GURUR SAVAŞI Güzel Seven Kadınlar Serisi 2 (Bitti)

39. Bölüm

Lütfen hikayeye başlamadan önce yıldıza dokununuz.

herdem6060 beni takip etmeyi unutmayınız.

Ana sayfamda instagram linkim vardır. nerimanvurgunkitaplari instagram hesabını takip ederseniz çok eğleneceğinize inanıyorum.

İYİ OKUMALAR SİZLERİ SEVİYORUM.

Ecem gözlerine öldüğüm kadın, benimle evlenir misin?"

Ecem, elleri kalbinin üstünde bacaklarına felç inmiş gibi sadece gözyaşları eşliğinde bakıyordu. Bütün ışıklar yeniden yanmıştı. Salonda evet evet diye sesler yükselirken, o bunun bir hayal olduğunu düşünüyor ve gözlerini kapatırsa, tekrar açtığında aynısını bulamamaktan korkuyordu.

Cihat'ın sahneden inmiş, gözlerini ayırmadan ona doğru geldiğinin farkındaydı. Ufacık da olsa hareket etmek istiyordu. Herkes bir şeyler söylüyordu. Söylenen her söz kulaklarına anlaşılır bir kelime olarak değil, uğultu olarak geliyordu. Çünkü beyni, gözleri, kulakları, ruhu sadece bir adama endekslenmişti. Ne gözleri başka bir şey görüyor, ne de kulakları başka bir şey duyuyordu. Cihat'ın attığı her adımda yutkunuyordu. Boğazına takılan yumru bir türlü aşağıya inmiyordu.

Şimdi dizlerinin üzerine çökmüş, elinde yüzükle gözlerine bakan adamla ne yapacaktı? Böylesi aklına hayaline sığmayacak kadar güzel bir evlenme teklifiydi. Gözlerinden yaşlar iniyordu. Ancak ağlıyor gibi de değildi. Sanki bir musluk açılmış, bir türlü o musluk kapanmıyordu.

"Sevgilim, bu mavi gözlü gaddarını hayatına katar mısın?

Salon artık hadi evet evet de diye sloganlarla inliyordu. Hem gülüp, hem ağlamak nasıl oluyordu? Bunu nasıl yapıyordu? Titreyen ellerini ayırdı. Sol elini sevdiği adama uzattı. Kelimeler, sözler bitmişti. Cihat yüzüğü geçirdikten sonra şu an şaşkınlıktan ne yapacağını bilemeyen sevdiğine kocaman bir gülücükle sarıldı. Alkışlar eşliğinde ayağa kalktılar. Birbirlerine sımsıkı sarılmışlardı. Cihat sevgilisini biraz geri çekti. Gözlerinin içine gülerek bakarak;

"Yüzüğü taktım ama hala bir evet alamadım. Bence bir eveti hak ediyorum değil mi bebeğim?"

"Evet, evet!" diye sesi zor çıkarcasına Ecem tekrar sarıldı. Cihat mikrofonu çıkarıp, yanında duran Doruk'a verdi. Salon alkış kıyamet olmuşken, sunucu da sahneden tekrar genç çifti tebrik etti. Programa devam etti. Herkes yerlerine otururken, arkadaşları tebrik için sıraya girmişti. Merve, çok şanslısın ne mükemmel bir evlilik teklifi diye kıskanıyormuş gibi yapınca Ali Buğra'nın içi ezildi. Doğru dürüst evlilik teklifi edememişti. Merve'yi kaybetmekten öyle çok korkmuştu ki, bir gece de nikah kıymıştı. Karısının içinde kalan bir şey olsun istemiyordu. Ancak bazı şeylerde zamanında güzeldi.

Cihat, Ecem'in elinden tutup anneannesinin önüne getirdi. Ağlayan kadının elinden öptüler. Kıymet'in de gözleri doluydu. Bütün aile üyeleri de tebrik ettikten sonra Ömer Çınar'ın kaşları çatık haline baktılar. Cihat, oflamamak için kendini zor tutuyordu.

"Ömer Çınar, bizi tebrik etmeyecek misin?" diye çok samimi bir şekilde sordu. Çünkü mavişiyle arasında gerginliğe neden olacak hiçbir şey istemiyordu. Ömer Çınar, kaşları çatık bakmaya devam etti. Cihat'a daha çok sinir olmuştu. Tam ağzını açacakken Ali Buğra lafa girdi.

"Oğlum ben bu kızın abisiyim, benden istedin mi de böyle evlilik teklifi ediyorsun," diye çıkıştı. Kızıyormuş gibi davransa da kuzeni adına çok mutluydu. Bir taraftan da gerçekten kızmıştı. Karısı onun yüzünden üzülmüştü. Kadir Bey, eline böyle bir fırsat geçmiş durur mu?