44. Bölüm

18K 1.7K 331
                                    


Lütfen hikayeye başlamadan önce yıldıza dokununuz.

herdem6060 beni takip etmeyi unutmayınız.

Ana sayfamda instagram linkim vardır. nerimanvurgunkitaplari instagram hesabını takip ederseniz çok eğleneceğinize inanıyorum.

İYİ OKUMALAR SİZLERİ SEVİYORUM.

-------------------------------------------------------------------------------------------

"Bana bunu yapmaya hakkın yok, ne olur kalk artık egolu kazmam. Bak senin yüzünden ağlıyor gözlerim. Gönlümün içine aşkınla ektiğin bütün çiçekler boynunu büktü. Daha nasıl anlatayım içimde ki acını. Ne olur beni kırma artık, uyan sevgilim uyan aşkım, beni sevme, benimle olma ama ne olur yaşa..." dedi ve Ali Buğra'nın kollarına bayıldı.

Ecem'in bayılmasıyla yoğun bakım ünitesinin önünde Cihat için bekleyen herkes ayaklandı. Kıymet ve Kardelen zaten Mavişin serzenişlerinden sonra hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştı. Şimdi iki annenin yüreği korkudan bir kere daha titredi.

Bembeyaz bir yüzle Ali Buğra'nın kucağına yığılan kızla bir kere daha hepsi çaresizliği yaşadılar. Ali Buğra kucağındaki Ecem'i hızlıca aile için ayrılan odalardan birine götürdü. Doruk da hemşireye haber vermek için onlarla birlikte koşmaya başladı. Kıymet'te bacağının izin verdiği hızla peşlerinden odaya girdi. Kardelen Ceren'e, babasına ve dayısına haber vermesini söyleyip, acele ederek Ecem'in yanına gitti.

Kadir ve Faruk acil imzalar için öğleden sonra Maçka oteline gitmişlerdi. Kaya ve Doruk Cihat'ın yanından ayrılmak istemeyince, mecburen onlar gitmek zorunda kalmıştı. Kadir biraz da Faruk için bunu yapmak istemişti. Kardelen ve Ceren ağlıyor, yeri geliyor bağırıyorlar, bir şekilde içlerindeki acıyı dışarıya çıkarıyorlardı. Faruk ise sadece sessizce bekliyordu. Saçlarında beyazlar oluşmuştu. Resmen bir haftada çökmüştü. Konuşmuyor, yemiyor, içmiyordu. Kadir, o oteller oğlunun emeği ve bizim onun emanetlerine sahip çıkmamız lazım, biz güçlü olmalıyız Faruk diye bahane ederek hastaneden çıkarmıştı.

Kadir kendini çok çaresiz hissediyordu. Cihat'ın Ali Buğra'dan farkı yoktu. Ayakta kalmalıydı. Kalbi tekliyordu. Kardeşini böyle görmeye dayanamıyordu. Annesini her gün arıyor, çalışanları sıkı sıkı tembihliyordu. Bu zamana dek saklayabilmeleri büyük başarıydı. Annesinin bu acıya dayanamayacağını biliyordu.

Doruk'un çağırdığı doktor hemen Ecem'i muayene etmeye başladı. Odayı boşalttıkları için koridorda şimdi de genç kadın için korkuyla beklediler. Doktor tansiyonunun çok düşük olduğunu ve kan aldıklarını sonuçlara göre bilgi vereceğini söylemişti. Kardelen ve Kıymet hâlâ baygın yatan Ecem'in yanında beklerken, diğerleri yine Cihat'ın yanına gitmişlerdi. İki anne de seruma bağlı, huzursuz bir şekilde yatan mavişten gözlerini bile ayırmadı. Yaklaşık bir saat sonra geri gelen doktor, henüz uyanmayan Ecem'i kontrol etti.

İki anneye döndü. İkisinin de ne kadar korktuğu belliydi. Yanındaki hemşirenin uzattığı tahlil sonuçlarını incelemeye başladı. Tansiyonu hala normale dönmemişti. Kardelen Hanım artık dayanamamış ve ürkekçe sormuştu.

"Doktor bey kızımızın neyi var?"

"Ecem Hanımın bağışıklığı çok zayıf gözüküyor, tansiyonu hala normale dönmedi ama merak etmeyin serum hastayı on, on iki saat kadar uyutur. Biraz olsun kendine geleceğini düşünüyorum."

Kardelen ve Kıymet birbirine bakmışlar ve günlerdir ilk defa gülümsemişlerdi. Doktor tahlillere tekrar baktıktan sonra iki kadını da şaşkına uğratacak kelimeleri söyledi.

GURUR SAVAŞI Güzel Seven Kadınlar Serisi 2 (Bitti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin