45- YORULDUM, HALİM YOK

26.5K 2.3K 2.5K
                                    

Birkaç gün önce zorla atıldığım bu kilerde şimdi kendi isteğimle, uzun süredir oturuyordum. Ne karanlık ne de boş duvarlardan gelen soğuk beni etkilemiyordu.

Son zamanlarda düşüncelerim bile çığlık çığlığaydı, sürekli kavga ve gürültü olduğu için sakince düşünemiyordum.

Bağırtı ve gürültü ile bir yere varamayacağımı anlamıştım. Eğer İso çok iyi bir oyuncu değilse içinde ufacıkta olsa iyilik kırıntısı vardı. Kötülüğünün önünü kapatıp o iyiliğe tutunarak ondan kurtulmayı deneyecektim.

Dizlerimi kendime çekmiş, derin derin düşünürken ilk dış kapının sesi geldi. Ardından ise parkede çıkan ayak sesleri, sakinleştiğini biliyordum. Çünkü bağırtısı ve gürültüsü dakikalar geçtikçe azalmıştı. Bu da işime gelirdi.

Kapı açıldığında dejavu hissiyle irkildim, geçen günün aksine bu sefer kolimdan çok kalbim acıyordu. Işığı bulup açtığında uzun boylu adamın yüzüne kafamı kaldırmadan, göz ucuyla baktım.

Dağılmış görünüyordu, jilet gibi giydiği gömleği genişlemiş, kemerini gevşekce takmıştı. Yeşil gözlerindeki ışıltı yoktu, beyaz kısımları hafifçe kanlıydı. Gömleğinin kollarını bileğinin üstüne doğru gevşekce katlı duruyordu.

"İçeri geç." sakince konuşuyordu, aşırı ters bir cevap verip yine sinirlendirmemem lazımdı.

"Burada oturacağım." gözlerimi ondan çektim, bağırmak ve küfür etmek istiyordum ama halim kalmamıştı.

"Salonda yatacağım, git yatakta uyu işte." dedi kapının kolunu sıkıca tutarken.

"O yatağa bir daha asla yatmam." hele ki beni sevdiğini düşünerek uyuduğum 'bizim' yatağımızda.

Birkaç saniye suratıma baktı, sinirleneceğini düşünürken derin bir nefes alıp kapının kolunu bıraktı ve ağır adımlarla yanıma ilerledi. O da yorulmuştu belki de.

Ağzını bile açmadan hemen yanıma oturdu, sırtı duvarla buluştuğunda sağ dizini kendine çekti ve sol dizini boylu boyunca uzattı.

"Keşke ben seni bulmadan gitseydin." dedi kalın ve boğuk sesiyle. Göz ucuyla ona baktım, açık olan kapıya bakıyordu. Kafasını duvara yaslamıştı.

"Bıraksaydın, gitseydim o zaman."

"O olmaz işte, göz göre göre seni bırakamam." sakin sakin konuşuyordu.

"Neden? On iki yıldır it gibi sevdiğin bir adam var, ona kavuştun. Benden ne istiyorsun?" sakinliğimi en fazla bu kadar koruyabilmiştim.

"Seni ben buraya getirdim, daha boşanma davası bile açılmadı. İzini kaybettirirsen her şey biter. Ve ayrıca..." dedi ve bakışlarını bana çevirdi. "Yanımda durmanı istiyorum çünkü benim olan bir şeyi bırakmak istemiyorum."

"Ben senin değilim amına koyayım." dedim kendime çektiğim dizlerimi istemsizce uzatıp ona gergince bakarken.

"Gel bunu bana anlat işte," dedi gülerek, tehlikeli bir gülüştü. "Bir kere göz hapsime girdin."

Bu o kadar saçmaydı ki.

"Senin sevgilin var geri zekalı." birkaç hafta önce sevgilisi olduğumu düşünürken bunu beni aldatan birine söylemek aşırı canımı yakmıştı.

"Evet, çok güzel değil mi?" diye sordu kafasını duvardan ayırmadan bana çevirdi ve sarhoş sarhoş gülümsedi.

"Benimle dalga mı geçiyorsun?" dediğimde ciddi ciddi kafasını olumsuz anlamda salladı.

"Hayır."

Normal bir kafa yapısında değildi ve bunu onunla geçirdiğim aylardan sonra yeni yeni fark etmem beni dehşete sokuyordu. İkimizin böyle bir ilişkisi olmasaydı acaba bu halini ortaya çıkaracak mıydı çok merak ediyordum. Çünkü benim birader olarak gördüğüm İso oldukça delikanlı, espriden anlayan ve sıcakkanlı biriydi.

BİRADER Where stories live. Discover now