Çalıştığım köşeden tam manzaralı olarak görünen kayınpederimin oturduğu yere bakarken sıkıntılı bir nefes aldım. İso oradaydı ve onunla konuşuyordu, ne konuştuklarını bilmemek beni telaşlaşa sokuyordu.
"Apo abi şu makineleri-"
"Aynen halledin." dedim gözümü kırpmadan onların olduğu tarafa bakarken. Şu an işi düşünecek halde değildim.
Çünkü dün gece bacanağımın sikine sürtünmüştüm.
Hangi akılla ben böyle bir aşiretin olduğu yerde sırf rahatlamak uğruna bir erkeğe yürümüştüm ki? Sabah kalkınca midemin bulantısı dün gece İso'nun ne yaşadığını anlatıyordu. Çok boktan bir durumdu.
Sadece çok azdığım için beynimi kullanamamıştım.
Kayınpederim ona selam verip yanındaki adamlarla dışarı çıktığında derin bir nefes aldım. Benimle ilgili bir şey söyleseydi herhalde o an belindeki silahı çıkarıp erkekci ibne diyerek alnımın çatına dayardı.
İso normal bir ifadeyle arkasını döndüğünde gözlerimiz rastgele birleşti, yeşil gözleri gözlerimi hedef aldığında birkaç saniye bakıp derin bir nefes aldı. Sadece önüne bakıp yürürken yanıma yaklaştığı anda ayağa kalktım, ben kalkınca hafifçe irkildi gibi. Dikkati bendeydi.
Gülmekle üzülmek arasında gidip geldim, tacizci gibi duruyordum.
"Şşş birader," dedim dikkat çekmemek için. Birbirimize sürekli birader derdik bu yüzden adını söylememle aynı hissiyattı. Bu yüzden durmak zorunda kalmıştı.
Uzun boylu, takım elbiseli adamın yanına yürürken onun memnuniyetsiz tavrı sinirlerimi bozdu. Hayvana bak ne var sikine sürtündüysek.
Aynı boylarda olduğumuz için yanına vardığımda anında göz teması kurduk. Elini cebine koydu ve konuşmamı bekledi.
"Sabah erkenden kaçtın gittin, konuşamadık." dedim direkt konuya girerken.
"İş vardı erkenden geldim." iyi, ters cevap vermedi.
"Anladım birader," etrafıma kısa bir bakış atıp bir adım daha yaklaştım. Konuşacağım şeyi biri duyarsa boku yerdik, o da zaten konuşacağım şeyi anlamış gibi gerildi.
"Dün gece-"
"Birader dün geceyi unuttum ben," dedi direkt lafımı kesip. "Saçma bir anına denk geldi, biliyorum. Çok üstünde durmayacağım."
Saçma anım değil, azgın bir anımdı.
"Evet ama yanlış anladın gibi düşündüm." sesim kısılmıştı yine. Bu sefer gözlerimiz asla buluşmuyordu, kaçırıyorduk bakışmadan.
"Merak etme, ibne olduğunu düşünmüyorum."
"Allah razı olsun." dedim dalga geçerek. "Evli bir adamın erkekci olduğunu düşünmediğin için."
"Aynen kardeş." dedi o da imayla.
İkimiz birkaç saniye sustuk.
"Bir daha olmaz." dedim temin eder gibi.
"Bir zahmet amına koyayım, olmasın zaten." dedi sinirle, ağzının içinde geveliyordu diyeceklerini.
"Olmaz." dedim sertçe.
Kafasını iki yana salladı ve ardından yönünü değiştirdi. O giderken arkasından baktım.
Gözlerim dar pantolonundan belli olan kalçasına kaydı, baya dolgun duruyordu.
Götü de güzeldi.
