ASGARTE (1-2) (Durdurulmuş Du...

By Oguz_Han51

196K 15.5K 2.7K

Kapak Yapımı:Atom_Yayinevi Hep ünlü olduğumu düşündüm,hep güçlüyüm sandım,ne kadar yanılmışım,ne kadar çabukt... More

ÖNSÖZ
GİRİŞ
Bölüm 1 - Abim Size Göstericek
Bölüm 2 - Doğum Günü
Bölüm 3 - Düello
Bölüm 4 - Gregor Adına
Bölüm 5 - Öfke
Bölüm 6 - Aralıksız Çalışma
Bölüm 7 - Alışveriş
Bölüm 8 - Sen!
Bölüm 9 - Yeni Arkadaş
Bölüm 10 - Yolculuk (1)
Bölüm 11 - Yolculuk (2)
Özel Bölüm - YARADILIŞ
Bölüm 12 - Tuhaf Adam
Bölüm 13 - Benliğe Dönüş
Bölüm 14 - Saldırı!
Bölüm 15 - Meditasyon (1)
Bölüm 16 - Meditasyon (2)
Bölüm 17 - Meditasyon (3)
Bölüm 18 - Quantrau'ya Dönüş (1)
Bölüm 19 - Quantrau'ya Dönüş (2)
Bölüm 20 - Quantrau'ya Dönüş (3)
Bölüm 21 - Trion ve Leon
Bölüm 22 - Uyanış
Bölüm 23 - Eskisi Gibi
Bölüm 24 - Takım Çalışması
Bölüm 25 - Eski Efsane
Bölüm 26 - Eski Efsane (2)
Bölüm 27 - Dronidas Anıtı
Bölüm 28 - Tron'un Hisleri
Bölüm 29 - Özgürlük
Bölüm 30 - Ayrılık
Bölüm 31 - Sözde Han
Bölüm 32 - Sözde Güç
Bölüm 33 - Baltacı Antholos
Bölüm 34 - Senin İçin Gelmedim!
Bölüm 35 - Bunun İçin Değer Mi? (Tam Bölüm)
Bölüm 36 - Güç Testi
Bölüm 37 - Güç Testi (2)
Bölüm 38 - Küçük Kardeş
Bölüm 39 - Dünyamıza Hoşgeldin!
Bölüm 40 - Yeşim Ejderhaları
Bölüm 41 - Yeni Arkadaşlar
Bölüm 42 - Yeni Arkadaşlar (2)
Bölüm 43 - Ders Zamanı
1. Kitap Finali - Aile Katliamı!
Asgarte 2. Kitap Bölüm 1 - İdam
Wattpad e olan inancım
Asgarte 2. Kitap Bölüm 2-Kovalamaca
Asgarte 2.Kitap Bölüm 3 - Kaçışa Devam!
Asgarte 2.Kitap Bölüm 4 - Burası Çok Tanıdık
Asgarte 2.Kitap Bölüm 5 - Uzun Zaman Oldu
Asgarte 2. Kitap Bölüm 6 - Ormandaki Lanetlenmiş! (1)
Asgarte 2.Kitap Bölüm 7 - Başımız Belada Olabilir!
Asgarte 2. Kitap Bölüm 8 - Tanrıların Yanından!
Asgarte 2.Kitap Bölüm 9 - Ölüm Sadece Ölümdür!
Asgarte 2. Kitap Bölüm 10 - Bir Daha Düşün!
Yeni Kurgum
Asgarte 2. Kitap Bölüm 11 - Hatırlamıyorum!
Asgarte 2. Kitap Bölüm 12 - Yolculuk Başlıyor
Asgarte 2.Kitap Bölüm 13 - Sınır Şehri Toriana
Asgarte 2. Kitap Bölüm 14 - Mazi (1)
Mutlaka Okuyun
Asgarte 2. Kitap Bölüm 15 - Mazi(2)
Asgarte 2. Kitap Bölüm 16..?
Ses Deneme 1...2...3...
Asgarte 2.Kitap Bölüm 17 - Hilekâr
Asgarte 2.Kitap Bölüm 18 - Bedeli Ödenmemiş Suçlar
Asgarte 2.Kitap Bölüm 19 - Sıradaki Durak
Asgarte 2.Kitap Bölüm 20 - Eski ve Yeni
Asgarte 2.Kitap Bölüm 21 - Güç Testi
Asgarte 2.Kitap Bölüm 22 - Güç Testi Başlıyor
Asgarte 2.Kitap Bölüm 23 - İki Gekies'in Savaşı
Bölüm Bölüm Bölüm
Asgarte 2.Kitap Bölüm 24 - Beni Küçümseme!
Asgarte 2.Kitap Bölüm 25 - Son Yenilgi
Asgarte 2.Kitap Bölüm 26 - Yol Ayrımı
3.Kitaba Yaklaşırken Prolog Tadında Bilgiler
Özel Bölüm 2 - Genç Dahiler
Asgarte 2.Kitap Bölüm 27 - Ateş Ruhu
Asgarte 2.Kitap Bölüm 28 - Konuşmak İsteyen Tanrı
Asgarte 2.Kitap Bölüm 29 - Tron'un Durumu
Asgarte 2.Kitap Bölüm 30 - Duygusal Çöküş
Asgarte 2.Kitap Bölüm 31 - 60 Saniye
Asgarte 2.Kitap Bölüm 32 - Kimsin Sen?
Asgarte 2.Kitap Bölüm 33 - İç Savaş!
Asgarte 2.Kitap Bölüm 34 - Ziyafetin Sürprizi
Asgarte 2.Kitap Bölüm 35 - Issız Karanlığın İçindeki Yalnız Beden
Asgarte 2.Kitap Bölüm 36 - Kargaşa
Asgarte 2.Kitap Bölüm 37 - İhanet
Ufak Bir Soru
Asgarte 2.Kitap Bölüm 38 - Bugün Efsaneleşeceğim!
Asgarte 2.Kitap Bölüm 39 - Bire Karşı Bin (1)
Asgarte 2.Kitap Bölüm 40 - Bire Karşı Bin (2)
Asgarte 2.Kitap Bölüm 41 - Bire Karşı Bin (3)
Asgarte 2.Kitap Bölüm 42 - Teke Tek
Yeni Platform Arayışı ve Wattpad
Son Durumlar ve Dönüş Tarihim
Asgarte 2.Kitap Bölüm 43 - Dostumun Dostu
Asgarte 2.Kitap Bölüm 44 - Sandığın Kişi Değilim
Asgarte 2.Kitap Bölüm 46 - Sürgün Vasal ve Hain Kral
Asgarte 2.Kitap Özet ve Analiz

