16.BÖLÜM

941 144 15
                                    

"Sevgilisi !"

"Ne sevgilisi ne diyorsun sen?"

"Onları birlikte olurken yakaladım."

 Gellert koltuktan kalktı ve temkinli adımlarla bana doğru adımlar atmaya başladı.Burun buruna geldiğimizde. "Bunu gerçekten yaptın mı?"

"B-ben y-"

"Bana doğruyu söyle!!!"

 Söylememe fırsat bırakmadan yanağıma bir tokat yapıştırdı.İstemsizce elimi yanağıma götürdüm.Evden çıkmak için ilerlerken bıraktığım yerde durmaya devam eden Chris'e bir bakış attım.Arkamı dönmemi sağlayan Gellert sessizliği bozdu.

"Hani bitirmek istemiştin ya? sem? başardın." Dedi ve arkasını döndü.

Gözlerimde ki birikmiş yaşları salıvermiştim...

^(Natasha)^

"Alo natasha ne yapıyorsun?"

"Görev başındayım."

"O zaman kapatayım.""

"Hayır, iki işi aynı anda yapabilirim."

"Peki , o zaman."

"1 dk bekle geliyorum."

 Uçaktaydım.Söyle bir şey var uçaktakilerin hiçbirinin rusyaya ulaşması istenmiyor.İşlerini bitirip uçağı indirtmeliyim.

 Üstüme doğru gelen iki adamı bileğimden çıkardığım kalın ip ile boğazlarını birleştirdim.Bağırmaya çalışıyorlardı ama nafile beceremiyorlardı.

"Hey! oradamısın?"

"Evet."

"Devam edeyimmi?"

"Edebilirsin."

 Sem telefonda konuşuyordu fakat 'bla bla bla' diye bir ses geliyordu kulağıma.Çünkü görev başındayken genelde hiçbir şeyi umursamam.Bir elim telefonu kulağımda tutmak için çalışırken diğer elimde durmuyor.Önüme gelenlerin suratına sprey sıkıyordum.Haykırarak kısa sürede yerde duruyor ve gözlerinin yandığını söylüyorlardı.

"Sem ben seni 5dk sonra arayacağım indirmem gereken bir uçak var."

^ ^

 Yüzüme bir su çarptım.Gözlerim kendine gelmişti.Yüzümde kalan su damlaları çenemden aşağı doğru kayarken sağ tarafımda asılı olan kırmızı havluyu alıp yüzümdeki damlacıkları silmeye başladım.Pamuksı dokusu aynı zamanda beni rahatlatıyordu.

 Havluyu yerine asıp banyodan çıktım.Dağınık odamı toplama başladım.

Pantalonlar,gömlekler yarısı komidinin üzerinde diğer yarısı yatağın üstünde yığılı duruyordu.Komidinin üstündeki gömleiği aldım tam askıya geçirecekken telefonum çalmaya başladı.

"Alo?"

"Evet, devam edebilirsin."

"Eve gelince anlatırım odayı topluyorum natasha."

Telefonu kapatarak yarım kalan işime devam ettim.

Merdivenlerden aşağı indiğimde kapı çalmıştı...

Adımlarımı büyük atarak kısa zamanda kapının önüne ulaşmıştım.Açtığımda Natasha,Chris,Matt karşımda dikiliyordu.Chris'in suratı bir saat önce gördüğümden farklı gelmişti.Onunla fazla göz göze gelmemek istediğim için odağımı Natasha'ya çevirdim.Düzleştirdiği saçlarıyla harika gözüküyordu.Chris sessizliği bozdu.

"Bizi içeri almayacakmısın?"

"P-pardon ben dalmışım." Diyerek kapının önünden çekilerek içeri girmelerini sağladım.

Natasha yürürken topuklu ayakkabılarının çıkardığı ses beni epey rahatsız etmişti.

"Sem biz barıştık."

"Sevindim."

"Ve chris'in sana söylemek istediği şeyler var."

"Evet öncelikle nasıl oldu bilmiyorum ama bir şey seni affetmemi istedi aslında ikinizde...Biliyorum unutmak zor olacak ama deneyeceğim."

"Ben biraz dışarı çıkacağım kendimi iyi hissetmiyorum."

  Askıda her zaman ki yerinde duran montumu alıp kapı koluna sertçe abandım ve kapıyı açarak dışarı çıktım.

   Yeniden bahçedeydim...

Biçilmiş çimen kokusu çok hoştu.

Telefonumu çıkarıp Gellert'ın numarısını çevirdim.

"Alo kimsiniz?"

"Ben sem, asıl siz kimsiniz?"

"Ah, kusura bakmayın isminiz kayıtlı değil."

"Gellert nerede?"

"Duşta."

YALANLAR KÖPRÜSÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin