GURUR SAVAŞI Güzel Seven Kadınlar Serisi 2 (Bitti)

35. Bölüm PART II

Lütfen hikayeye başlamadan önce yıldıza dokununuz.

herdem6060 beni takip etmeyi unutmayınız.

Ana sayfamda instagram linkim vardır. nerimanvurgunkitaplari instagram hesabını takip ederseniz çok eğleneceğinize inanıyorum.

İYİ OKUMALAR SİZLERİ SEVİYORUM.

"Ne olur böyle acılı bakma bana,"

"Seni seviyorum," dedi ve sevdiği adamın dudaklarına kapandı. İlk ufak bir dokunuştan sonra ikisinin de gözleri kapanmıştı. Cihat, mavişinin belindeki elini daha çok sıkmaya başladı. Ecem devamını getirmezse korkusunu yaşarken, ufak ufak dudaklarına kondurulan öpücüklere karşılık veriyordu. İçinden 'aklını kaçır Cihat aklını kaçır ama sakın Ecem'in verdiğinden başkasını isteme,' diye kendini tembihlerken, kalbinin atışını düzene sokmaya başladı.

Cihat öyle amansız bir durum yaşıyordu ki, bırak kendini diyen tarafına inanıp, öpüşmelerinde boyut atlamak istiyordu. Ancak hayır senin bu konuda talep de bulunmaya hakkın yok denilen tarafına bütün gücüyle karşı çıkmak istese de hak verip, duruyordu. Ecem, alt dudağını ısırmıştı. Bu sanki bir yerlerine sinyal göndermişti. Belindeki elini boynuna çıkarıp, iştahla öpüşmeye başladı. Dilleri birbirine dolandığında hangisi daha yüksek sesle inledi anlamadılar. Anlamak istemediler. Ayların karşılıklı isteğini yaşarken ikisi de sadece duygularının peşinden gitmenin derdindeydiler.

Cihat usul usul yürüyerek hazırlanan yataklardan birine mavişini bıraktı. Bir öpüşmeyle hiç dağılmamıştı. Şimdi ise kalbinin çarpma şekli bile durması gerektiğini gösteriyordu. Peki, bir daha öpemezse ne yapardı? Hep karşılıklı öpüştüklerinde ne hissedeceğini hayal etmişti. Düşlerinin ötesinde bir heyecan, aklına hayaline gelmeyecek ve bir daha unutamayacağı bir tat almıştı. Kokusuna müptela olduğu kadının öpücükleri olmadan bundan sonra zaman geçmezdi. Bunun idrakıyla fazla ileri gitmeden, ölüm gibi gelse de dudaklarından ayrıldı. Sımsıkı sarılarak dudaklarını alnına bastırdı. İkisi de nefessiz kaldığından, göğüsleri birbirine değecek şekilde büyük nefesler aldılar. Ecem biraz kendine geldiğinde;

"Vay be feleğim şaştı."

Cihat alnından tekrar öpüp, gülerek çekildi. Gözlerine bakarken ilişkilerine başladıklarından beri Ecem'i hiç böyle rahat görmemişti. Ne olmuştu bilmiyordu ama iyi ki olmuştu. Beyaz yanakları kızarmış, gözleri baygın baygın bakarken nasıl seksi olduğundan haberi var mı acaba diye düşünmeden edemedi. Ya işi şakaya vuracaktı ya da tekrar dudaklara saldıracaktı. Ondan sonra ileri gitmek isterdi. Sağlıklı bir erkek olarak, çok uzun zamandır kimseyle olmamıştı.

"Demek feleğini şaşırttım ha!"

"Valla öyle oldu."

"Seni seviyorum. Gün ışığım, doğan güneşim..."

"Aferin sana, şımart beni böyle,"

Cihat, Ecem'in ağzını eğe eğe konuşarak şımart demesiyle kafası geriye gidecek şekilde kahkaha attı. Ne kadar tatlı gözüktüğünün farkında mıydı acaba diye içinden geçirip, tekrar alnından öptü.

"Sen beni böyle öp, gözlerin böyle mutlu baksın bana, ben seni başımda taşırım."

Ecem elini kaldırdı. Egolu kazmanın alt dudağında elini gezdirdi. Bu hareketiyle Cihat sesli bir nefes aldı. Geri vermeye korkar gibi bir hali vardı. Sonra yanağına elini koydu. Bu gönül senin elinden çok çekti ama unutturuyorsun be aşk, diye düşünürken saçlarına daldı. Tekrar uzanıp, dudakları yerine boynuna dudaklarına bastırdı. Kokusunu çekip, uzun bir öpücük kondurdu. Geri yastıkların üzerine kendini bıraktığında sevdiği adamın gözleri kapalı, kasılıp kaldığını görmesiyle kadınlık gururunun acayip okşandığını hissetti.