Asgarte 2.Kitap Bölüm 45 - Kuzey Karışıyor

218 28 2
By Oguz_Han51

Asgarte 2.Kitap - Kuzey Karışıyor

"Her şey bitti..."

Antholos gördüğü manzara karşısında neye uğradığını şaşırdı.Bir süredir yoktu ve bunun gerçekten kötü sonuçlara sebep olacağını biliyordu ancak bu kötülerin içinde bile en kötüsüydü.Bilinen Dünyanın sonu olacak kadar kötüydü.

"Sanırım haklısın."

Engel şaşkınlıktan büyüyen göz bebekleri ile karşısındaki manzaraya baktı.Sayıları belki on binleri bulan Lanetli Yaratıklar, toplu bir şekilde ilerliyorlardı.Şuan bulundukları yer nedeniyle tehlikede değillerdi ancak yapmaya geldikleri şeyi yapmaya kalkarlarsa, işte o zaman büyük bir tehlikede olacaklardı.

"Sadece sayıları bile yeterliyken, seviyeleri bile bu kadar yüksek..."

Antholos yıllardır Lanetli Yaratıklarla savaşıyordu ve hangisinin nasıl bir güçte olduğunu biliyordu.Aralarında en düşük seviyeye sahip olan bile en azından Dünya Seviyesinde olmalıydı.Kutsal seviye olanların sayısı yüzlerceydi.Ayrıca dağdan inmeye devam edenler ile birlikte sayıları sürekli artıyordu.İki kişi buraya atılmak ancak intiharın başka bir türlüsü olabilirdi.

"Yeterince gördük sanırım..."

Engel bunu dedikten sonra elini Antholos'un omzuna atarak başını sağa sola salladı.Buraya yapabilecekleri hiçbir şey yoktu.Geri dönüp tüm krallıkları alarma geçirmeleri gerekiyordu.Bu sadece Kuzey Krallığının sorunu değildi.Bu tüm dünyaya yayılabilecek bir felaketti.

"Ne düşündüğünü biliyorum ancak biz geri dönene kadar Kuzey dayanamaz.Onları yavaşlatacak bir şeye ihtiyacımız var."

Antholos her ne kadar ihanete uğramış olsa da bir vatanseverdi.Ülkesini ve insanlarını seviyordu ve onları korumalıydı.Diğer yandan da eski Başkumandan Dreogan'ı düşünüyordu.O olsaydı canını vereceğini bilse bile burayı bir şekilde tutmaya çalışırdı.Bunu bilmesine ve eski Başkumandan olmasına rağmen kaçabilir miydi?

"Ben onları tutmalıyım!Belki de rotalarından saptırmayı denemeliyim.Bir şekilde ilgilerini çekmeliyim.En azından denemeliyim."

Antholos tek çıkar yolun bu olduğuna inanıyordu.Belki de sadece bedel ödemek istiyordu.Kuzey eğer kralsız kalmamış olsaydı belki de burayı tutacak bir ordu olabilirdi.O zaman hayatından vazgeçmiş olsaydı,dünyayı böyle bir tehditle baş başa bırakmamış olacaktı.

"Kaç saniye tutabilirsin ya da dakika mı?Onları daha uzun süre yavaşlatabilecek bir şeye ihtiyacımız var, ya da..."

Birden duraksayan Engel ile birlikte sessizlik oluştu.Bir şey bulduğu açıkça belliydi ve Antholos'un tanıdığı kadarıyla, Engel ne bulmuş olursa olsun savaşmaktan daha mantıklı ve yararlı olacaktı.

"Ya da bizi hızlandıracak bir şeye ihtiyacımız var!İtiraf etmeliyim bir gün bunu yaptığım için sevineceğim hiç aklıma gelmezdi ancak,iyi ki Yoshioka olduğum zamanlar karşına çıkmışım."

Bunu dedikten sonra gülümsedi ve elini Antholos'un omzuna atarken bir yandan da sözleri söyledi.

"Boyutsal Değişim!"

Bir anda hem Antholos hem de Engel ortadan kaybolmuştu.Geriye ise etrafı örten kar kütlelerini eze eze ilerleyen on binlerce Lanetli Yaratık kalmıştı.Hedefleri ise Kuzey Krallığının başkentiydi.Şimdi ne olacağıysa zamana karşı bir yarıştı.

O sırada Bergaru...

"Sonunda farkettiler."

Toplanan tanrılardan Bishamot gülümseyerek olanları izlemeye devam etti.

"Demek istediğin sonlarını mı farkettiler yoksa yaklaşan tehdidi mi farkettiler?Her ikisi de aynı şey gerçi."

Atsushi yine aklına geleni söylüyordu.

"Herhalde tamamen yok olmalarına izin vermeyeceğiz!Gidip düzinelercesini öldürmek istiyorum!"

Bishamot yumruklarını sıkıyordu.Heyecanı alev alev parlayan gözlerinden bile okunabiliyordu.

"Sen bile sadece düzinelerce öldürebilecek kadar güçlüys..."

"O lafını bitir ve ölümsüz olmana rağmen ölümü tattırayım sana!"

