6- KÜFÜR

52.2K 3.3K 1.1K
                                    

Sabahın ilk saatlerinde daha kargalar bile kahvaltısını yapmadan kayınpederimden dolayı biz çoktan sofraya oturmuş, uykulu uykulu çayımızı içiyor oluyorduk.

Aslında tüm ahali bu saatte kalkmaya alışmıştı ama ben hâlâ alışamamıştım. Anamın evinde ortalama iki saat sonra kalkıyor oluyordum, en azından hafta sonları. Burada ise hafta sonu bile fayda etmiyordu.

Ama bugün uyku dışında farklı bir problem daha vardı, hemen yanımda oturmuş ve bacağı tenime değen adam ile dün gece birbirimizi boşaltmıştık.

Sabah kahvaltıda yanımda oturmayacağını düşünürken o garip bir ifadeyle selam verip yanıma oturmaktan çekinmemişti. Biraz soğuk duruyordu ama bunu normal karşılıyordum. Kardeşim diyorduk birbirimize ve birbirimize iş atıyorduk.

"İso, peyniri uzatsana." dedim dün gece eline aynı o renkte sıvı bıraktığımı umursamadan. Rahattım çünkü o da benimle beraber yapmıştı, sadece beni yakamazdı.

İso bir şey demeden peynir kabına uzandı ve parmağının ucuyla tutup önüme koydu. Eyvallah diye mırıldandım ama cevap vermedi.

"Bugün tarlaya kim gelecek?" kayınpederim oğullarına hitaben konuştuğunda ona aldırmadım.

Kafam eğik bir şekilde kahvaltımı etmeye devam ederken gözlerim onun pantolondan bile belli olan aletine kaydı. Dün gece resmen elime almıştım, tüylerim diken diken oldu.

"Gözünü oradan çek." onun fısıltı gibi sesini duyduğum an kendime gelip bakışlarımı çektim.

"Aferin." diye mırıldandı, o an kaşlarım çatıldı.

Kendimi onun karısı gibi hissediyordum ve bu hiç normal değildi. Bu saçma his ve düşünceye sinirlendim.

"Amına korum ha." dedim ama sesim biraz fazla çıktığı için sofraya bomba gibi düştü.

Tüm bakışlar bana döndüğünde yeşil gözlere gözlerimi irileştirerek baktım, o da aynı şekilde bana. Sofrada küfür etmek bu ailede 'tüm aile yıllarca benim dedikodumu yapsın' demekle eş değerdi.

"Oğlum, ayıp değildir?" kayınpederin sesi sessizliği bozarken ona döndüm, uyarı dolu bakışları ile gözlerini kısmıştı.

"Ayıptır." dediğimde İso gülmeye yakın bir ses çıkardı. Dişlerimi sıkıp elimi beline attım ve gömleğini kırıştırarak etini sıktım.

"Kusura bakmayın baba." dedim onun etini sıktığımı belli etmemeye çalışarak. İso zaten hissetmiyordu bile.

Herkes kafasını olumsuz anlamda sallayıp önüne döndüler. O sırada İso hâlâ gülüyordu.

Etini sıkmam hiçbir şey ifade etmediği için serbest bırakıp önüme döndüm. Onun yüzünden göz hapsine alınmıştım.

Kahvaltı bitene kadar kafamı kaldırmadım, kadınlar sofrayı kaldırdığında ise direkt dışarı fırladım.

En iyisi işe gidip akşama kadar göz önünde durmamaktı.

Ve İso'yu görmem gerekiyordu.

BİRADER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin