15.BÖLÜM

1.1K 153 36
                                    

     Chris odaya girdiğinde telaşlanmıştık.Yorganı sıkı sıkı tuttum.

"Siz n-ne y-yapıyo-o-orsunuz?" Gözlerinden yaşar akarak.

"Chris açıklayabilirim." Dedi.Üzgün ve her zamanki gibi tatlı gözüküyordu.

     Chirs eli ile matt'in yataktan kalkmaması için işaret etti.

Kapıyı sertçe çarpıp yanımızdan ayrıldı.Merdivenlerden aşağı iniyordu.

Yere bastığında fazla ses çıkarıyordu.Peki şimdi ne olacaktı? ne bok yemiştim ben?

"Biz ne yaptık?!" dedi matt öne eğilirken aynı zamanda ellerini başına koyarak.

"Şimdi ne yapacaksın?"

"Ne mi yapacağım? sana inanamıyorum! sem bunların hepsi senin başının altından çıktı.Biz kar-"

"Keşke bunu yapmadan önce düşünseydin matt."

"Ne yani şimdi suçlu ben mi oldum?"

  Natasha kaıyı itti ve içeri girdi.Şüpheci bir şekilde bakıp cevapladı.

"Birbirinizi suçlamayı kesin bu işi ikiniz yaptınız!". Sonuna kadar açılmış camdan

esen rüzgar natasha'nın saçlarını sağa solo savuruyordu.

"Bana kalırsa sevgililerinizden de ayrılmasınız böyle bir şey yapmışken."

"Saçmala biz kardeşiz."

"Beni becerirken kardeş olduğumuz niye aklına gelmedi matt?"

"Kardeş olabilirsiniz ama ikinizde eşcinselsiniz!" Dedi kaşlarını çatarak yüksek  ve bunaltıcı bir ses tonuyla.

 Bahçe çok sessiz ve sakindi kuşların cıvıltılarını duyamıyordum.Matt ile ayakta ağacın kenarında durmuş birbirimize bakıyorduk.

 Birden bacağım titremeye başladı.Titreşime aldığım telefonum yüzünden olmalıydı.Keşke titreşime almasaydım diye geçirdim içimden bu sefer 'dıt dıtt' diye sesler çıkarıyor.

"Belkide cevap vermelisin sevgilin olabilir."

"O artık benim sevgilim değil ayrıldık."

"O bunu biliyor mu?"

"Evet, söyledim."

"Aç şunu sinir bozuyor!!"

^ ^

"Alo?"

"Alo? sem?"

"Ben justin bieber."

"Dalga geçmeyi kes!"

"Sana beni arama dedim.Ayrıldık lanet olsun siktir."

"Biliyorum hata ya-"

^ ^

  Telefonu Gellert'ın suratına kapattım.Matt hızlıca ilerlemeye başladı.Sadece arkasından bağırmakla yetindim."Lanet olsun nereye gidiyorsun?" Duymamıştı bile.

    Beş dakika sonra matt ile durduğumuz yerde hala dikiliyordum.Yerdeki yemyeşil çimenlere bakarak dalmıştım.Telefonla chris'i aradım.

"Alo? Amca?"

"Senin yüzünü bile görmek istemiyorum! Beni armaktan va---"

"Amcaa? amcaaa?!!"

 Telefonda amacamın sözü yarıda kalmıştı.Aslında ne diyeceğini tahmin ediyordum.Bir yerlerin kırılma sesine benziyordu bu hat düşmüştü daha sonra...

"Neler oluyor lanet olsun!"

 Sokakta ilerlemeye başladım.Yerlede yapraklar ve tozlar uçuşuyordu.Aynı yere onuncu kez koşuyormuşum gelmişti.Nedenini bilmiyordum.Nefes nefese kalmıştım.Her saniye daha da yoruluyor ve bacaklarımı kesme isteği geliyordu.Kaldırımı bırakıp yolun ortasından yürümeye başladım.Gelen geçen arabayı durdurarak karşıya geçiyordum.

 Ara sıra telefonu çevirip kulağıma götürüyordum ama çalıp çalıp kapanıyordu.İyice telaşlanmıştım ve korkmuştum.Yoldan bir bisikletle geçen çocuğa çarptım.O kadar acele ediyordum ki bazen insanları bile doğru düzgün göremiyordum.Bisikletteki çocukla yere yuvarlandık.Pantolonumun diz bölgesi  yırtılmıştı.En azından dizimde bir şey yoktu.Bisikleti kaldırıp çocuktan özür diledim."İyi misin?" Kafasıyla onayladıktan sonra devam ettim.Tekrar karşıya geçtim bu sefer kornalar havada uçuşuyordu.Az kalsın arabalardan biri bana çarpacaktı.Bu sefer insanları ittirmeye başladım.

 Sonunda evin önüne gelmiştim.Kapı kırıktı içeri girdim.Ve gördüklerim karşısında göz yaşlarıma hakim olamadım.

^(MATT)^

"Sem'in dediklerini duymadın sanırım.İstersen tekrar edebilirim."

"Seni mi gönderdi? neden kendi gelmedi?"

"Yine becermeye çalışırsın diye korkmuş olabilir."

"Buradan hemen gitmezsen suratına bir yumruk yiyeceksin."

"Öyle mi? dene bakalım!"

^ ^

"Ne oldu sana böyle?"

"Bana dokunma! kendim kalkabilirim."

"Saçmalama!"

 Chris epey hırpalanmış görünüyordu.Sol gözü morarmış suratı çizikler içindeydi.Tanınmayacak hala gelmişti.Eve baktığımda her şey yerlerdeydi.Bunu ona kim yapmıştı? 

"Bunu sana kim yaptı? yüzlerini görebildin mi?"

"Hayır, ama sırf çaresizim diye bunu yapacağım yoksa hala sana kızgınım."

  Demin yattığı tozlu yerden kaldırıp bir elini omzuma atmasını sağladım.

Evden çıkardığımda gellert'ın evine doğru yalpalayarak ve duraksaya duraksaya yürümeye başladık.Yol boyuncada chris'in ağzını bıçak açmadı.

"Hey, siz ne yaptınız böyle?" Dedim.Chris'i kapının kasasına tutunmasını sağlayarak.Ev savaş alanına dönmüştü.Gellert ve Matt koltuğa oturmuş çok hızlı nefes alıp veriyorlardı.

"Kavga."

"Ne kavgası bu?" Dedim gözlerimi hızlıca ikisinin arasında gezdirirken.

"Kardeşin başlattı."

"Kardeşi değil !" dedi.Chris sinsi bir bakışla.

YALANLAR KÖPRÜSÜWhere stories live. Discover now