Bishamot, gözlerini öfkeyle Atsushi'ye dikti.Atsushi'nin esprilerine kimse gülmezdi ancak Bishamot sadece gülmemekle kalmıyor aynı zamanda nefret ediyordu.

"Sadece şakaydı Bishamot.Heyecanlı olduğunda bile şaka kaldıramıyorsun."

Alluriana araya girince Bishamot bakışlarını yeniden önüne çevirdi.Atsushi biraz şaşırmış olsa da Alluriana'nın kendisini savunmasına sevinmişti.

"Beni önemsediğini biliyo..."

"Aptallarla uğraşarak zamanımızı boşa harcayamayız!"

Alluriana birden lafı Atsushi'nin ağzına tıkmıştı.Gücenmiş olmasına rağmen Atsushi kendini hemen toparlamıştı.Zaten istese bile Alluriana'ya darılamıyordu.

"Gregor'un astları olarak bir avuç aptalsınız."

Aeron'un sesi ortamda yankılanırken, bakışlar da kendisine çevrilmişti.Durduk yere niye böyle dediğini anlamak zordu ama ona bir şey diyemezlerdi.

"Gerçekten insanlara yardım edebileceğinizi düşündürten şey nedir?"

Aeron bunları söyleyince orada bulunan çoğu tanrı şaşkına döndü.Sadece beş kişi şaşırmamıştı.Gregor,Jeane,Zeo,Linn ve Helia hiç şaşırmamıştı.Hepsinin ortak özelliği ise en üstte bulunan tanrılar olmalarıydı.Aynı zamanda ilk tanrılardı ve var olan en güçlü kişiler onlardı.Tek başlarına olsalar bile insanlara yardım edecek güçlere sahiptiler fakat buna rağmen yardım etmeye hiç niyetleri yokmuş gibi duruyorlardı.

"Ne yani onları kaderlerine mi terkedeceğiz?"

Alluriana sakince sormuştu.Eğer yardım etmeyeceklerse bile bunun bir sebebi olmalıydı.

"Binlerce yılın ardından sonunda şüphelenecekleri zaman geldi.Ne diyorsun Gregor?Sence de sırrını açıklama zamanı gelmedi mi?"

Aeron'un sözü Gregor'a devretmesi üzerine bakışlar ona çevrilmişti.Bir şeylerin açıklığa kavuşacağı belliydi ancak bunu neden Gregor açıklıyordu.Orada bulunan diğer 4'ü neden sadece sessiz kalıyordu ve neden Aeron şu an çığırtkanlık yapıyordu.

"Ne düşünüyorsun?Şimdi onlara bir şeyleri açıklayacağım ve hepsi pişmanlık duyup ne yapabileceklerini mi düşünecekler?Bunun olacağına gerçekten inanıyor musun?Bizler tanrıyız Aeron."

Gregor sözlerini yeni bitirmişti ki Aeron bir anda cümleye başladı.

"Hayır Gregor.Bizler tanrıyız geriye kalanlar ise ne olduğu belli olmayan canlılar.Onlara ne insan ne de tanrı diyemezsin.Senin aksine onlar tanrı oldukları zaman duygularını kaybetmiyorlar.Senin gibi düşünemiyorlar.Ya da senin gibi istedikleri zaman insanların dünyasına gidemiyorlar.Buraya mahkumlar."

Aeron cümlelerini bitirirken, Atsushi şaşkınlıkla olanları dinliyordu.Kendisi birçok kez insanların dünyasına gitmişti.

"Ben insanların dünyasına gidebiliyorum ama Efendi Aeron."

Atsushi neler olduğunu anlamıştı ancak aklında bu varken, tartışmanın devamında söyleneceklere inanamazdı.Bunun açıklığa kavuşması gerekiyordu.

"Orada bedeninle var olmuyorsun Atsushi.Sen sadece yapılan çağrıya karşılık veren bir ruhsun.Ayrıca orada bulunabileceğin sürenin bir sınırı var.Çünkü ruhun buraya bağlı ve kısa bir süre bile ayrı kalması tekrardan buraya dönmeni gerektiriyor.Eğer dönmezsen burasıyla olan bağın kopar ve yok olursun.Ölümsüz olmanı sağlayan şey tam olarak bu."

Aeron ardı ardına her şeyi açıklarken Gregor herhangi bir tepki vermiyordu.

"İstesek bile bizim onlara yardım edemeyeceğimizi söylüyorsun yani.Peki ya siz?Siz bizim aksimize bedeninizle insanların dünyasında var olabiliyor musunuz?"

Atsushi buraya kadar duymuştu ancak devamını da duymak istiyordu.

"Biz insanların dünyasına gidebiliriz ama diğerleri istemediği için gitmeyeceğiz.Tanrı olsak bile  bu uyduruk ünvan sadece burada işliyor.Hiç kimsenin hayal bile edemeyeceği güçlere sahibiz ancak  insanların dünyasında biz bile ölümlüyüz ve öyle bir güçle savaşamayız.Tabi bu lanetli yaratıkların neden böyle güçlü varlıklar olduğunu açıklamaz veya neden ortaya çıktıklarını..."

Aeron ve Gregor birbirlerine göz ucuyla bakmışlardı.İkisinin de bu konuda bir fikirleri vardı.Yine de bunu sesli bir şekilde dile getirmeyeceklerdi.

"Bugünlük burada bırakın lütfen.Şimdilik insanların ne yapacaklarını görmek için bekleyelim."

Helia'nın sesiyle birlikte dağılmalar başlamıştı.Akıllarda soru işaretleri vardı ancak bunları cevaplayacak kişiler konuşmama kararı almışlardı.Helia'nın sözleri bunun kanıtıydı.

Sonunda orada sadece altısı kalmıştı.Her ne kadar Aeron ve Gregor kadar kutuplaşan kimse olmasa da, hepsinin Aeron'u haksız bulduğu belliydi.

"Yarattığınız düzenden ve kaderden mutlusunuzdur umarım..."

Aeron arkasına dönerek ilerlerken, içinden geleni de söylemişti.

"Sen de bu düzenin bir parçası ve yaratıcısısın.Kendini soyutlayarak masum çıkabileceğini mi düşünüyorsun?"

Gregor sakince cevapladı.Burada kimsenin suçsuz olmadığı belliydi ancak Gregor suçlu olmasına rağmen masum numarası yapılmasına izin veremezdi.O kendi suçunu bilerek yaşıyorsa, kimse kendini suçsuz olduğuna inanarak yaşamına devam etmemeliydi.

"Daha fazla hata yapmaya devam et o zaman.Taşıyabileceğin kadar suç işleyip, sonra onları sırtına alıp yaşamına devam etmeyi güç sayıyorsan, inandığın gibi yaşa."

Aeron bunları söyledikten sonra arkasına döndü.

"Buna rağmen yapılan hataları düzeltmek için bir çaba göstermeyeceksen, çaba gösteren kişinin yüzüne suçunu vurma."

Aeron'un kaşları çatıktı.Öfkelendiği için olmadığını biliyordu zaten öyle insani duyguları artık hissetmiyordu.Hala insan olduğunu hatırladığı zamanlardan gelen bir dürtü gibiydi.

"Biz insanlara bir inanç ve bir arada yaşayabilecekleri bir dünya sunduk.Savaşları bitirdik ve kenara çekildik.Onlara inanabilecekleri gerçek tanrılar verdik.Onlara tanrı olma şansı bile verdik.Bunlar suç mu?"

İkisi de olayı kendilerine göre yorumlayabilirdi ancak Gregor dediklerinde haklıydı.

"Tüm bunların bedelini yine onlara ödettik ve ödetmeye devam ediyoruz.Savaşlar devam ediyor ve biz sadece inandıkları ancak karşılığında onlara hiçbir şey vermeyen tanrılar olduk.Tanrı olabilmeleri için onları entrikalara ve birbirleri ile dövüşmeye zorladık.Şimdi en ihtiyaç duydukları anda ise kenara çekiliyoruz."

