28. Bölüm

22.9K 1.8K 634
                                    

Lütfen hikayeye başlamadan önce yıldıza dokununuz.

herdem6060 beni takip etmeyi unutmayınız.

Ana sayfamda instagram linkim vardır. nerimanvurgunkitaplari instagram hesabını takip ederseniz çok eğleneceğinize inanıyorum.

İYİ OKUMALAR SİZLERİ SEVİYORUM.

Ecem, kendince yaşadığı aydınlanmadan sonra yıkılmamak için dua etmeye başladı. Yapmaz dediği şeyleri yapan, onu koruyan adama nasıl direnecekti. İradesine eskisi kadar güçlü olmadığını gittikçe duvarlarının çatlamaya başladığının farkındaydı. Merdivenlerde bir süre oturdu. O Cihat'a güveniyordu hem de çok güveniyordu. Kendine gelip, evine çıktığında doğru duşa girdi. Şimdi su ile düşüncelerinden kurtulma zamanıydı. Duştan çıktıktan sonra eşofmanlarını girip, saçlarını kurutmadan Nuriye Hanımın kapısına geldi. Şimdi ablası bir sürü laf söyleyecekti. Oflayarak kapıyı çaldı.

"Hoş geldin canım."

"Hoş buldum abla, iyi akşamlar."

"Gel hadi sofrayı kurdum. Seni bekliyoruz," diye mutfağa çekti. Yemek yiyene kadar hiçbir şey sormayacaktı. Moralinin çok bozuk olduğunun farkındaydı. Küçük mutfakta yuvarlak masanın başına geçtiğinde rahatladığını hissetti. Umut'un yaz okuluyla ilgili ve genel sohbetleri ile yemeklerini bitirdiler. Umut odasına çekilince, Nuriye Hanım mutfağı toplarken Ecem de kahve yaptı. Bir koltuk takımı ve televizyondan oluşan salona girdi. Sokağı gören camın kenarına yaklaştığında perdeleri açıktı. Bu yüzden karşı apartmana bakmak istemiyordu. Arkasını dönecek şekilde oturdu.

"Bu çocuğun senden vazgeçmeyeceğini biliyordum. Hayatının her alanına girdi. Boşuna arkanı dönme ana haber bültenlerine kadar çıktı."

"Abla yapamaz, yapmaz sanıyordum."

"Valla kadınların yüzde sekseni ne kadar romantik, Ecem kimse çok şanslı diyorlar sen ise somurtuyorsun."

"O kadınların hiçbiri benim yaşadıklarımı yaşamadı. Belki sevgili olsaydık. Basit bir kavganın sonunda böyle bir şey yapsaydı. Mutluluktan ölürdüm ama şimdi..."

"Susma! Merve aradı. Onlarla da konuşmamışsın, Kıymet ablaya dön bari..."

"Kimle ne konuşayım. Utanıyorum."

"Bu çocuk seni çok seviyor Ecem, bak İzmir'e gittin. Ondan kaçtın. Belki unutursun diye sana anlatmadım. Fakat senin gittiğin gün bu mahalleyi inletti. Ecem, hayır gitmemiş ol diye bağırarak ağladı."

Ecem, kaşlarını çattı. Nasıl ağlamıştı. Mektubundan sonra hastalandığını öğrenmişti. Ancak bunu yeni duyuyordu. Sevdiğine o da inanıyordu. Bütün Türkiye'ye öküzlüğünü ilan edecek kadar yaptığından sonra sevgisinde şüphesi kalmamıştı. Ecem'in kafasını eğmiş, düşünen haliyle telefonundan videoyu açıp, uzattı.

Ecem telefonu eline aldı. Video Cihat'ın arabasını tekmeleyen haliyle başlıyordu. Onun her vuruşuyla yerinde sıçrıyordu. Canın yanacak yapma dememek için dudaklarını ısırdı. Kaya ve Doruk'un yanına gelip, bir şey yapmamalarına kızdı. Durdurun onu diye fısıldadı. Sonra birden durdu. Gücü tükenmiş gibiydi. Sonra ön tekere sırtını dayadı. Dizlerini çekip, omuzları sarsıla sarsıla ağladı. Ecem kendinin ağladığının farkında değildi. Ona ulaşmak ister gibi telefonun üstünde ellerini gezdirdi. Elleri o kadar titriyordu ki telefonu düşürmekten korktu. Birden ayağa kalktı. Telefonu Nuriye Hanıma uzattı.

"Abla kusura bakma benim eve gitmem lazım. Yalnız kalmalıyım."

"Seni çok üzdüm. Özür dilerim. Ancak tek seven, tek acı çeken sen değilsin. O yüzden bunu görmeni istedim."

GURUR SAVAŞI Güzel Seven Kadınlar Serisi 2 (Bitti)Where stories live. Discover now