FİNAL

738 128 94
                                    

Sam & Sarah & Natasha & Chris


 Yumruk, Sam'in suratına bir kere daha iniyor. Dizlerinin bağı çözülüyor, evin duvarına 'dan' diye çarpıyor. Dökme demirden kelepçeler, bileklerini kanatıyor. Yine ite kaka kaldırıp, Chris'in yanında diz çöktürüyorlar. Hoş tekrar bu Natasha'nın ızbandut gibi adamlarını dağıtığı grubu ile etkisiz hala getirebilirdi. Ayağa kaldırsalar bile durabileceğini düşünemiyordu. Sam'e vuran ızbandut, gözlerinin önünde  bir bulanıyor, bir netleşiyordu. "Bak öldüğünü sandığın Chris." Natasha'nın gözlerinde anlamsız bir intikam ateşi vardı. Güldü. Evinin eşyasız bomboş bodrum katında sesi kötü kötü yankılanana kadar. Sam'in kafası oldukça karışıktı ve hiçbir şey anlayamıyordu. Ağzını açacak gibi oluyor fakat dudağının kenarındaki yara sızlamaya başladığında geri kapatıyordu. Her seferinde yanağının ortasına şimşek gibi hızlı kaya gibi sert bir yumruk yiyordu. Gözleri yarı kapalı olduğundan bir sonraki yumruğun gelişini kestiremiyor. Acı suratının ortasında patlıyor, yine bodrum'un pis kokulu, duvarını öpüyordu.  Yine Chris'in önünde diz çöktürüyorlar. Kan ağzına hükmetmiş bir durumdaydı. Ağzındaki kanı tükürüyor ve sırıtıyor. Bu sefer dudağının kenarı acıya acıya ağzını açıyor.


"Annem'in terliğinden kötü değil !"


 Sam'i yine yere yapıştırmak için yanına sokuluyorlar, ama  yakından gelen oldukça kibar bir kadın sesiyle herkes odağını Sam'den çekiyor; şaşkın ördek gibi kadına baka kalıyorlar.  "Yeter." Diyor kadın. Biraz sallanarak, Sam kadının bulanık görüntüsünü sabitlemeye çalışıyor. Görüşü yavaş yavaş açılıyor. 


"Herkes dışarı çıksın! Natasha ve Chris içinde geçerli." 


"Ne zamandan beri emirleri sen veriyorsun?"


"Oylama ile başa geçmiş bulunmaktayım. Egoist tavırların, iş hakkında bir gram bilgin olmaması bunlar çok az sebepler ama dahası var."


"Bu oylama nereden çıktı böyle? haberim bile yok!"


"Üste görevli olduğun  halde doğru düzgün geldiğin yok, unutmuşsun bizden daha üst bireylerin olduğunu," kadın cebinden buruşmuş bir kağıt çıkarıp Natasha'ya uzattı. 


 Kağıda bir süre baktıktan sonra suratı asık bir şekilde , yere attı ve bodrum katındakilere alev saçan gözleri ile süzüp Chrisle birlikte ayrıldı. Ardından kadının kaş , göz hareketleri ile çıkmalarını emrettiği, iri yapılı üç adamda, kadına karşı kafalarında oluşmuş aşk üçgeni ile elleri önde mahcup bir görüntü ile bodrumdan çıktılar. Kadın Sam'in elindeki kelepçeleri çıkarıp arkasında koyduğu tabureye oturması için yardım etti. Sam, kızarmış bileklerine kendince masaj yapıp ilginç ilginç bakarken kadın başka bir tabureyi Sam'in önüne doğru çekti ve oturdu. 

 Kadın iki süslü silahını kılıfından çıkarıp yere koyarken, "Bazen bu şok ve dehşeti taşımak çok zor oluyor." dedi ve sırıttı. Sam, ne tür bir manyak bir silaha isim koyar ki diye düşünürken kanlanmış dudaklarından kelimeler döküldü. "Kafamda o kadar soru vardı ki şuan kara kara neden silahlarının adının olduğunu düşünüyorum." Kadın zarifçe gülümsedi. "Ah, tabii. İsim koymak düşmanın beyninde kaybetme üzerine bir algı oluşturuyor." Sam, anlamaz tavırlarını sürdürdü. "Peki sen kimsin? Chris'in nasıl hayatta kaldığını ve bana ihanet ettiğini açıklayabilir misin acaba?" Kadın Sam'in gözlerinin içine baktı. "Ben Sarah Fortune. Ve Chris hakkında sana tek bir şey söyleyebilirim. O adi bir şerefsiz, şuan hakkında kötü fikirlere kapıldığın ve doğru olduğu Natasha, gibi." Sam, doğrulup arkasını Sarah'a dönüyor. "Kafam almıyor." Rüzgar çarpması ile kapı sertçe vurup tekrar açılıyor. Adamlar Fortune'un emir vermesini isteyen yavru köpekler gibi bakıyorlar. Sarah, gülüyor. "Seni evine bırakayım biraz dinlen akşama olup biteni anlatırım." Sam, kafasını sallıyor. Fortune, Sam'i sırtından tutarak bodrum katından çıkarıyor. Evin önünde yalnız başına oturan Natasha'ya gülümsüyor. İçinde yanan ufacık mücadele alevi de sönüyor. Omuzları düşüyor. Tükendiğini düşünürken, Sam'e doğru atılıyor. Fortune, hızlı hareketlerle kemerinin sol tarafındaki kılıftan 'dehşet' adlı silahı ile Natasha'nın kalbine ateş ediyor. Ardından kan evin sarı duvarını buluyor. Fortune, üzülmemiş bir tavırla bej ojeleri ile parmağını şıklatıyor. Tek sıra halinde kafayı Sarah, ile bozmuş kas yığınları Sarah'ın ağzından çıkan kelimeye odaklanmış bekliyorlar. "O leş yığınını ortadan kaldırın!" Tabii artık ondan başka bakabilecekleri de yoktu ya...

YALANLAR KÖPRÜSÜWhere stories live. Discover now