacağım gerçekleri anlatmak için gidiyorum."

"Olduğun yerde kal ve ilerleme nerede olduğunu söyle başına bir şey gelmesini istemem."

"Bu ilk gece yarısı dışarı çıkışım değil merak etme bir şey olmaz!"

 Yürürken bir anda yerde oturmuş sokak sanatçılarını gördüm.Birisi gitar çalıyor birisi söylüyordu.O kadar güzel bir müziği, ancak acı çeken bir ruhun yapabileceğine dair sözler vardır.Yanlarından hızlıca geçip yoluma devam ettim.Sonunda gelmiştim.Matt beni dışarda bekliyordu.

"Simon'dan ayrılıyorum eğer bunu söyle..."

"Senin o lanet kocan umrumda bile değil."

 Birden yağmur yağmaya başladı.Yağmaya başlar başlamaz sırıl sıklam olmuştuk.Matt beni elimden tuttu ve eve doğru sürüklemeye başladı tam o anda evden bir erkek çığlığı duyduk.İçeri girdiğimizde çok kötü bir manzara ile karşılaştık.

 Her yer kan içindeydi.Simon'ın bacağı kopmuştu.Matt yere çöktü ve ağlamaya başladı.Merdivenlerden yavaş yavaş kafamı yukarı kaldırdım.Natasha bana göz kırptı.Ağzım açık kalmıştı şoktaydım.Matt'i koltuğa oturttum ve ambulansı polisi aklıma kim gelirse aradım.Matt beş dakikalığına yalnız bırakıp bahçeye çıktım.Natasha karşımda dikilmiş psikopatça bir şekilde sırıtıyordu.

YALANLAR KÖPRÜSÜWhere stories live. Discover now