Bu konuşma tamamen farklı bakış açılarına yönelikti.Kim nasıl bakmak istiyorsa öyle bakıyordu.Hiçbir zaman ortak noktada buluşamayacaklardı.

Alhambra Kalesi... 

Alhambra Kalesi avlusunda büyük bir hareketlilik vardı.Ron kale kapısının önünde duruyor ve adamlarına bakıyordu.Bir şekilde zırhlandırılmış 220 asker karşısındaydı.Güçlü oldukları veya iyi savaştıklarını söylemenin mümkün olup olmadığı tartışılırdı ancak sadakatlerinden emin olduğu askerlerdi.Sadakat ise güçten çok daha önemliydi.

"Bugün çoktan kendini kanıtlamış insanlara bakıyorum.Daha birkaç hafta öncesine kadar haydut olan sizler, artık kendi topraklarına sahip askerler oldunuz.Belki en başından bunu düşünerek yola çıkmadınız.Belki nefret ettiğiniz askerlere dönüşme korkunuz vardı ancak, günün sonunda çağrıma cevap vererek sadakatinizi kanıtladınız.Dün gece size sadece belirsizliğe hazır olanların gelmesini söyledim ve sabah 400 kişi ile karşılaşınca şaşırdım.Beklediğim sayı bir kenara hepiniz bu görev için aday olmuştunuz.Her ne kadar adam eksiğimiz olsa bile hepinizi bu belirsizliğe götüremezdim.Bu yüzden 180 kişiyi ne olursa olsun kaleyi savunmaları için Patron ile birlikte burada bırakma kararı aldım."

Ron sözlerini bitirdiği gibi surların tepesindeki Patron ile 180 askerine baktı.Çoğu daha önce yay kullanmış kişilerden oluşuyordu.Bu yüzden savunma için en iyi seçim onlardı.Kalan 220 işi ise baskınlarda bulunan haydutlar ve mahkumlardan oluşuyordu.Normalde bu kadar kalabalık olmamalarına rağmen Patron'un kuvvetli iletişim ağı ile bir sürü haydut onlara katılmak için Alhambra kalesine gelmişti.Artan sayı ile birlikte kale savunması artık daha kuvvetliydi ve saldırıya katılabilecek insan sayısı da artmıştı.Böylece Ron daha iyi bir plan kurabilirdi.

"Geriye kalan 220 kişiyse benimle birlikte Dornez'e hücüm edecek.Bir şehir olmasına rağmen şu an bir kaleden farksız durumda.Tüm kapıları kapalı ve devriyeleri dört bir yana dağılmış durumda.Yine de korkmamızı veya geri adım atmamızı gerektirecek bir durum yok.Hatta Alhambra kalesi kadar olmasa bile mümkün olan en az kayıpla şehri ele geçirmeyi planlıyorum."

Ron kendinden emin konuşuyor ve kendisini tanıyanlara güven aşılıyordu.Onu tanımayanlar bile söylentiler sayesinde ona inanıyordu.Bu da Ron'un emirlerini harfi harfine yerine getireceklerini gösteriyordu.Her şey planladığı gibi giderse, gerçekten kolayca ele geçirebilirlerdi fakat işin sonunda her şey devriyeye yakalanmamalarına ve Alhambra Kalesinin düşmemesine bağlıydı.

 "Kimsenin diyecek bir şeyi yok sanırım."

Ron askerlere baktı ancak kimse bir şey demiyordu.Hepsi harekete hazır görünüyordu.Gerçekten başarabileceklerine inanıyor gibilerdi.Ron bunu onlara aşılamıştı.

"O zaman ileri!"

Bilinmeyen Boyut... 

"Gerçekten burayı böyle kullandığına inanamıyorum."

Antholos şaşkınlık ve heyecanla konuştu.Onca yıl yaşamasına ve o kadar şey görmesine rağmen, bunu görmek şaşırmasına ve heyecanlanmasına neden olmuştu.

"Bir gün bunun bu şekilde kullanılabileceğini söyleseler ben de inanmazdım.Zamanın burada daha yavaş ilerlemesi tam ihtiyacımız olan şey ancak nerede çıkacağımızı tam olarak kestiremiyorum.Buradan çıktıktan sonra tam olarak nerede olacağımızın bir garantisi yok."

Belki de telaş etmeleri gereken en son konu buydu ancak yine de düşünmeleri gerekiyordu.Tahmini bir şekilde Alucard Krallığının başkentine doğru ilerliyorlardı.Yön bilgileri nedeniyle doğru yönde gittiklerini biliyorlardı ancak ne kadar ilerlemeleri gerektiğini tam olarak bilmiyorlardı.Her halükarda kazandıkları vakit çok fazla olacağı için buna aldırmıyorlardı.Normalde haftalar sürecek yolu birkaç güne indireceklerdi.Belki sonunda Lanetli Yaratıklar herhangi bir şehre ulaşamadan onlar varmış olurlardı.Engel sözü geçen birisi olduğu için ikna konusunda bir sorun yaşayacaklarını düşünmüyorlardı.Tek sorun ne kadar sürede hazır olacaklarıydı.Ayrıca Trakai İmparatorluğu ile Dortzak Krallığına da haber vermeleri gerekiyordu.Sadece Alucard Krallığı ile halledemezlerdi.

"Bir sürü vakit kazanmış olacağımız için problem olmayacak.Yine de onları ilk kez bu kadar toplu gördüm.Normalde de birkaç türün bir arada olduğunu görmüştüm ancak o kadar toplu olmaları garip.Ayrıca aylardır neden parça parça olduklarını dair bir şeyler düşünüyordum ama toplanıyor oldukları hiç aklıma gelmemişti.Başlarda geri çekildiklerini düşünüyordum ancak bu kadar saf olmamam gerektiğini biliyordum."

Antholos kızgındı ama bunun hiçbir anlamı yoktu.Şimdi tek yapabilecekleri iyi bir savunma hattı oluşturabilmek ve Lanetli Yaratıkları yenebileceklerini ummaktı.

"Karamsar olursak baştan kaybederiz.Kendini topla ve en iyisini düşün.Ayrı ayrı pek güçlü gözükmüyor olsak bile, birleşince her şeyi yapabilecek bir türüz.Kendimize inanalım yeter."

Engel en iyisini umuyor olsa da, onlar gittiğinden beri pek çok şey değişmişti.Büyük bir şoka uğrayacaklarından habersiz Kronosos Şehrine doğru yola devam ettiler.

---------------------------------------------------------

Bu sefer geç gelmesi benim hatam.Bir düzen oturtmaya çalışıyorum ama bakalım.Sanki oturttum gibi ama hala emin değilim.Zaman gösterecek artık ne olacağını.

Bu arada beğendiyseniz belirtmeyi unutmayın.Hepinize iyi günler.

*****
1806
*****

Continue Reading

You'll Also Like

35.2K 458 24
Zehra ile yolları ayrılan Emir, kendini kabus gibi bir ortamda bulur. Acımasız kadınların elinde oyuncağa döner ve tek isteği bu kabustan uyanıp eski...
166K 10.6K 53
~Fantastik~ "Öfkenin ve dansın zarafeti, olacak her şeyin sebebi... ~ Yaratıkların kol gezdiği, tehlikenin hüküm sürdüğü dünyada; onları avlamak için...
487K 81.5K 71
❝Karanlık çöktüğünde parlayan tek yıldız benim. Ben, sonsuz ışığın başladığı yerim.❞ Eleta tanıdığı bütün kişiler tarafından yalanlarla kandırılmıştı...
8.7K 347 50
Benliğinden kaçmak için çabalayan, aynaları kıran, bir ucube gibi giyindiği halde güzel yüzü sayesinde bir takım kahverengi gözleri cezbeden o genç...