12.BÖLÜM

1.2K 163 20
                                    

     Yeşil yandı ve ben kaçar gibi aceleyle düşünmeden gazı kökledim.İlk görevim bana çok saçma gelmişti.

     Müdür aradığında kulaklıklarımı kulaklarıma takıp telefonu açtım.

"Alo?"

"Sem acele etmelisin!"

"Trafik var elimden geleni yapıyorum."

"Sem acele etmelisin.Karımı kaçırabilirler lanet olsun sana nasıl güvendim!"

"Tamam sorun yok açıldı.Beş dakika kadar evde olurum."

 Kulaklıkları çıkarıp araba paspasının üzerine fırlattım.Bu lanet olasıca konuşmayı hiç yapmamış farz ediyordum.Eve gelmiştim.Arabadan indim ve kapıyı çalmak için ilerledim.Bahçeli bir villaydı..Bahçe harika gözüküyordu.Yavaşça kapıyı tıklattım ve

kahve rengi saçlını topuz yapmış, çıkık elmacık kemikleri, mavi gözleri ve üzerine giydiği siyah gömleği ile güzel bir kadın açmıştı kapıyı.

 "Buyrun" dedi sakin sakin.

Kapı zorlandı.

Dürbünden bakmak için usulca ilerledim.Bayan mia'ya saklanmasını söyledim.

Tam bir gözümü kapattım ve dürbünden bakacaktım ki...

Kapı kırıldı.

Kendimi yerde buldum."Ahh, haa!"

"Sende kimsin? mia nerede?" diyerek yerde yatarken kılıcını yere çarptı ve yerde küçük çaplı bir yarık oluşturdu.

Arkasından bir adam daha geldi ve yanında siyah saldırgan bir köpek vardı.

Boynumdan tutup beni havaya kaldırdığında ayaklarımı yerden kesmişti nefes almada zorluk çekmeye başlamıştım.

Fortmantoya fırlatılmıştım.Tekrar yerden kaldırıp bu sefer vitrine fırlattı.Camlarla birlikte yere düşmüştüm.

Kel olan siyah saçlı olan zenciye "Git! mia'yı bul hadi!" Diye emir verdi.

Onlar konuşurken mutfağa ulaşmıştım.Çekmeceleri karıştırdığımda aradağım şeyi bulmuştum bıçağı.

 Bacağıma cam bir parça girmişti.Canımı yakıyordu...

Bana doğru gelmeye başladı.Bıçağı rasgele sağa sola  savurmaya başladım.

Kolumdan tutup tezgaha yapıştırdı.

 Ocağın üstündeki tencereye uzanıp almaya çalıştım bir an kolum kopacak sanmıştım ama almıştım.Adamın kulağına yapıştırdım.Geri tökezledi kendini toparlamaya çalışırken etrafa baktım her yer kırılmıştı neredeyse pek sağlam bir şey kalmamıştı.Geri döndüğünde tencerenin arka yüzüyle takımlarına vurdum.Çok fazla hırpalanmıştım.Sıra onlardaydı...

 Buzdolabına elini koydu ve bağırmaya başladı.Elinin üstünede bir tencere salladım.Elini kırmış olmalıydım.Dahada çok bağırmaya başladı.Buz dolabını açtım ve kapısını kapatıp açıp adamı sersemlettim.Son olarak diyafram bölgesine bir tekme indirdim.

 Bu sefer zenci olan gelmişti.Suratına ortasına bir tencere indirdim.Geri tökezleyerek salona doğru geriledi.Salonun kapısı sağlamdı kapıyı üstüne kilitledim.Kel olan doğrulmaya çalışırken saçsız parlayan kafasına bir tencere daha yapıştırdım.

 Evin içinde Mia'yı aramaya başladım.Mia banyoda küvetin içine girmiş saklanırken bulmuştum.

"Bizi evden çıkaracağım."

"Nasıl?"

"Beni aşıyorlar şimdilik biri kirtli diğeri baygın evden çıkmalıyız."

"Tamam."

 Aslında evin giriş kapısından çıkmayı düşünüyordum ama seslerini duydum.

"Lanet olsun."

"Ne yapacağız şimdi."

"Camdan atlayacağız."

 Kapının önüne havlu dolabını ittim.

"Siz atlayın."

"Ya sen?"

"Arkanızdan bende atlayacağım."

 Kapıyı zorlamaya başladılar.Banyo dolaplarını karıştırdım.Arkama baktığımda mia çoktan gitmişti.Çamaşır suyunu havlu dolabının üstüne döktüm.Pantolonumda dünden kalmış çakmağı çıkardım ve yaktım...

 Kapının üst tarafını kırmışlardı tahtaların arasından yüzlerini görebiliyordum.

"Ne yapıyorsun sen?" Diyordu parlak kafalı.

"Elveda budalalar."

Çakmağı döktüğüm çamaşır suyunun üstüne attım ve anında yanmaya başlamıştı.Gözlerimde ateşin dansı ve başarının şehvetli bakışını atıp camdan atladım...

YALANLAR KÖPRÜSÜWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu